"الخاص بكِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Senin
        
    Hangisini tercih edersin biliyoruz. Müfettiş Dayton, Senin kredi kartlarını yeniledi- Open Subtitles المحقق دايتون استعاد كارت الإتمان الخاص بكِ
    Senin yemeğine hindi getirmemeliydim. Open Subtitles لم أقصد شيئاً بطهى ديك رومى فى عيد الشكر الخاص بكِ
    Halk oylamasından sonra Senin durumuna tekrar döneriz. Open Subtitles سنقوم بإعادة النظر في الوضع الخاص بكِ بعد الإستفتاء
    Ama ben Senin barına ya da diskoteğine ya da kulübüne gitsem ve DJ'in yanına gidip tüm kayıtlarına zarar versem veya tüm camları kırsam ve sonra da "özür dilerim, ne yaptığımı bilmiyordum" desem bunu kabul etmezdin, değil mi? Open Subtitles ولكن إذا سرت نحو حانتك أو مرقصك أو النادي الخاص بكِ وصعدت إلي مشغل الموسيقي وخربشت كل تسجيلاته, أو حطمت كل كؤوسه,
    Senin için somon balığı da var, işte seninki. Open Subtitles حسناً , لقد احضرت السلمون الخاص بكِ والسلمون لخص بك
    Senin itfaiyeci çocuk profesyonelce yangın yerini yiyerek söndürebilir. Open Subtitles سيقوم رجل الحريق الخاص بكِ ببعض إخماد النيران الاحترافي
    Bu kıyafetlerin umutsuzca Senin lehim tabancana ihtiyaçları var. Open Subtitles هؤلاء الأطفال فى حاجة ماسة إلى مسدس اللصق الخاص بكِ, حسناً ؟
    Bağışla beni ama Senin bu Yukarı Doğu yakası alışkanlıklarını hiç anlayamadım. Open Subtitles سامحيني ، فأنا لا أفهم قط تقليد الحي الشرقي الراقي هذا الخاص بكِ
    Tebrikler. Senin bamyan ikinci oldu. Open Subtitles تهانيناً , لقد فاز الغامبو الخاص بكِ بالمرتبة الثانية
    Yale girdikten sonra, artık Senin gibi giyinmek zorunda olmadığımı anladım. Open Subtitles أدركت بأنه عليّ ألا أرتدي مثلك بعد الأن. إذن لنري الخط الخاص بكِ.
    Senin balayın şekerim ama yat hâlâ benim yatım. Open Subtitles حسناً، هذا شهر العسل الخاص بكِ عزيزتي لكنه لا يزال قاربي
    Senin küçük bahçe işleri grubuna katılmak istiyorum. Open Subtitles أظن بأني أريد الإنضمام إلى نادي الزراعة الخاص بكِ
    Senin lügatindeki normale güvenemem canım benim. Open Subtitles الأدراك العادي الخاص بكِ قد يكون ليس صحيحاً، يا عزيزتي
    Senin gay radarın bozuk. Birinin gay olup olmadığını söyleyemezsin. Open Subtitles رادار الشواذ الخاص بكِ معطوب لا تستطيعين المعرفة إن كان شخص ما شاذ
    Senin o oğlun korkağın teki ama sen değilsin. Open Subtitles هذا الابن الخاص بكِ قد جبن, لكن ليس أنتِ.
    Senin gökkuşağı videondaki gibi umut dolu bir yer hâline getirmeliyiz. Open Subtitles نحوله لمكان مليء بالأمل بقدر مونتاج القوس قزح الخاص بكِ.
    Gerçekten, bir e-posta o göndermek? Hayır, ben Senin patoloji raporu var Burada önümde. Open Subtitles ترسل ذلك في بريد إلكتروني، حقًا؟ كلّا، لديّ تقرير التشريح الخاص بكِ
    Senin oğlan dönmeden önce hazırlamamız gerek. Open Subtitles نحن بحاجة إلى أن تكون جاهزة قبل عودة الصبي اللعبة الخاص بكِ
    Burada çalışanlar Senin risk yönetimi koordinatörlerin. Open Subtitles الجميع في موقعهم، وها هم منسقيّ إدارة المخاطر الخاص بكِ
    Senin için önemli olsa da olmasa da; tüm bunlar uçağın olsun, güvenliğin olsun ve sen oğlumun hatrına şu an hayattasınız. Open Subtitles لأنه سواء كنتِ ذى قيمة أم لا, كل هذا, طائرتكِ, والأمن الخاص بكِ, وأنتِ, لا تزالون على هذه الأرض بسببه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more