"الحيويّة" - Translation from Arabic to Turkish

    • hayati
        
    • Yaşamsal
        
    • biyokimya
        
    • Antibiyotik
        
    • biyo
        
    Yara artık geçilmez bir duvar gibidir. hayati etkileşimleri öyle bir durdurur ki vücut ve implant haberleşemez. TED تعمل الندبة كجدار شبه منيع والذي يمكن أن يقوم بإعاقة التفاعلات الحيويّة بين الجسم والجهاز المزروع.
    hayati fonksiyonları zayıf. Akciğelerinden biri delinmiş. Pek iyimser değiller. Open Subtitles معدّلاتها الحيويّة منخفضة وثقب بإحدى كلاها, لذلك ليسوا متفائلين.
    Yara temiz, ateşi yok ve hayati göstergeleri normal. Open Subtitles موضع جراحاتها نظيف، ليس لديها حمى، وعلاماتها الحيويّة مستقرة
    Herhangi bir zarar görürse, hafızası kişiliği, Yaşamsal fonksiyonları kaybolabilir. Open Subtitles أيّ غزو على الإطلاق سيدمّر الذاكرة، السمات والوظائف الحيويّة.
    Araştırması hayvansal beslenme ve biyokimya üzerineydi. Open Subtitles كان يدور بحثه حول التغذية الحيوانيّة و الكيمياء الحيويّة.
    Tıbbi bakım alanına bakabilirsin. Kastettiğim; hijyen, aşı, Antibiyotik aynı zaman diliminde olduğunu bilirsin TED أنظروا إلى مجالات الرّعاية الصّحيّة. أعني التّعقيم، اللّقاحات، المضادات الحيويّة لاحظوا الفترات الزمنيّة المتقاربة
    Babanın hayati organları iflas etmiş durumda. Tam gelişmiş çiçek hastalığına sahip. Open Subtitles المؤشرات الحيويّة للأب متدنية الجُدَري لديه بأشدّ مراحله
    Kabartılar artıyor. hayati organları iflas ediyor. Open Subtitles عدد البثرات فى ارتفاع ومؤشراتها الحيويّة في انخفاض
    Hanımefendi, hayati göstergeleri zayıflamaya devam ediyor. Open Subtitles سيّدتي، تواصلُ مؤشّراته الحيويّة انحدارها
    Kanlarındaki küçük moleküller hayati organlarına zarar gelmesini önlüyor. Open Subtitles كميّاتٌ صغيرة في دمائهم تمنع تلف أعضائهم الحيويّة.
    Enfeksiyon riski yüksek. O hayati sıvılarının çoğunu kaybetti. Open Subtitles مخاطر الإصابة بأي عدوى عالية لقد فقدت معظم سوائل جسمها الحيويّة
    - hayati değerler iyi. - Yumurta kaynatıyordum. Open Subtitles ــ قراءة المؤشّرات الحيويّة مستقرّة حتى الآن ــ لقد كنتُ أسلق بيضة
    hayati durumunu gösteren cihazda bazı düzensizlikler vardı. Open Subtitles كانت هُنالك حالات شذوذ في الآلة التي تتحقّق من أعضائه الحيويّة.
    Dediğim gibi, kocanızın ölmeden evvelki hayati göstergelerinde bazı tuhaf veriler bulduk. Open Subtitles كمَا ذكرت، وجدنا بعض البيانات الغريبَة في الأعضاء الحيويّة لزوجِك قبَل أن تتوفّاه المنيّة.
    hayati bölgelerde bıçak darbeleri. Open Subtitles عدّة طعنَات إختَرقت الهياكل الحيويّة‫. ‬
    Emniyet kemeri takılıymış. hayati değerleri stabil. Open Subtitles كان يربط حزام الأمان مؤشّراته الحيويّة مستقرّة
    Elbette savaş ünitelerinin sağlık ve malzeme bölümlerinde kadınların hayati bir önemi olmuştur. Open Subtitles بالطبع النساء كانت دائماً حلقة الوصل الحيويّة... في شريان الحياة الّذي... يموِّن الوحدات المُقاتلة.
    hayati değerleri kötüleşiyor. Kahretsin. Open Subtitles علاماته الحيويّة تنخفض، اللعنة
    Yaşamsal dayanağa bağlı kolay sorular yönelterek başlayacağım. Open Subtitles {\fnAdobe Arabic}سأستهلّ بطرح بضعة أسئلة بسيطة لتأسيس قاعدة للمؤشّرات الحيويّة.
    Hem biyokimya hem de kimya mühendisliği dalında diplomam var. Open Subtitles لديّ شهادتين في كل منّ الكيمياء الحيويّة وهندسة الكيميائيّة.
    Antibiyotik alıyorum. Birkaç güne düzelirim. Open Subtitles أتعاطى قدراً كبيراً من المضادّات الحيويّة وسأفرغ بعد بضعة أيّام
    Herhangi bir biyo imza bulmak ise birçok nedenden ötürü zorlu olacak. TED سيشكّل إيجاد أيٍّ من الآثار الحيويّة تحدّيًا للعديد من الأسباب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more