Çok üzgünüm Lemon Belle kardeşlerimden farklı olarak, senin manipülasyonlarına boyun eğmeyeceğim. | Open Subtitles | انا اسفه جداً ليمون ولكن مراعاة لاخواتي الحسناوات لن اقع فريسة لتلاعبك |
AnnaBeth, SS Belle Kaptan Crickett yüzünden uçurumdan aşağı yuvarlanacak. | Open Subtitles | أنابيث قارب الحسناوات يبحر مباشرة إلى الشلال بقيادة القائدة كريكت |
Bunu yapabilmesinin tek yolu da bir Belle olmaktır. | Open Subtitles | الوحيدة الطريقة وتلك الحسناوات من تصبح لكي |
Ve sonra biri gizli kelimeyi söylediğinde Belle'lerin sloganını bağırmak zorundayım. | Open Subtitles | واحد ليوم انابيث خادمة أصيح أن يجب ذلك وبعد الحسناوات شعارات ببعض السرية الكلمة ما شخص قال إذا |
Bu kasabanın ne kadar küçük olduğunu düşünürsek acaba Belle'leri bana karşı kışkırtmasan nasıl olur? | Open Subtitles | ولكن بالنظر إلى كم هي صغيرة هذه القرية هلّا حاولتي مقاومة رغبتك بقلب الحسناوات ضدي أيضاً؟ |
Sanırım bunun yüzünden kızları ve bedava Nike'ları alamıyorsun. | Open Subtitles | أظن هذا لايقرب الحسناوات منك أو يحصل لك على ملابس مجانية |
Evet, bütün güzel hatunlar kapılmadan barda olmak istiyorum. | Open Subtitles | نعم أحب الوصول لهناك قبل أن يرحلن الحسناوات |
O sadece bir Belle olabilir ama kabul edileceği anlamına gelmez. | Open Subtitles | لأنه فقط الحسناوات من تكون أن بإمكانها ذلك يعني لا التلقين ستعبر بأنها |
Annemin söylediğine göre Belle'ler 70'li yıllarda Cehennem Haftasının geri gelmesini, gölde neredeyse kendi botlarının kürekleri ile boğulmak üzere olan üç kızı kurtararak önlemişler. | Open Subtitles | الحسناوات بأن امي قالت لقد نعم. الجحيم إسبوع عمل عن توقفن بعدما السبعينات، في الغرق على فتيات ثلاث كادت |
Belle'lerle bir tür ortaklığım olduğu söylenir. | Open Subtitles | هي السرية الكلمة الحسناوات من سهمي عرفت لقد |
Sen Belle olmadan önce hepimiz sana işkence edeceğiz. # Uzaklara, uzaklara. # # Güneyden çok uzaklardaki... # #... | Open Subtitles | جميعاً ستخدميننا الحسناوات من تصبحي أن قبل العناء يستحق ذلك يكون أن الأفضل من العجوز أيها |
Bir Belle kızı olmaya çalışırken seni izledim. | Open Subtitles | محاولاتك كُل راقبت حَسناً، الحسناوات من لتصبحي |
Bir Belle kızı nasıl olur da yanında mendil taşımaz? | Open Subtitles | ياإلهي أي نوع من الحسناوات لا تحْمل المحارم معها؟ |
Belle Aşevi ve Koruma Derneği'nin kütüphane restorasyon projesi ve bu kağıttan kalpleri kasaba meydanına asılması arasında koşturmak gerçekten beni mahvetti. | Open Subtitles | بين توصيل غذاء الحسناوات وبين مشروع ترميم المكتبة ووضع القلوب الورقية في ساحةِ البلدة |
Belle olmaya çalıştığım zaman onu Lemon'un evinden aldım. | Open Subtitles | أخذتها مِن بيت ليمون عندما كنت أحاول أن أكون من الحسناوات |
Bugün tüm Bell'lerin burada olmasından dolayı çok mutluyum, çünkü büyük haberlerim var. | Open Subtitles | يسعدني ان كل الحسناوات حضرن اليوم لان لدي اخبار هائلة |
- En azından Belle'leri batırmadın. | Open Subtitles | على الأقل لن تتسببي في أفلاس الحسناوات |
Buna benzemeyen bir başka performans, Belle kızları! | Open Subtitles | اللغظ من مزيد بدون حسناً, الحسناوات نجلب دعونا |
Dostum, bu genç hatunlar yatak odasında çılgın gibiler. | Open Subtitles | الحسناوات الصغيرات يعرفن طرقاً غريبه لممارسة الحب |
D.O.G takımında sen, ben ve Doofer olursa Tri Pilerin şansı kalmaz. | Open Subtitles | نعم؟ وبك وأنا ودوفر فى فريق نادى الفتيات لن يكون هناك فرصة لفريق الحسناوات |
Sizin seyrettiğiniz o bikinili sarışın bombalardan biri bile kızgın demire değer mi? | Open Subtitles | أى من تلك الحسناوات اللاتى تشاهدهم دائماً تستحق القضيب الساخن ؟ |
Bir sürü güzel kız varmış. | Open Subtitles | كثير من الحسناوات هناك. |
Erkekler, güzel kadınlar için aptalca şeyler yapar. | Open Subtitles | فالرجال يقترفون أعمالًا غبيّة لأجل النساء الحسناوات |
Hadi bütün o büyük, kıllı avuçları bir araya getirelim beyler ve güzel bir alkış zinciri oluşturalım. | Open Subtitles | لنجمع تلك الحسناوات معا ولنقدم تصفيقا حارا |