Dünya'da gerçek bir kahraman olduğunu ispat edersen... tanrılığını geri kazanabilirsin. | Open Subtitles | هرقل تستطيع أن تثبت أنك البطل الحقيقي على الأرض ألوهيتك سترجع |
gerçek zamanlı olarak cep telefonunda işletiliyor ve elbette başlı başına harika, cep telefonlarının saniyede milyarlarca ve trilyonlarca işlemi yapabiliyor olması. | TED | تعمل بالزمن الحقيقي على الهاتف المحمول، و هذا، بالطبع، أمر رائع بحد ذاته، الهاتف النقال يستطيع القيام بمليارات بل ترليونات العمليات بالثانية. |
Ve bugüne kadar, Star Wars Kid sayfasının en tepesinde çocuğun gerçek adının kullanılmayacağı ile ilgili bir uyarı var. | TED | وحتى هذا اليوم، صفحة طفل حرب النجوم لديها تحذير في الأعلى على اليمين يقول أنه لا يمكنك وضع أسمه الحقيقي على الصفحة. |
Onun gerçek babası olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لا يجب أن تدعيه أبّي لقد قالت أنّك لستُ والدها الحقيقي على أية حال |
Kopya Lex, gerçek Lex'i hayatta tuttuğunu söyledi. | Open Subtitles | قال ليكس المنسوخ أنه أبقى ليكس الحقيقي على قيد الحياة |
Hiçbir gerçek savaşçı güç ve üstünlük için silahına güvenmez. Bundan söz ediyorum işte. | Open Subtitles | لا يعتمد المحارب الحقيقي على السلاح للقوة أو التفوق |
Hatta gerçek ismi bile olabilir bu konuda hiç bir fikrim yok. | Open Subtitles | ربما يكون إسمها الحقيقي على حد علمي ليس لدي أدنى فـكرة |
Örgütle ilgili nihayet gerçek bir ipucu bulduk. | Open Subtitles | حصلنا أخيرا على الرصاص الحقيقي على زنزانتنا. |
gerçek katilinin sesini bu telesekreterde bulacaksınız. | Open Subtitles | ستجد صوت القاتل الحقيقي على جهاز الرد هذا |
Bizim "Ölümün Alfabesi" kısamızın tüm film içinde gerçek ölüm sahnesi olan tek bölüm olmasına ne dersin? | Open Subtitles | مادا لو صناعنا افلام قصيره في فلم كامل التي أظهرت الموت الحقيقي على الشاشة, |
Rosalyn, işine gelse kendi yaratıcını bile gerçek ölüme gönderirdin. | Open Subtitles | روزالين, أنتِ ستعلنين عقوبة الموت الحقيقي على صانعك إذا كان فيه خدمة لبرنامجك السياسي |
Aslında gerçek teklifin ne olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | ألم تخمن ما العرض الحقيقي على المائدة هو ؟ |
Uçak gemisine gerçek bir iniş yapmak karaya iniş yapmaktan farklıdır. | Open Subtitles | الهبوط الحقيقي على حاملة طائرات يختلف عن التدريب على الارض |
Zaten gerçek baban o. | Open Subtitles | إنه والدك الحقيقي على أية حال. إنه والدك الحقيقي على أية حال. |
Ama aslında beşinci randevumuz ve bu gerçek randevu muhtemelen ikimizden birinin evinde son bulacak. | Open Subtitles | وهو في الواقع، تقريبا، موعدنا الخامس. وهذا الموعد الحقيقي على الأرجح سينتهي في شقة أحدنا. |
gerçek çocuğun kendi odası var ha? | Open Subtitles | إذاً يحصل الطفل الحقيقي على غرفة خاصة به؟ |
Bu sahnede gerçek olan tek şey bu tavuk. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الحقيقي على هذا المسرح هو هذه الدجاجة |
Yeni Valyria kılıcınızla yüksek masanızdan inin ve herkese gerçek bir kralın tacını nasıl kazandığını gösterin. | Open Subtitles | تخلى عن المنصة الشرفية، أمسك بسيفك الفاليري وأظهر للحضور كيف يتربع الملك الحقيقي على عرشه |
Ben seninkinin aksine, gerçek bir sanat türünde yüksek lisans yaparken sen gecenin karanlığında üstüne çullandın ve onu çaldın. | Open Subtitles | واخذته بينما انا كنت بعيدة في الكلية احصل على درجة في شكل من اشكال الفن الحقيقي على عكس ما تقومين به والذي هو ليس بفن |
gerçek ödül avcısı en azından dinlerdi. Ellerine bak. | Open Subtitles | المرتزق الحقيقي على الأقل سيستمع ألي, أنظر إلى يديه |