Polise, hükümet güçlerine insan hayatını etkileyen her yere sızmış durumdalar. | Open Subtitles | لقد تغلغلوا في الشرطة، الحكومة و في كلّ نواحي الحياة البشرية |
Dünyayı ve insan hayatını değiştirecek bir şey. | Open Subtitles | أنا أعمل على شئ سيغير العالم و الحياة البشرية كما نعرفها |
Benim için öncelikli olan insan hayatının korunmasıdır. | Open Subtitles | إحدى مبادئى الأساسية هى الحفاظ على الحياة البشرية |
Fakat ben onlara senin nasıl bir batakta yaşadığını ve insan hayatının ne kadar da ucuz olabileceğini gerçekten bildiğini söyledim. | Open Subtitles | ولكنني أخبرتهم أنك تعمل في مستوى متدني.. وأنك تدري حقاً كيف أن الحياة البشرية قد تصبح رخيصة. |
Bu eylemlerin etik olmasını istiyorsak öncelikle insan hayatına değer verme ve çoğunluğun iyiliğine hüküm verme şekline karar vermek zorundayız. | TED | وإذا أردنا هذه الأحوال أن تكون أخلاقية علينا أن نقدر مسبقًا قيمة الحياة البشرية وأن نسعى لتحقيق الصالح العام. |
Eğer tüm insan hayatı bitkilere bağlıysa, bitkileri koruma altına almaya çalışmak sizce mantıklı değil mi? | TED | لذا اذا كانت كل الحياة البشرية تعتمد على النباتات، أليس من المعقول أننا ربما نحاول حمايتها؟ |
Çünkü Doktor Weir, insan yaşamı basitçe bundan daha kırılgandır. | Open Subtitles | ؟ لأن الحياة البشرية يا د.وير هشة أكثر من ذلك بكثير |
Zelenka insan yaşamını destekleyen bir gezegen bulduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | زيلينكا يظن أنه وجد كوكب يمكن أن يدعم الحياة البشرية |
Fanatik bir tarikat, insan hayatını sonlandıracak bir mesihin gelmesini bekliyorlar. | Open Subtitles | طائفة متعصبة ، إنتظار مسيح الذي سينهي الحياة البشرية |
dikkatsiz hareketlerle insan hayatını tehlikeye atmak, hafifletici nedeni var. | Open Subtitles | جريمة قتل من الدرجة الثانية جريمة استهتار بالأمان و الحياة البشرية و مخففة ببراغي رديئة |
Ve üç adayımız insan hayatını destekleyebilecek sınırda. | Open Subtitles | وأحتمالاتنا الثلاثة عن الحافة بوسعها أن تحافظ على الحياة البشرية. |
Saygısızlık etmek istemem ancak önce, insan hayatının sigortalanacak bir mal olup olmadığını sorgulardım. | Open Subtitles | مع إحترامي.. سأتساءل عما كانت الحياة البشرية قابلة للتامين كالبضائع |
İnsan hayatının kesinlikle çok önemli, çok değerli ve korku tarafından kontrol edilemeyecek kadar narin olduğuna inanan insanlar... | Open Subtitles | "{\cHDED6C5}النّاس الذين يؤمنون أنّ الحياة البشرية أهمّ بكثير.." "{\cHDED6C5}"أثمن وأغلى من أن نسيّرها بواسطة الخوف |
İnsan hayatının değerini anlayamaz. | Open Subtitles | ولا يمكنها استيعاب قيمة الحياة البشرية |
İnsan hayatına bir değer biçeceğimi, birini diğeriyle kıyaslayacağımı asla düşünmezdim. | Open Subtitles | لم أتصور مطلقا أنني سأضطر لوضع قيمة على الحياة البشرية بوزن حياة ضد أخرى |
Şirketlerinin aç gözlülüklerinin, insan hayatına karşı galip gelmesine göz yummazlar. | Open Subtitles | لن يسمحوا جشع الشركات الانتصار على قيمة الحياة البشرية. |
Umarım insan hayatına daha çok değer veriyorsundur. | Open Subtitles | أتمنى أن تسلط قيمة أكبر على الحياة البشرية. |
İstediğin kadar gül dostum. Ama insan hayatı uzaylılar tarafından yaratıldılar. | Open Subtitles | اضحك كما تشاء يا صديقي، ولكن الحياة البشرية |
Bir trafik kavşağı insan hayatı hakkında yoğun ama değişken bir fikir verir. | Open Subtitles | تقاطع طرق من شأنه أن يوفر حشدًا لكنه سيغير نظرة الحياة البشرية |
Ama yaşam daha zordur, özellikle de insan yaşamı. | Open Subtitles | ولكن الحياة معقدة خاصةً الحياة البشرية |
İkinci olarak, teşekkürler- (Alkış) İnsan yaşamını güzelleştiren ikinci prensip de meraktır. | TED | ثانياً، شكرا لكم - (تصفيق) المبدأ الثاني الذي يدفع ازدهار الحياة البشرية هو الفضول. |
Dr. Robert Neville, bunun tedavisine ve insanlığın yeniden tesisine hayatını adamıştı. 9 Eylül 2012'de... | Open Subtitles | دكتور روبرت نيفيل ضحى بحياته في سبيل اكتشاف الدواء و إعادة الحياة البشرية. في التاسع من سبتمبر عام 2012 |