Bu Siren özüne kadar kötü biriymiş. | Open Subtitles | السبب هو أن تلك الحورية شريرة حتّى النخاع. |
Bu Siren beni sevebilir mi? | Open Subtitles | هل يعقل أن هذة الحورية ستحبني؟ |
- Evet. Hastanede gördüğüm denizkızı rüyasından esinlendim. | Open Subtitles | حصلت عليه من حلم الحورية الذي أتاني بالمستشفى |
- Her neyse, şu denizkızı... | Open Subtitles | إذاً على كل حال ، هذه الحورية صديق ليلي طلب منها |
Deniz kızı olma hayalin yoksa o zaman Deniz kızı ben olurum. | Open Subtitles | أنت لم تفكري كيف تصبحي حورية البحر الصغيرة لهذا سأكون انا الحورية |
Öyle işte, peri... Sadece ikimiz kaldık ve gidecek çok yolumuz var. | Open Subtitles | حسنٌ أيتها الحورية ، أنتِ و أنا و حسب، ولايزالأمامناطريق طويلة.. |
Sesi, Black Siren'dan daha iyi odaklayabiliyor ve yakın temasta daha yetenekli. | Open Subtitles | بوسعها تركيز الصوت أفضل من (الحورية السوداء) وأمهر منها في القتال باليدين. |
Ben onu Siren'in akıl kontrolünden uzaklaştıramadım. | Open Subtitles | عجزت عن تهريبه من تحكم الحورية الذهني |
Oluşunu gördüm. Artık Siren ona sahip. | Open Subtitles | شهدت حدوث ذلك، إنّه ملك الحورية الآن. |
Diğer hücre de hazır bir şekilde bekliyor. Altına da "Siren #2" yazdım. | Open Subtitles | لديّ فعليًا زنزانة أخرى جاهزة معنونة بـ "الحورية رقم 2". |
Sesi, Black Siren'dan daha iyi odaklayabiliyor ve yakın temasta daha yetenekli. | Open Subtitles | بوسعها تركيز الصوت أفضل من (الحورية السوداء) وأمهر منها في القتال باليدين. |
denizkızı, prensten hoşlanmaya başladığı o andan itibaren su kabarcığı olmak kaderiydi. | Open Subtitles | ففي اللحظة التي بدأ فيها حب الحورية لأمير كتب عليها أن تختفي كفقاعة |
Küçük denizkızı kaybolmak üzereydi o an Prens gerçeği anladı ve Prenses'e şöyle söyledi... | Open Subtitles | الحورية الصغيرة كانت على وشك أن تختفي وفي تلك اللحظة،عرف الأمير الحقيقة وأخبر الأميرة |
Hani denizkızı prenses karaya çıkıp prense aşık oluyor. | Open Subtitles | أليست هي تلك القصة عندما تخرج الحورية إلى اليابسة وتقع في حبّ الأمير ؟ |
Yani gerçek Deniz kızı, gerçek Deniz ve gerçek bisikletler. | TED | إذاً إنها الحورية الحقيقية، المياه الحقيقية، والدراجات الحقيقية |
Eğer fuara giderseniz Deniz kızını ve havuzu göreceksiniz. | TED | عندما تذهبون الى المعرض سترون الحورية والحوض |
Ve saat 11:00'den 13:00'e dek Deniz Kızını Çin'e gönderip göndermemek konusunda münazara ettiler. | TED | ومن الحادية عشرة الى الواحدة كانوا يتناقشون حول ارسال الحورية من عدمه إلى الصين |
Dayan, peri. Seni doğum alanına götüreceğim. | Open Subtitles | تمهلي أيتها الحورية ، سأقلكِ إلى أرض المولد. |
Sağdaki süslenmiş peri kızı ağzından çıkan çiçekler, hepsi uyuyor. | Open Subtitles | الحورية المكللة بالزهور إلى اليمين ،الزهور التي تنساب من فمها إنها مطابقة |
Hatıralarını tekrar tekrar silse bile hatta başka bir dünyada doğmuş olsa bile o adamın kaderi, denizkızını yeniden sevmekmiş. | Open Subtitles | حتى لو محيتي ذكرياته مراراً وتكراراً حتى لو انه ولد في عالم مختلف ذلك الصبي سوف يُحبّ الحورية مرةً أخرى |
Bir narf sudan çıktığında onu öldürmeye çalışırlarmış. | Open Subtitles | تريد أن تقتل الحورية عندما تخرج من الماء |
Nemf, bir böceğin hayatının erken evresidir. | Open Subtitles | الحورية هي المرحلة المبكرة في حياة الحشرة |
Ama sirenlerle olan görevim gerçek anlaşmadan çıkmamı sağladı. | Open Subtitles | لكن عملي مع الحورية كان وسيلتي للفرار من الجحيم الحقّ. |
Sonra nişanı attı ve denizkızına doğru koştu fakat su köpüklerini fark edince köpüklü çamaşır makinesi icat edip zengin oldu. | Open Subtitles | وفسخ خطوبته وركض نحو الحورية الصغيرة ولكنها لاحظت فقاعات الماء التي تطورت لفقاعات الهواء تغسل الآلات واصبحت ثرية |