"الحقيقة هي أني" - Translation from Arabic to Turkish

• Gerçek şu ki
• Doğrusu şu ki

Gerçek şu ki kocamı, bu evliliğin hemen her günü paylaştım.
الحقيقة هي , أني قد شاركت زوجي كل يوم في زواجنا

Gerçek şu ki, seni tanıştığımız ilk saniyeden beri seviyorum.
الحقيقة هي أني أحببتك منذ أول مرة إلتقيت بك

Gerçek şu ki, ben sana hep özendim ve saygı duydum.
الحقيقة هي أني دائمًا ما تطلعت بك وأحترمتك

Gerçek şu ki, buraya sana çıkma teklif etmeye gelmiştim.
الحقيقة هي أني أتيت للتحدث إليك لإقناعك بالخروج معي

Doğrusu şu ki Hiçbir şey umurumda değil.
الحقيقة هي أني لا أبالي لأي شيء

Arkadaş edinir, gün ışığında yaşar sıradan bir çocuk olurdum ama işin Doğrusu şu ki insanların arasındayken kendimi güvende hissetmiyorum. İstedikleri gibi düşünsünler, ama Yeni Cennet Bahçesi gerçekti.
و لكن الحقيقة هي أني لا أشعر بالأمان و أنا بالقرب من الناس بإمكانهم أن يصدقوا ما يريدون , و لكن "عدن الجديدة " موجدة فعلا

Gerçek şu ki, burada kalmak istiyorum. Bir işe yaradığıma inanıyorum.
الحقيقة هي أني أريد البقاء هنا أعتقد بأني يمكن أن أكون مفيدا

Fakat Gerçek şu ki sizi uyarmalıyım.
لكن الحقيقة هي أني جئت لكم من قبل بتحذير

Ama Gerçek şu ki... Soyut bir tutum... benimsedim.
لكن الحقيقة هي أني كنت قادرة على تبني مواقف صعبه

Güzel, çünkü Gerçek şu ki seni unutamıyorum ve ... unutmaya da çalışıyor değilim.
جيد، لأنّ الحقيقة هي أني عجزتُ عن نسياتكِ وليس لأني لم أحاول

Çünkü Gerçek şu ki, çoğu zaman onu görüyorum.
لأن الحقيقة هي.. أني اشاهدها في الكثير من الأوقات

Gerçek şu ki, ben Burbank'te konuşlanmış bir NSA-CIA operasyon takımının üyesiyim.
الحقيقة هي .. أني عضو في الأمن القومي و الاستخبارات

Şey... Gerçek şu ki; benden daha genç olanlarla beraber olmadım. - Ne?
حسنا, الحقيقة هي أني لم أعد صغير السن بعد الآن

Size takım elbiseli bir iş adamı gibi görünüyor olabilirim ama Gerçek şu ki, ben has be has mafyayım.
ربما أبدو لكم كرجل أعمال يلبس بدلة , و لكن الحقيقة هي أني رجل عصبات شرس

Gerçek şu ki, insanların kötü olup olmadığından artık emin değilim.
الحقيقة هي , أني لا أعرف إذا مازال البشر سيئون أم لا

Biliyor musun, bir süre için çok şeyim var diye düşündüm ama Gerçek şu ki boş biriyim.
.. لقد فكرت قليلاً بالكثير من الأمور الحقيقة هي أني مطارد حسبما أفترض

Özür dilerim, bu çılgın seyahat için sana açıklama yapmadım, ama Gerçek şu ki, ben de sebebini bilmiyordum.
أنا أسف لأني لم أعطيك ...اي تفسير لهذة الرحلة الجنونية لكن الحقيقة هي أني لم أكن أملك سبباً لها

Sorumluluk. Gerçek şu ki ben kendim için bile doğru kararları zar zor veririm.
الحقيقة هي , أني بالكاد أستطيع أن أقوم بأتخاذ القرارات لنفسي

Doğrusu şu ki, hatırlamıyorum.
الحقيقة هي أني لا أستطيع.