"الحواسيب" - Translation from Arabic to Turkish

    • bilgisayarlar
        
    • bilgisayarların
        
    • bilgisayar
        
    • bilgisayarları
        
    • bilgisayarlardan
        
    • bilgisayarlarda
        
    • bilgisayara
        
    • bilgisayarla
        
    • bilgisayarda
        
    • PC
        
    • bilgisayarlarına
        
    • bilgisayarlarını
        
    • bilgisayarlara
        
    • bilgisayarlarla
        
    • laptoplar
        
    Genellikle, bilgisayarlar tarafından uygulansa da biz insanların da algoritması vardır. TED في العادة، تنفذ الخوارزميات باستخدام الحواسيب ولكننا كبشر لدينا خوارزميات أيضًا.
    bilgisayarlar ile eski bilimler içinde aklınıza gelebilcek en büyük dönüşümü yaşadık. TED فقد حصل تغير كبير لا يمكن تصوره في موضوع الحسابات بسبب ظهور الحواسيب
    Daha anlaşılır söylemek gerekirse, bilgisayarların bu sorunu çözmekte yardımcı olacağını düşünüyorum, olayı gerçekten daha kavramsal duruma getirerek. TED ولكي أكون واضحاً .. ان الحواسيب تساعد في هذه حل المشكلة .. فهي تجعل العلم مفهوماً اكثر ..
    Sistem bilgisayar ağı üzerinden çok çok büyük dokümanları işleyebilme yeteneğine sahip idi. TED وكان النظام قادرا على القيام بأنظمة توثيق كبيرة جدا جدا عبر شبكات الحواسيب.
    Anlayacağımız dilde virüs ağ üzerindeki tüm bilgisayarları ele geçirdi. Open Subtitles باللغة العامّية الشائعة، الفيروس سيطر على كلّ الحواسيب في الشبكة
    bilgisayarlardan başından beri bize yardım etmelerini istediğimiz konu doğal olarak uzaysaldır. TED معظم ما نريد الحواسيب أن تساعدنا فيه في المقام الأول بطبيعته مكاني.
    Ve bu, bazı şeyler vardır ki insanlar için kolay ama bilgisayarlar için gerçekten de zordur fikrine dayanıyor. TED وهي قائمة على افتراض أساسي بأن هناك أشياء معينة سهلة على الأشخاص، وصعبة حقا على الحواسيب.
    Ve size bu bilgisayarlar için gerçekten para veriyorlar. TED و هم في الواقع سوف يدفعوا لك مال مقابل هذه الحواسيب
    bilgisayarlar çalışmayı durdursa bile işimize devam edebilecek bir yol bulmalıyız. TED يجب ان نجد طريقة لمواصلة عملنا حتى اذا فشلت الحواسيب
    Ama gerçek bilgisayarlar giderek daha iyi hale geliyorlar. TED لكن الحواسيب الحقيقية في سبيلها لتكون أكثر كفاءة.
    Internet'e ve elektirik gibi basit şeylere, bilgisayarların çalışmasına son derece bağımlı hale geldik. TED نحن اصبحنا معتمدين جدا على الانترنت على اشياء اساسية مثل الكهرباء على الحواسيب ان تعمل
    Beyniniz henüz bilgisayarların yapamadığı birşeyi yapıyor. Peki size bu 10 saniye içinde bu faydalı işi yaptırabilir miyiz? TED يقوم دماغك بأمر لا تستطيع الحواسيب إلى الآن القيام به. فهل نستطيع دفعك إلى عمل شيء مفيد خلال تلك الثواني العشر ؟
    Ne yazık ki Babbage'ın motorları onun zamanında hiç inşa edilmedi çünkü çoğu insan, insan olmayan bilgisayarların halka bir fayda sağlamayacağını düşünmüştü. TED ولسوء الحظ، لم يتم بناء محركات بابايج أثناء حياته لأن الكثيراعتقدوا آنذاك أن الحواسيب الغير بشرية لن يكون لها أي فائدة لعامة الناس.
    Vakit bulabilir miyim bilmiyorum bilgisayar işi var biliyorsun, sonra Victor... Open Subtitles لا أعلم، اذا كان وقتي يسمح لي بذلك مابين الحواسيب وفكتور
    Tamamlandığında, sadece piyasadaki en hızlı bilgisayar olmayacak aynı zamanda bağımlılık ta yaratacak. Open Subtitles عندما يجمع, لن يكون فقط أسرع من الحواسيب الأخرى في السوق, سيكون مدمن
    Ana bilgisayarları dışarıdan erişime mümkün hale getirecek bir zemin kat mühendisi arıyorum. Open Subtitles لذا إنني ابحث عن مهندس ارضي لتحويل الحواسيب المركزية للأتصال بها من الخارج
    Aslında, ben cevabın gözümüzün önünde olduğunu düşünüyorum. bilgisayarları kullanmak. TED حسناً .. انا اعتقد اني املك الاجابة عن ذلك انها تقبع امامنا تماما علينا استخدام الحواسيب
    Standart ikili sistem bilgisayarlardan farklı olarak kuantumlar veriyi hassas lazerlerle iletir. Open Subtitles متسترين عنها على خلاف الحواسيب العادية يستعمل الكوانتوم الليزر الدقيق لنقل البيانات
    Bizim gibi, bilgisayarlarda anlık işlemler için kısa ömürlü belleğe, sürekli saklama için ise uzun ömürlü belleğe sahiptirler. TED مثلنا، الحواسيب لديها ذاكرة صغيرة الأمد للمهمات الحالية، وذاكرة طويلة الأمد للتخزين الثابت الدائم.
    O günlerde çok az lise öğrencisinin bilgisayara erişim imkanı vardı. TED قليل من طلاب الثانوية أمكنهم الوصول إلى الحواسيب تلك الأيام.
    bilgisayarla etkileşime geçmek için fare ve ekrana ihtiyacımız yok. TED لسنا بحاجة إلى لوحات مفاتيح أو شاشات وفأرات للتفاعل مع الحواسيب.
    Bu beynimiz için vazgeçilmezdir ve bir bilgisayarda da oldukça kullanışlıdır. TED وهذا أساسي لأدمغتنا، وأيضاً مفيد جداً في الحواسيب.
    PC virüs problemi şimdi 25 yaşında. TED مشكلة فيروسات الحواسيب الشخصية لها 25 عاما الان
    Eğer bir virüs İran'ın bilgisayarlarına bulaşıyorsa bu, büyük resimde bir eleman daha gösteriyor geçmiş dönem konuların etkisiyle. Open Subtitles لو هناك فيروس يصيب الحواسيب الإيرانية فهو عنصر إضافي في هذه الصورة الكبيرة بناءاً علي أحداث الماضي
    Her gece Peter Fleming'in çatı katına zorla giremem ya da Ark bilgisayarlarını hackleyemem, fakat yapabileceğim şey eğitimini aldığım şey. Open Subtitles لا استطيع اقتحام منزل بيتر فليمنغ كل ليلة ولا استطيع اختراق الحواسيب ولكن ما أستطيع القيام به هو ما تدربت على القيام به
    Çöpleri karıştırır, bilgisayarlara girer... kendileri yazmak dışında her şeyi yaparlar. Open Subtitles هم يبحثون في النفايات، ويخترقون الحواسيب كل شيئ بإستثاء كتابته بأنفسهم.
    bilgisayarlarla derinden duygusal etkileşimler kurmak isteyeceğimiz çığır açan bir proje üzerinde çalışıyoruz. TED ونحن نأخذ وثبة نوعية حيث أننا نريد أن نتفاعل مع الحواسيب بطرق عاطفية شديدة.
    Yeni laptoplar, cep telefonları, iPad'lerden bahsetmiyoruz bile. Open Subtitles بدون ذكر الحواسيب الجديدة والهواتف والأجهزة اللوحية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more