"الخاصة بها" - Translation from Arabic to Turkish

    • kendi
        
    • has
        
    • kredi
        
    Size biraz açıklayayım, bu iki sektörün... ...kendi yerel kuruluşları vardır. TED هذين القطاعين ، اسمحوا لي أن أشرح لكم ، لديها مؤسساتها الأهلية الخاصة بها.
    Ya da parıltısını kendi elektriğinden sağlayan bir ampulü. TED أو مصباح يولّد وهجه الكهرباء الخاصة بها.
    11 Eylül sonrası Birleşik Devletler kendi iç meselelerinde yeterince problem yaşadı. TED ما بعد ١١ أيلول، أصبح لدى الولايات المتحدة الكثير من المتاعب للتعامل مع القضايا الداخلية الخاصة بها.
    Bulgular elitlerin kanıt olmadan kendi görüşlerini dayatmalarını engeller. TED الأدلة تمنع النخبة من أن تفرض وجهة النظر الخاصة بها بدون إثبات
    Yazın, kışın, sabahın, gecenin, hepsinin kendine has bir kokusu var. Open Subtitles الصيف، الشتاء، الصباح، المساء. كلها لها رائحتها الخاصة بها
    Bunun senin uzmanlık alanın olduğunu sanıyordum, kredi kartları ve banka hesaplarını sen inceleyebilirsin. Open Subtitles ،توقعت بما أن هذا من أختصاصك أذاً ربما أنت من سيلقي نظرة على تقارير البنوك و بطاقات الأئتمان الخاصة بها
    Doğu Afrika'daki sivil toplum kuruluşları tarafından kullanılıyor. Küçük sivil toplum kuruluşları kendi küçük projelerini yapıyorlar. TED وتستخدمها المنظمات الطوعية في كل شرق أفريقيا المنظمات الطوعية الصغيرة تعمل في المشاريع الخاصة بها
    Birkaç bin yıl içinde, tüm dünyadaki kültürler kendi içeceklerini fermente ediyorlardı. TED خلال بضعة آلاف من السنين، كانت الحضارات حول العالم تخمر المشروبات الخاصة بها.
    ve her kültür kendi yaşam anlayışı ve kendine uyarlanmış mitoloji versiyonuyla ortaya çıkar. TED وكل ثقافة تأتي بمفهمومها الخاص للحياة نسختها الخاصة بها من الأساطير
    Çünkü sizin ve onun da bildiği gibi çeteler özgürlüğü koruyamaz, kendi özgürlüklerini bile. TED لانك تعرف كما يعرف أن الحشود لا يمكنها حماية الحرية حتى الخاصة بها
    Okul bahçesini kullanarak sebze yetiştiriyoruz, herkes kendi sebzesini yetiştiriyor. TED ونحن نستخدم الخضار التي تزرع في الاراضي المجاورة للمدارس حيث كل مدرسة تزرع خضارها الخاصة بها
    Çinin güçlenmesi kendi karbon sorunlarıyla ilgilenmesi herkes icin iyidir ve bu sıfır kazanç değil, ben kazanayım, sen kaybet TED إذن تمكين الصين لتتعامل مع مشاكل الكاربون الخاصة بها هو أمر جيد للجميع، وليس معادلة صفرية، إن كسبت أنا فيها، تخسر أنت.
    Biri baryum ve diğeri kalpten inandıkları kendi elementleri kıymetli, büyülü radyum'du. Open Subtitles كان واحدا الباريوم والآخر التي كانت قد بدأت التفكير في الأمر في قلوبهم كعنصر الخاصة بها
    Vampir yarasalar da hastalık dünyasına kendi katkılarını yapmışlardır. Open Subtitles جعلت الخفافيش مصاصي الدماء الخاصة بها المساهمة في عالم المرض.
    Şirketin hedefleriyle örtüşmeyen kendi kişisel planları olan biri olsaydı? Open Subtitles إنسانة لديها أجندة عملها الخاصة بها ، و ليست متزامنة مع أهداف شركتنا
    Bu hep böyleydi. Her okulun kendi geleneği vardır. Open Subtitles هذههيالطريقةالمُعتادة، كل مدرسة لها تقاليدها الخاصة بها
    Haydi, müziği de kendi hazırladı. Open Subtitles هيا. إنها مستعدة بالموسيقى الخاصة بها من فضلك.
    Orada kendi peynirini yapmayı yada ona benzer birşeyi öğreniyordu. Open Subtitles حيث كانت هناك كما لو كانت تتعلم معالجة الجبنة الخاصة بها أو ماشابه ذلك, لذا
    Galiba biri kendi özel sihirli bahçesiyle uğraşıyormuş. Open Subtitles يبدو كمن كان ينمو حديقة السحرية الخاصة بها.
    ...onu 4 milyar dolarlık bir denizaltıyı kolay hedefe çeviren kendine has çekici tarzları oluyor. Open Subtitles لديها الجاذبية الخاصة بها الذي يحول غواصة قيمتها 4 بيليون إلى هدف واضح
    Yine de öldüğü gece kredi kartı harcaması yaptığını buldum. Open Subtitles ومع ذلك، وجدت سحب من بطاقة الائتمان الخاصة بها ليلة مقتلها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more