Bu derin anlayislardan bir tanesi. Karisik uygulamalara tarihsel bir calisma ile cozum getirmek. medeniyetler gibi. | TED | هذه واحدة من أكثر الرؤى تعقيداً للخروج بنتائج من دراسة تاريخية للمؤسسات المعقدة مثل الحضارات. |
Hümanistler olarak, tabi ki, bu değişime kucak açmalıyız. Ve bu uygarlıklar hakkında bilgimizi geliştirmeliyiz. | TED | وكبشر .. هم مرحبون بهم تماماً وبهذا التغير وعلينا ان نتعلم فيما يخص هذه الحضارات |
Bu iki yazının çözülmesi doğrudan bu medeniyetlerin bizle tekrar konuşabilmesiydi. | TED | ان فك شيفرة هذين النصين مكننا من اعادة فهم تلك الحضارات مرة اخرى .. واعطائها صوت جديد |
Bazı kültürlerde hala ölülerin gözlerine para yerleştirilir. Ya da gümüş. | Open Subtitles | حسنا بعض الحضارات لازالت تضع ثوما في اعين الاموات او فضة |
Tarih boyunca, farklı kültürler bunu sağlamak için çeşitli yöntemler kullanmıştır. | TED | عبر التاريخ استخدمت الحضارات المختلفة طرقاً متنوعة لتحقيق ذلك. |
Bu yaşımda bile kayıp medeniyetleri aramaya devam edebiliyorum. | TED | وحتى في عمري هذا يمكنني الاستمرار في البحث عن الحضارات المفقودة. |
Çünkü medeniyetin son umudu sizseniz, barış yalnızca bir ideal değildir bir yükümlülüktür. | Open Subtitles | لأنه عندما تكون الحضارات الأمل الأخير فالسلام ليس مجرد مثال بل هو إلتزام |
Tecrübeme göre, insanlar oturup hesap yaptıklarında galakside binlerce medeniyet olduğu çıkarımına varıyorlar. | TED | حسب خبرتي، عندما يجلس الناس ويقومون بحسابات، هم عادة يصلون لنتيجة أن هناك الآلاف من الحضارات في المجرة. |
Bu onları tüm zamanların en gelişmiş medeniyeti yapar. | Open Subtitles | هذا سوف يجعلهم رقم واحد دائماً فى الحضارات المتقدمة |
Bu akım, tüm kültür ve coğrafyalarda 250 yıldır devam ediyor, Sahra Altı Afrika ve Güney Asya'daki bariz istisnalar hariç. | TED | وكان هذا القرار ثابت لربع الفيه , عبر الحضارات و المناطق الجغرافيه, مع استثناء صارخ من جنوب الصحراء الكبرى وجنوب آسيا |
Tüm kültürlerin efsanelerinde... tek amaci dilekleri gerçeklestirmek olan bir varlik bulunur. | Open Subtitles | معظم اساطير الحضارات الكبرى تحتوى على هذه الشخصية من اجل تحقيق الامنيات |
Gördüğünüz gibi, tapınaklar ve tanrılar eski medeniyetler için çok önemlidir. | TED | و كما ترون، تلعب الالهة و المعابد دوراً كبير في كل الحضارات القديمة. |
Tabi ki tarımla beraber ilk büyük medeniyetler, balçık ve tuğladan inşa edilmiş ilk şehirler, ilk imparatorluklar ortaya çıktı. | TED | بالطبع، جاءت مع الزراعة أُولى الحضارات الكبرى، أوّل المدن المبنيّة من الطين والطوب، أوّل الإمبراطوريات. |
medeniyetler çatışmasının destekçilerine göre Barbie ve Fulla apayrı dünyalara aitler. | TED | الآن ، وفقا لأنصار الصدام بين الحضارات ، كلا باربي وفُلّة تشغلان هذه الأسافير المختلفة تماماً. |
Ama eski aileler antik uygarlıklar gibidir. | Open Subtitles | ولكن العائلات القديمة مثل الحضارات القديمة |
Pek çok farklı iklim, farklı coğrafi yapılar, büyük okyanuslar, çeşitli uygarlıklar. | Open Subtitles | هناك الكثير من المناخات المختلفة المناظر الطبيعية المختلفة محيطات كبيرة, تشكيلة واسعة من الحضارات |
medeniyetlerin çoğu artık aramızda değil. | TED | غالبية الكائنات وكل الحضارات التي وجدت الآن موجودة في كتب التاريخ. |
Dünyanın dört bir yanından, evliliğin çok yaygın olmadığı kültürlerde bile er ya da geç uzun ilişki partnerleriyle yaşamaya başlıyorlardı. | TED | وحتى في الحضارات عبر العالم حيث لا يوجد زواج غالباً إنهم يستقرون في نهاية المطاف مع شريك في علاقة طويلة. |
Birkaç bin yıl içinde, tüm dünyadaki kültürler kendi içeceklerini fermente ediyorlardı. | TED | خلال بضعة آلاف من السنين، كانت الحضارات حول العالم تخمر المشروبات الخاصة بها. |
Temelde bu medeniyetleri muazzam bir kültür ve materyal takasında bir araya getiriyor. | Open Subtitles | جمعت هذه الحضارات لتبادل الثقافة والمواد. |
medeniyetin bilinen dokusu gözlerimizin önünde dağılıyordu. | Open Subtitles | الحضارات التي كانت اختفت بأكملها وامام اعيننا |
Bu gezegen üzerinde bulabildiğimiz en gelişmiş medeniyet. | Open Subtitles | أكثر الحضارات تقدمٌاً وجدناها على هذا الكوكب |
Ve kuruyan Arabistan, medeniyeti aşağıya çeken rolünü oynadı. | Open Subtitles | و هذا الجفاف لعب دوره في انهيار الحضارات |
Her kültür, her uygarlık sonsuz gençliğe ulaşmanın hayalini kurmuştur. | TED | كل الحضارات والثقافات قد حلمت بالحصول على الشباب الدائم. |
Bununla ilgili en popüler teori kültürlerin renkleri sadece onları üretebilmeye başladığında fark edebilmesidir. | TED | والتفسير الشهير لهذه المسألة قد يكون أن الحضارات بدأت تتعرف على اللون فقط عندما أصبحت قادرة على إنتاج هذا اللون. |
Bu pek çok uygarlığın gelecek nesiller için kodlanmış mesajlar yazmasının sebebi midir? | Open Subtitles | هل هذا هو السبب الذي دفع الكثير من الحضارات |
Çünkü arkeoloji bize geçmiş uygarlıkları inceleyerek hangi noktada başarılı olup hangi noktalarda yanıldıklarını inceleme fırsatı veriyor. | TED | لأن الآثار تمنحُنا فرصة لدراسة ماضي الحضارات لنرى اين نجحوا و أين فشلوا |
Zamam zaman ölü uygarlıkların tozunun altından kalkmalı ve biraz yaşamalısın. | Open Subtitles | عليك النهوض أحياناً من تحت غبار.. الحضارات الميتة، والعيش قليلاً |
Yine de,gelişmiş uygarlıklardan gelme Pek çok şey var burada... | Open Subtitles | على الرغم من ذلك ، لديهم الكثير من الأشياء التي تشابه الحضارات المتقدمة |