Hey, memur bey, size karşı dokunulmazlığımız var. serbest bölgeye gidiyorduk. | Open Subtitles | أيها الضابط ، لدينا حصانة منكم نحن ذاهبون إلى المنطقة الحرّة |
Bu ülkeler zaten OECD'ye katılarak demokrasi, serbest piyasa ve serbest ticaret için ortak mutabakata varmış oluyorlar. | TED | و بانضمامها للمنظّمة، فهي تؤكّد على التزام جماعيّ بالديمقراطيّة، الأسواق المفتوحة و التّجارة الحرّة. |
serbest piyasa günlerinde ülkemiz en önde gelen endüstriyel güçtü dolayısıyla hissedarlara karşı sorumluluk vardı. | Open Subtitles | ، في أيـام السوق الحرّة عندمـا كنّـا ، قوّة صناعية من الطراز الأول كانت مسؤولية إتجـاه أصحـاب الأسهم |
- Çünkü bütün inançlar Tanrının insana Özgür irade verdiğini söyler. | Open Subtitles | ــ لأنّ الأساطير كلّها تقول انّ الله منح البشر الارادة الحرّة |
Teşekkürler, Sayın Yargıç. Profesör, Özgür iradenin kurmaca olduğuna mı inanıyorsunuz? | Open Subtitles | شكرًا لكِ حضرة القاضية، حضرة البروفيسور، أتظنّ أنّ الإرادة الحرّة خيال؟ |
Onların hür iradelerini kullanmaları sana zarar veriyor. | Open Subtitles | وممارستُهُما لهذه الإرادةِ الحرّة تسبّبت في أذاك |
serbest pazar günlerinde, ülkemiz en iyi sanayi güçlerinden biriyken,... hisse sahibinin sorumluluğu vardı. | Open Subtitles | ، في أيـام السوق الحرّة عندمـا كنّـا ، قوّة صناعية من الطراز الأول كانت مسؤولية إتجـاه أصحـاب الأسهم |
Size serbest bölgeye gitmenizi söyledik, değil mi? | Open Subtitles | أمرناكم أن تنتقلوا إلى المنطقة الحرّة ألم نقل ذلك ؟ |
Bu serbest bölge denilen yerlerde uyuşturucu tacirleri rahatça... | Open Subtitles | في ما يسمى المناطق الحرّة كان تجار المخدّرات يديرون تجارتهم |
Onun serbest bölgeleri bundan sonra altı gün daha devam etti. | Open Subtitles | مناطقه الحرّة بقيت على حالها بعد 6 أيامٍ من ذلك |
Görevlileriniz serbest bölgede kimsenin tutuklanmadığını söyledi. | Open Subtitles | أفرادك نفوا وجود أيّ إعتقالات في المناطق الحرّة |
serbest market küresel ısınmayı çözecek. | Open Subtitles | السوق الحرّة ستحل مشكلة الاحتباس الحراري، |
Bazen tıkanınca, birkaç dakika serbest yazıma geçerim. | Open Subtitles | أحياناعندماأكونفيمأزق ، آخذ بعض الوقت في الكتابة الحرّة. |
Sen müdahaleci, ama aynı zamanda serbest piyasadan yana olan birini arıyorsun. | Open Subtitles | إنك تبحث عن شخص يجيد قراءة أشكال التدخّل الإقتصادي، لكن يتحلّى بروح السوق الحرّة |
Anladığım kadarıyla Alexander, kişinin kendisini... ..Özgür iradesiyle... ..bir sanat eserine dönüştürmesinin insana özgü bir şey olduğunu söylemek istedi. | Open Subtitles | حسب فهمي لكلمات أليكساندر إنّ من المميّزات الخاصة للإنسان القدرة على التّحوّل بإرادته الحرّة إلى عمل فنّي |
Khrushchev'in gizli konuşması, Amerika destekli Özgür Avrupa Radyosu için harika propaganda malzemesi olmuştu. | Open Subtitles | كان خطاب خوروشوف السريّ دعاية مثالية لـ إذاعة أوروبا الحرّة التي تمولها أمريكا |
Özgür kalan son kabile olarak... bu zorbaya karşı hala birleşebiliriz. | Open Subtitles | آخر القبائل الحرّة. للوقوف سوية ضدّ هذا المستبدّ. |
Özgür bir ülkenin halka açık bir mahkemesi burası. | Open Subtitles | إنها محكمة مفتوحة في دولة القوانين الحرّة |
Tanrı hepimize Özgür irade vermiştir, ve o gün Hilary Faye'in dua çemberinde, sen onu kullanmaktan çekinmedin. | Open Subtitles | الله أعطانا كلّ الإرادة الحرّة في ذلك اليوم عندما كنا نصلي عند هيلاري فاي لم تخشي شئ. |
Lakin, şu an şahidi olduğunuz şey tamamen benim Özgür irademdir. | Open Subtitles | مع ذلك، ما تشهدونه الآن هو تصرّف لإرادتي الحرّة الخاصّة. |
hür iradeyle daima ıstırap olur. | Open Subtitles | لكن مع الإرادةِ الحرّة تأتي دائماً المعاناة |