"الحقيقة ليست" - Translation from Arabic to Turkish

    • değil
        
    • aslında
        
    Şairin dediği gibi, gerçeğin iyi değil, hatta tam zıttı olduğunu hiç anlayamadı. Open Subtitles هي لم تدرك ان الحقيقة ليست جميلة كما قال الشاعر ,وعلى العكس تماما
    Yer eşimli, bu yüzden evi kayıyor gibi gösteriyor, ama aslında öyle değil. Open Subtitles الارض مميلة لذلك تجعل البناية تبدو و كانها مميلة,ولكن فى الحقيقة ليست كذلك
    Ama ne yazık ki, gerçeklik hayaller kadar iyi değil. TED لكن لسوء الحظ ، الحقيقة ليست جيدة بقدر أحلامي.
    Dünyanın en iyi haritalarından birinin işe yarama sebebi aslında harita olmaması. TED واحدة من أشهر الخرائط الموجودة تعتبر عملية لأنها في الحقيقة ليست خريطة على الإطلاق.
    Nicolaus Kopernik, Dünya evrenin merkezi değil, güneş, güneş sisteminin merkezi, Dünya, güneşin etrafında dönüyor, TED فعندما قال نيقولا كوبرنيكوس أن اﻷرض في الحقيقة ليست مركز الكون الشمس هي مركز النظام الشمسي و اﻷرض تدور حول الشمس
    Evet. Kırılgan mı? Hayır, pek değil. TED هي هشة؟ لا ، انها في الحقيقة ليست هشة للغاية.
    Bu nedenle burada olan şey Omnivor'un İkilemi değil, TED وما لدينا هنا في الحقيقة ليست معضلة آكل الحيوانات
    Önemli değil, zaten öyle bir beklentim yoktu. O aslında bir Noel hediyesi değil. Open Subtitles لا بأس ، لم أتوقع منك هدية إنها فى الحقيقة ليست هدية العيد
    Mahkeme gerçeğin peşinde, davalının babasının görüşlerinin değil. Open Subtitles هذه المحكمة بعد الحقيقة , ليست تريد رأي أبٍ المدّعى عليه
    Üzgünüm ama bu benim sorunum değil. Open Subtitles أنا آسف، ولكن هذا في الحقيقة ليست مشكلتي.
    Ama kendi kendime düşündüğümü hatırlıyorum... gerçek yalnızca kurgudan daha garip değil... ayrıca genellikle daha az akla yatkın. Open Subtitles ولكنى اتذكر ان كنت افكر فى نفسى ان الحقيقة ليست اغرب من الخيال ولكن كثيراً ما لا تصدق
    İşi aslı göründüğü gibi değil. Open Subtitles انظروا، هذا في الحقيقة ليست على ما يبدو.
    İyi bir haberlerimiz var, aslında iyi değil. Open Subtitles أخبار جيده, في الحقيقة ليست أخبار جيده إنما مجرد أخبار
    Gereksiz gibi gelebilir ama, bu günlük değil not defteri. Open Subtitles حسناً انا لا اريد ابرر هنا لكن هي في الحقيقة ليست مذكرات انما دفتر ملاحظات
    Bunu karar vermek sana düşmez değil mi? Open Subtitles وهذا في الحقيقة ليست قراركم لجعل، أليس كذلك؟
    aslında temel anlamda işletmeler toplumsal sorunlara sebep oluşturarak kâr yapmaz. TED الأعمال لا تحقق الأرباح عن طريق التسبب بمشاكل اجتماعية في الحقيقة ليست في أي احساس اساسي
    Bir deney. aslında bir deney de denemez, çünkü sonucun ne olacağını biliyorum. TED هي في الحقيقة ليست تجربة لاني أعرف نتائجها
    Acil bir durum var. aslında o kadar da acil sayılmaz. Open Subtitles عندي حالة طارئة، في الحقيقة .. ليست حقاً حالة طارئة
    aslında karanlık bile denmez. Open Subtitles إنها نعمة مخفية في الحقيقة , ليست حتى مخفية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more