"الحياة البرية" - Translation from Arabic to Turkish

    • vahşi hayat
        
    • yaban hayatı
        
    • vahşi yaşam
        
    • vahşi hayatı
        
    • vahşi yaşamı
        
    • yabani hayat
        
    • vahşi hayvan
        
    • vahşi hayatın
        
    • doğal hayatın
        
    • doğal hayatı
        
    • yabani canlıyı
        
    • Doğal hayat
        
    • vahşi yaşamın
        
    • ve doğal
        
    Engin ormanlar ve eşsiz vahşi hayat onların sığınağı. Open Subtitles لغاباتها الواسعة. . و مأوى الحياة البرية الفريدة
    Tanrı bölgemize zengin bir yaban hayatı bahşetmiş. Open Subtitles وقد منح الله منطقتنا بأشكال كثيرة من الحياة البرية
    On iki koloninin toplamından da çok vahşi yaşam barındırıyor. Open Subtitles الحياة البرية عليها أكثر مما كانت لدى المستعمرات الـ12 معاً
    Ve bu kişinin bizim mesajımızın boyutlarını aktarmak için mükemmel bir potansiyeli vardı ister vahşi hayatı korumak için olsun isterse sağlık mevzularında olsun. TED وكان هذا الشخص لديه إمكانيات لا تصدق لنشر جوانب رسالتنا، سواء كان ذلك يتعلق بحفظ الحياة البرية أو الوقاية الصحية.
    Ve orda yaptığım işe şu ana kadar duyduğum tutkuyu hissetmeye başladım. İşte şimdi karşınızda dururken bu tutkum Botanik ve vahşi yaşamı korumadır. TED حيث أجد الشغف مترافقا مع ما أعمل .الان أنا أقف أمامكم أدرس علم النبات مع حماية الحياة البرية
    Umarım yabani hayat sığınağında herşey yolundadır. -Lütfen yine yaz. Open Subtitles أرجو أن يكون كل شئ على مايرام في الحياة البرية
    Yasa dışı vahşi hayvan ticaretinin bu kadar aleni yapıldığını düşünmemiştim. Open Subtitles لم أكن أعتقد أن تجارة الحياة البرية غير الشرعية سوف يكون سافرا ذلك.
    vahşi hayatın dünyada sergilediği... daha büyük bir gösteri yok. Open Subtitles لا يوجد مكان في العالم حيث تَعْرِضُ الحياة البرية إستعراضا أكبر
    Ama eğer Çin bugün bir şeylerin canlı kanıtıysa bu doğal hayatın şaşırtıcı şekilde esnek olmasındandır. Open Subtitles و لكن، الصين تبرهن على أن الحياة البرية فيها مرنة جدا
    Büyükşehir polisi buradaki kayıpları aramakla görevlidir ve vahşi hayat tarafından yok edilmeden delilleri bulacaktır. Open Subtitles أولئك الشرطة من المدينة الكبيرة سيأتون إلى هنا وسيجدون كل هذه الأدلة قبل أن تأكلها الحياة البرية
    Muazzam miktar ve çeşitlilikte vahşi hayat... tüm dünyadan ziyaretçi çekiyordu. Open Subtitles يتوافد عليها الزوار من جميع أنحاء العالم، منجذبون بواسطة مجموعة واسعة ووفرة الحياة البرية.
    O bölgeyi yaban hayatı koruması olarak bağışladılar. Open Subtitles و انتهى الأمر بهم بتبرعهم للأرض لمحمية الحياة البرية ما زالت البومات هناك
    Ama insanları buraya asıl çeken şey, yaban hayatı. Open Subtitles لكن ما يجذب الناس إلى هنا حقاً هي الحياة البرية
    On iki koloninin toplamından da çok vahşi yaşam barındırıyor. Open Subtitles الحياة البرية عليها أكثر مما كانت لدى المستعمرات الـ12 معاً
    Ve birçok insan Doğu Afrika'yı bunlarla tanıyor: vahşi yaşam, filler, vesaire. TED وهذا ما يعرفه كثير من الناس عن شرق أفريقيا : الحياة البرية ، الفيلة ، وهلم جرا.
    Afrika'nın vahşi hayatı en büyük tehditle karşı karşıya. Open Subtitles الحياة البرية في افريقيا وصلت الى نقطة حرجة في مواجهتها اكبر تهديد
    Orda çalışan vahşi yaşamı Koruma Topluluğuna 1995 te katıldım Ama aslında 1991 de onlarla öğrenci olarak çalışmaya başlamıştım. TED انضممت لمنظمة حماية الحياة البرية هنا في عام 1995 لكنني بدأت العمل معهم كطالب في عام 1991
    Buraya yabani hayat üzerine çalışmaya geldim, öldürmeye değil. Open Subtitles لقد اتيت هنا لدراسة الحياة البرية , لست لقتلها .
    Vay be. Afrika'da bir sürü vahşi hayvan var. Open Subtitles واو هناك الكثير من الحياة البرية في افريقيا
    Bu kıtadaki vahşi hayatın... son 50 yılda gördüğü değişim... son iki milyon yıldakinden fazla. Open Subtitles الحياة البرية لهذه القارة شهدت المزيد من التغييرات في السنوات ال 50 الماضية مما حدث لها في المليونين الماضيين.
    Riske attığınız tüm doğal hayatın değerini teklif ettik. Open Subtitles تزايد على قيمة الحياة البرية التي تعرضها للخطر
    Beyazlar dilediklerince çiftçilik yapabilir, hayvanlarını otlatabilir ve avcılık yapabilirlerdi; ama biz siyahlar, biz doğal hayatı kullanacak kadar sorumluluk sahibi kabul edilmiyorduk. TED بمستطاع البيض أن يزرعوا، يرعوا ويصيدوا كما يشاؤون، لكن نحن السود، لم نكن نعتبر أهلاً للثقة لإستخدام الحياة البرية.
    Bir sonraki sefer sushi ya da sashimi, kılıç balığı filetosu, ya da karides kokteyli, ya da her neyse, okyanus kaynaklı herhangi bir yabani canlıyı yediğinizde bunun gerçek bedelini düşünün. TED المرة القادمة حينما تأكل السوشي أو الساشيمي ، شريحة لحم أو سمك أبو سيف ، أو كوكتيل الجمبري ، أي أكل من الحياة البرية يحدث أنك تستمع به من المحيطات، فكر في التكلفة الحقيقية.
    Joshua Kangombe olanları görmüştü:¨ Doğal hayat yok oluyordu, kaçak avcılık tavan yapıyordu ve durum oldukça ümitsiz görünüyordu. TED رأى جوشوا كانغومبي ما كان يحدث: الحياة البرية تختفي، الصيد الجائر كان مريعاً، كانت الأوضاع تبدو ميؤوس منها.
    Evet, adam onun kafasını uçurmuş... sonra vahşi yaşamın kasabaya gelmesine sebep olmuş. Open Subtitles . أجل ..إسمعوا ، الرجل أطاح برأسها إذا دعوا الحياة البرية تدخل المدينة
    Topluluğunuzda, halkınızda, çalılığı çok iyi bilen ve doğal hayatı çok iyi bilen biri var mı? TED هل لديك أي شخص في مجتمعك، أو أناس، يعرفون الأدغال جيداً ويعرفون الحياة البرية جيداً ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more