Komünist olduğu hükmüne varılmış veya bunun dışında hain tek bir kişi dahi bugün hükümet kadrolarında yer almamaktadır. | Open Subtitles | لن يظلّ أيّ شخص يثبت عليه قضائيًا أنّه خائن سواء كان شيوعيًا أو لا مدرجًا في كشف الرواتب الحكومي |
Çünkü hükümet göç sınavına girebilmek için adını erkek adı olarak değiştirdi, Amerika'ya gitmek için. | TED | فقط بسبب اسمها الذي يبدو كاسم صبي تمكنت من الالتحاق بالاختبار الحكومي للهجرة بالحيلة للمجيء الى الولايات المتحدة. |
Yabancı yatırım, hükümet yardımı olmadan gerçekleşen bir şey bu, ve aslında, bütün engellere rağmen, Nijerya ekonomisinin en zor anlarından birinde gerçekleşti. | TED | إنه أمر يحدث بدون الإعتماد على الإستثمار الأجنبي. بدون الدعم الحكومي . وتحديدا يحدث برغم كل الصعوبات. في أكثر اوقات الإقتصاد النيجيري صعوبة |
Aynı zamanda bu hikaye, devlet okullarının ve kırsal kesimdeki halkın her ikisinin de geliştirimesi için "tasarım"ın ne yapabileceğinin hikayesidir. | TED | انها قصة عن التعليم الحكومي و عن المجتمعات الريفية وعن ما يمكن للتصميم فعله ليحسن كلاهما. |
Yani, Bertie County'de devlet eğitim sistemi zor durumda, demek bile durumun vehametini hafife almak olur. | TED | فقول أن نظام التعليم الحكومي في مقاطعة بيتي يعاني هو تبسيط مخل حقا. |
İlaç şirketi bağlantılarında, hükümetin güneş yasasının ötesine geçtik ve bize nasıl ödeme yapıldığını konuşuyoruz. | TED | ذهبنا إلى ماهو أبعد من القانون الحكومي عن انتماءات شركة الأدوية، وتكلمنا عن كيفية الدفع لنا. |
devletin baskınlarda ele geçirdiği araç gereci açık artırmayla satması doğru değildir belki. | Open Subtitles | حسناً ربما ممارسة الأسلوب الحكومي في مصادرة المعدّات في الهجمات ثم إعادة بيعها في المزادات العامة ليست الفكرة الافضل |
Bu paketlerin neden hükümet uyarısı taşıdığını anladım. | Open Subtitles | أَرى لِماذا هذه الرُزَمِ تَحْملُ التحذير الحكومي. |
Werner onu, dünyadaki kıtlık ve açlığa dair, belge ve fotoğraflarla dolu, hükümet arşivine götürüyor. | Open Subtitles | قام فيرنر بأخذها الى الأرشيف الحكومي الممتلئ بالوثائق و الصور التي توثق المجاعات في كافة أنحاء العالم |
Her çeşit müzik türü denendi... her çeşit hükümet.. her çeşit saç stili denendi... | Open Subtitles | تم تجربة كل نوع من الموسيقى تم تجربة كل نوع من النظام الحكومي وكل نوع من قصة الشعر وكل نكهات العلك |
Babanın talimatlarına göre hareket ediyor ve bunların onaylanmış hükümet protokolü olduğunu sanıyordun. | Open Subtitles | لقد كنتِ تتصرّفين أمام والدكِ بموجب ما كنتِ تعتقدينه أنه كان موافقاً للنظام الحكومي |
hükümet binasına sağ salim geri dönebilir mi ki? | Open Subtitles | هل بالأمكان أن تبقى حيـاً من السفرية وتعود للمكتب الحكومي |
Sen ve fino köpeklerin bir daha bu Doğu Kıyısı rezilliğini yaparsanız hepinizi hükümet peyniri gibi doğrarım sizi! | Open Subtitles | إذا كنت أنت وكلبتك الصغيرة هذه ستسحبن دائما برازكن على ساحل سكنكي الشرقي مرة آخرى أنا ساقطعك لتصبحي مثل الجبن الحكومي |
Yarın gece hükümet evinde yapılacak baloda destekleyici olmayı kabul ettim. | Open Subtitles | وافقت أن أكون الراعية الرسمية للحفلة الراقصة في البيت الحكومي ليلة الغد |
İşte bu küçük hikayenin hem kırsal bölgeler hem devlet eğitim sistemi ve hem de tasarımın geleceği için doğru yönde atılmış bir adım sayılacağını umuyoruz. | TED | و مع أن هذه قصة جدا صغيرة, نآمل أن تمثل خطوة في المسار الصحيح لمستقبل المجتمعات الريفية و لمستقبل التعليم الحكومي و نآمل لمستقبل التصميم أيضا. |
Yaklasik benim yasimda, ve San Quentin devlet Hapishanesi'nde. | TED | انه تقريبا بعمري ، وهو سجين في سجن سان كوينتين الحكومي. |
Çünkü orası devlet kurumlarının gerçek işlerinin yürütüldüğü yerdir. | TED | لأن ذلك حيث يحدث العمل الحكومي الحقيقي. |
dedim. Ve tabii ki, devlet yetkilileri "Muhakkak korkuluğunuz olmalı." | TED | وبالطبع ذكر المسؤل الحكومي أنه لابد من وجود الدرابزين |
hükümetin akademilere burnunu sokması hakkındaki görüşlerim oldukça sabittir. | Open Subtitles | حسب ما أعتقد فإن التدخل الحكومي في الشؤون الأكاديمية ثابت بالأحرى حقاً؟ |
Kamu siyasetiyle veya devletin kutsallığıyla ilgili tüm idealizmim, yaptığın şeyle tamamen yok oldu. | Open Subtitles | كدت أترك السياسة بسبب هذا المثالية في القيادة و تغيير النظام الحكومي و كل أرائي كانت في خطر بسبب ما فعلته |
Eyalet Adli Tıp Bölümü'nün incelemesi gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | حسب الطبيب الشرعي الحكومي كان يجب أن ينظر إليهم. |
Haberiniz var mı bilmiyorum ama Bölüm, Devletten aldığı fonun büyük bölümünü kaybetti. | Open Subtitles | أعني، أنك ربما لا تعلم بالحالة الاقتصادية لكن "الشعبة" فقدت أغلب تمويلها الحكومي |
Herkesi kızdıran bu federal yargıçlığın görüşünü siz de benimsiyorsunuz. | Open Subtitles | أرى أنك تتخذ موقفاَ في التصرف الحكومي الذي يناسب الجميع |
Hatta beni senin 4. saatteki yönetim dersine koymayı düşünüyorlar. | Open Subtitles | في الحقيقه، إنهم يفكرون بوضعي في حصتك الرابعه، الدرس الحكومي |