Grant'ı romantik bir konser için parka getirmek çiçekler göndermek. | Open Subtitles | إغرائها بالخروج للساحة من أجل حضور الحفلة الموسيقية أرسال الورود |
Ama onları daha konser başlarken gördüğümü, ve bunun onları son görüşüm olduğunu ona anlattım. | Open Subtitles | لكنني أخبرته أن القفازين كانا لدي حين بدأت الحفلة الموسيقية وكانت تلك آخر مرّة أراهما |
Sanırım gitsen iyi olur. konsere geç kalmak kaba bir davranıştır. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل ان تذهب فليس من اللائق أن تتأخر عن الحفلة الموسيقية. |
İlk başta sadece konsere gitmek istiyorduk. Bilirsiniz, son kez olarak. | Open Subtitles | نحن كنا فقط نذهب إلى الحفلة الموسيقية أولا تعرف ، إنفجار أخير واحد |
konserden hemen önce yapmam gereken bir şey daha var. | Open Subtitles | ولكن يبدو بأن هناك شيء يجب أن اعمله قبل الحفلة الموسيقية |
Biliyorsun, geç kalma. Buna dikkat edeceğim. Bu gece Konserde görüşürüz. | Open Subtitles | اتعرف ، لا تتأخر ، سوف اعتني بهذا اراك الليله في الحفلة الموسيقية .ِ |
Gözlerim kapalıydı çünkü olası en gerçekçi biçimde dün gece katıldığımız Konseri zihnimde tekrar canlandırmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | عيونى كانت مغلقة لمحاولتى استدعاء الحفلة الموسيقية بشكل واضح والتى حضرناها ليلة امس. |
konser boyu eve sadece dört kişi girdi. | Open Subtitles | أربعة أشخاص فقط دخلوا للمنزل خلال الحفلة الموسيقية |
Ama onunla daha önce tanışmamıştım konser haricinde. | Open Subtitles | البلايين من الناس شاهدوك وأنت ترقص معه نعم.حسنا أنا لم أقابله من قبل فقط في الحفلة الموسيقية |
Bu sene konser turu için Disney World'e gidecek tüm Hummingbird korosu üyeleri...... en geç bu cumaya kadar izin belgelerini teslim etmek zorundalar. | Open Subtitles | الذين سيذهبون إلى الحفلة الموسيقية في ديزني وورلد عليهم أن يقوموا بتسليم إشعارات الموافقة هذا الجمعة |
Yapmayın çocuklar, hediye, pasta ve konser bileti aldık. | Open Subtitles | يا جماعة لقد حضرت الهدايا و الحفلة الموسيقية والكعك |
-Madeline. konser bitinceye kadar döneriz. | Open Subtitles | نحن سنعود سريعاً في وقت انتهاء الحفلة الموسيقية. |
Prag'da olacak ve beni konsere davet etti. | Open Subtitles | هي ستكون في براغ ومدعوة إلى هذه الحفلة الموسيقية. |
konsere bırakacaklar ve otellerinde kalacağız. | Open Subtitles | سيُنزلوننا عند الحفلة الموسيقية و سنقضي الليلة في فندقهما |
Sana konsere gideceğimi söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أنّي كنت ذاهبة إلى الحفلة الموسيقية |
Tam da siz konserden vazgeçip geri dönmeye karar verdiğiniz anda ki hayalet sizi konsere göndermek için çok uğraştı. | Open Subtitles | في اللحظة التي فكرت بها بعدم حضور الحفلة الموسيقية بعد أن عاني الشبح كثيراً لكي تذهبِ هناك |
konserden sonra gideceklermiş. | Open Subtitles | هذا يعني بأنها ستذهب بعد الحفلة الموسيقية. |
Bu sabah. Dün gece konserden sonra geç yatmıştım. | Open Subtitles | هذا الصباح، لقد استيقظت متأخراً بعد الحفلة الموسيقية ليلة البارحة |
Sorman tuhaf, Konserde bıraktık. | Open Subtitles | طريف أنك سألت تركناهما في الحفلة الموسيقية |
Asıl mesele şu Blackadder, Konseri organize edecek bir adam bulmak çok zor olacak yahu. | Open Subtitles | الآن, مشكلتي, يا بلاكادر هي أن إيجاد رجل يُنظم الحفلة الموسيقية أمرٌ صعبٌ جداً. |
Bu mezuniyet balosunu bir babanın, oğlunun smokinine asla bir çiçek takamayacağını düşünüp, üzülmesiyle başlattık. | TED | بدأنا الحفلة الموسيقية الراقصة بعدما سمعنا رثاء أب أنه لن يعلق أبدًا وردة على صدرية بدلة ابنه. |
Jimmy Quinn seni baloya ben rica ettim diye davet etti. | Open Subtitles | جيمي كوين الوحيد الذي دعاك إلى الحفلة الموسيقية كخدمة من أجلي |
mezuniyet balosu sonrası gibi. | Open Subtitles | تمامًا كما حدث بعد الحفلة الموسيقية. |
Bayan Plavalaguna'nın eşsiz konserini izleyecekler! | Open Subtitles | للتمتّع بإمتياز الحفلة الموسيقية الفريدة للآنسة بلافالاجانا |