Diyet kola, sarımsaklı humus, ve yeni TV Rehberi, varsa tabi. | Open Subtitles | صودا الحمية وسلطة الحمص بالثوم ودليل التلفاز الجديد إن كان لديكِ |
- Çikletimin olup olmadığını sordun çünkü nefesinin humus gibi koktuğunu düşünüyordun. | Open Subtitles | -طلبت منّي قطعة علكة لأنك كنت تظن أن رائحة نفسك مثل الحمص. |
İki milyon dolar diyorum size ömür boyu yetecek kadar humus tamam mı? | Open Subtitles | بيف، أنها 2 مليون دولار. هذا يكفى مؤونة سنة كاملة من الحمص |
Vatansever geri zekâlılar yine Humusu protesto ediyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الوطنيون المجانين يعتصمون أمام الحمص مجدداً |
ıspanaklar çok lezzetli görünüyor, nohutlarda öyle hiç kimse senin gibi nohut pişiremez | Open Subtitles | هذه السبانخ تبدو لذيذة ، ورائحة الحمص شهية لا أحد يحضر الحمص مثلك ، هذا يكفي |
Biliyor musun? Şuradaki insanlar humus tabaklarını bitirdi galiba. | Open Subtitles | أعتقد بأن هؤلاء الناس هناك منتهين لتوهم من طبق الحمص |
humus yemeği mi tercih edersin yoksa beni daha tenha bir yere götürmeyi mi? | Open Subtitles | هل تود أن تأكل الحمص أو تأخذني إلى مكان هاديء |
Hastalanmalarına değil de, yedisinin birden humus yediklerine şaşırdım. | Open Subtitles | أنا لست متفاجئة أنهم مرضوا أنا مندهشة ان سبعة أطفال جربوا الحمص |
Hastalanmalarına değil de, yedisinin birden humus yediklerine şaşırdım. | Open Subtitles | أنا لست متفاجئة أنهم مرضوا أنا مندهشة ان سبعة أطفال جربوا الحمص |
On ilk sınıf öğrencisi, bir içki fıçısı ve bir oyun masası üzerindeki bir küvet dolusu humus, bir parti değildir. | Open Subtitles | وصحن من الحمص على طاولة ليست بحفلة إنها مأساة |
Yo, yo, onu tanıyorsun kumral, kıvırcık saçlı ve humus gibi kokuyor. | Open Subtitles | لا, لا, لا, انت تعرف ذلك الرجل لونة برتقالى, شعرة مجعد, رائحتة مثل الحمص |
Yani tabii, İsrailliler de humus yapar ama bizden almışlardır. | Open Subtitles | اعنى ,نعم , الاسرائيلين لديهم الحمص , لكنهم اخذوه منّا نحن |
İsrailli, evli bir kadın sana humus getiriyor yani? | Open Subtitles | متزوجه اسرائيليه من يجلب لها اكثر من الحمص ؟ |
Geçen gün ona hamile kaldığından beri hafiften humus gibi, kokmaya başladığını söyledim, ve sanki kötü adam benmişim gibi davrandı. | Open Subtitles | مثل , الايام الاخري , قولت لها منذ مرحله الحمل رائحتها مثل حبات الحمص قليلاً تظاهرت بأني رجلاً سيئاً |
Humusu getireyim mi, tavşan suratlım? | Open Subtitles | هل تمانعين لو وضعت الحمص بالخارج يا وجه الأرنب ؟ |
Araplar Humusu bok gibi yapar. | Open Subtitles | العرب لا يعرفون كيف يصنعون الحمص |
Humusu getireyim mi, tavşan suratlım? | Open Subtitles | هل تمانعين أن أخرج الحمص يا وجه الأرنب |
Kim derdi ki su teresi, nohut taneleri ve ceviz birbirini bu kadar güzel tamamlar. | Open Subtitles | من كان يعرف أن هذا الجرجير وحبات الحمص وحبات الجوز يمكنهم أن يعطونا هذا المذاق |
nohut tanelerinde bir patlayıcı yaptım. | Open Subtitles | وصنعت مواد متفجرة من حبوب الحمص. |
Humusa bayılıyorum. | Open Subtitles | اوه انا احب الحمص |
Tanrım! Şu Garbanzo şeyi tamamen işe yaradı! | Open Subtitles | هذا الشيء مع الحمص أنه يعمل حقاً |
Biraz leblebi ye! Kemiklerine iyi gelir. Kalsiyum deposu gibi. | Open Subtitles | تفضل بعض الحمص الكثير من الكالسيوم مفيد لعظامك |
nohutları, sopayla derine gömdü. | Open Subtitles | وقام أيضاً بدفع الحمص إلى داخل الارض بعمق كبير جدا |
- Humustanmış. | Open Subtitles | إنه بسبب الحمص |