"الحقيقة هي أنّه" - Translation from Arabic to Turkish

• Gerçek şu ki

Ve Gerçek şu ki, bunca yıl sonra iştahından daha fazlasını kaybetmeye başlıyorsun.
الحقيقة هي أنّه بعد تعاقب سنوات كثيرة تبدئين في خسارة أكثر من مجرّد ميولاتك.

Gerçek şu ki hayatta benim gerçeğimi kaldırabilecek kimse kalmadı.
"الحقيقة هي أنّه لم يبقَ أحد حيّ بوسعه تحمّل حقيقتي"

Sağ ol. Ama Gerçek şu ki kullanılmaktan hiç bu kadar zevk almamıştım.
لكن الحقيقة هي أنّه لمْ يسبق أن قضيتُ وقتاً أكثر مرحاً بإستغلالي.

Gerçek şu ki sizi cinayetlere bağlayan bir kanıtımız yok.
أنظر ، الحقيقة هي أنّه ليس لدينا أيّ أدلّة تربطكَ بجرائم القتل تلكَ

Gerçek şu ki hiçbir zaman senin ve benim kadar güçlü olamadı. Bu kasabanın güce ihtiyacı var. Bize ihtiyacı var.
الحقيقة هي أنّه لمْ يكن قوياً مثلي ومثلك، وهذه المدينة تحتاج للقوة، تحتاج إلينا.

Gerçek şu ki, benimle gelmeni istemesem daha hayırlı olur.
الحقيقة هي أنّه ربّما كان من الأفضل عدم طلبي منك مرافقتي

Gerçek şu ki, herkesin ve her şeyin sonu gelmeli.
لكن الحقيقة هي أنّه لكل امرئ ولكل شيء نهاية.

Gerçek şu ki, yeni liderin ses tonuna bakılırsa ne yaparsak yapalım girişte bir rehine kaybedeceğiz.
-قبل أن نصل إليهم -أسوأ احتمال؟ الحقيقة هي أنّه من صوت ذلك القائد الجديد، سنخسر رهينة حال دخولنا مهما كان

Gerçek şu ki o benim arkadaşım.
اسمع , الحقيقة هي أنّه صديقي نوعاً ما

Gerçek şu ki, rahatlamıştı.
الحقيقة هي أنّه قد شعر بالإرتياح.

Gerçek şu ki, onu bulmak o kadar da zor değildi.
"الحقيقة هي.. أنّه لم يكن من الصعب إيجاده"