Senin hakkındaki gerçeği bilmek isterim. | Open Subtitles | أود أن أعلم الحقيقة عنك |
Senin hakkındaki gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف الحقيقة عنك. |
Geri dönüp Senden gerçeği tekrar saklayacağım için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لأني سأعود إلى إخفاء الحقيقة عنك. |
Bu gerçeği senden saklamak için hiçbir girişimim olmadı. Chaya, kesinlikle mükemmel değiliz. | Open Subtitles | و أنا لم أحاول إخفاء هذه الحقيقة عنك فنحن لسنا بعالم مثالى |
Kendini temize çıkarman için tek şansın var o da kızına yardım etmek, lütfen kendin hakkındaki gerçekleri ona anlatın ki onun Todd ile ilgili gerçekleri kavraması kolay olsun | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة لتكفر عن ذنبك بان تساعد ابنتك. ارجوك اخبرها الحقيقة عنك |
Ama George'u incitmene izin vermeyeceğim. Seninle ilgili gerçeği bildiğini sanıyor. | Open Subtitles | ...لكنني لن اتركك تؤذين جورج يعتقد انه يعرف الحقيقة عنك |
Ama George'u incitmene izin vermeyeceğim. Senin hakkında her şeyi bildiğini sanıyor. | Open Subtitles | ...لكنني لن اتركك تؤذين جورج يعتقد انه يعرف الحقيقة عنك |
Senin hakkındaki gerçeği biliyor mu? | Open Subtitles | هل تعرف هي الحقيقة عنك ؟ |
Ona Senin hakkındaki gerçeği söylemek için. | Open Subtitles | - أن أقول له الحقيقة عنك. |
Senden gerçeği saklamaya çalışıyorlardı. | Open Subtitles | كانا يحاولان إخفاء الحقيقة عنك |
Senden gerçeği saklamak benim kararımdı. Neden? | Open Subtitles | أنا قرّرت إخفاء الحقيقة عنك - لماذا؟ |
Kendini asla farklı hissetmemen için gerçeği senden sakladı. | Open Subtitles | . أبقى الحقيقة عنك حتى لا تشعر أنك مختلف |
Sen benim hakkımda yalan söylemeyi bırak ben de senin hakkındaki gerçekleri söylemeyeyim. | Open Subtitles | كُف عن قول الأكاذيب عني وسأتوقف عن قول الحقيقة عنك |
Eğer Amanda Clarke hakkında yalan söylemeyi kesmezsen senin hakkındaki gerçekleri söylemeye başlayacağım. | Open Subtitles | إن لم تكفّي عن قول الأكاذيب عن (أماندا كلارك)، سأبدأ قول الحقيقة عنك. |
Annem senin hakkındaki gerçekleri duymayı çok isterdi. | Open Subtitles | كانت أمي سترغب في معرفة الحقيقة عنك |
Karının, Seninle ilgili gerçeği öğrenmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريدُ أن تعرف زوجتُك الحقيقة عنك |
Seninle ilgili gerçeği bana anlattı. | Open Subtitles | وبـ(نولن) و(إيف)، لقد أخبرتني الحقيقة عنك |
Senin hakkında doğru söylüyordu. | Open Subtitles | هو كان يخبر الحقيقة عنك. |