"الخاطئةِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • yanlış
        
    yanlış kişiler kullanabiliyor. Open Subtitles الأسلحة يُمْكِنُ أَنْ تَنتهي في الأيدي الخاطئةِ.
    Ama ondan yanlış nedenlerden dolayı ayrılmanı istemem. Open Subtitles لَكنِّي لا أُريدَك أَنْ تَنهي الأشياءَ مَعه للأسبابِ الخاطئةِ.
    Siz ayıların sorunu bu işte. Hep yanlış ağaca homurdanıyorsunuz. Open Subtitles تلك المشكلةُ مَع تَحْملُ، تَهْدرُ دائماً فوق الشجرةِ الخاطئةِ.
    Bunun yanlış ellere geçmesini istemiyorum. Open Subtitles أنا لا أُريدُ هذا اللَفّ فوق في الأيدي الخاطئةِ.
    Umarım, az önce burada olanları yanlış anlamazsınız. Open Subtitles لَيسَ الآن! أَتمنّى بأنّك لا تَحصَلُ عَلى الفكرةِ الخاطئةِ حول الذي حَدثَ الآن.
    Aşkı hep yanlış yerde aramalarından... Open Subtitles بَحْث عن الحبِّ في كُلّ الأماكنِ الخاطئةِ...
    Çünkü Sherlock bizi yanlış daireye götürdü. Open Subtitles شيرلوك قادَنا إلى الشُقَّةِ الخاطئةِ.
    Kusursuz kadını yanlış fikirlerle tanıtmanın 13 yaşındaki şişman bir kıza neler yapacağı hakkında hiçbir fikrin yok. Open Subtitles أنت لَيْسَ لَكَ فكرةُ ما هي تَعمَلُ إلى a بنت بعمر 13 سنةً سمينة لكي يُقْصَفَ بالصورِ الخاطئةِ نِساءِ لاعيب فيهاِ.
    Diyelim ki kurban büyük bir talihsizlikle yanlış taksicinin ruhsatını satın aldı. Hedef Spicer'dı. Open Subtitles لشِراء الرخصةِ الخاطئةِ وسبايسير الهدف.
    Demek yanlış düşünmüşüm. Open Subtitles - قَفزتُ إلى الخاتمةِ الخاطئةِ.
    yanlış kattayız. Open Subtitles نحن على الأرضيةِ الخاطئةِ.
    yanlış kapıya gitmişim. Open Subtitles Uh، ذَهبتُ إلى البابِ الخاطئةِ.
    İnsanlar yanlış şeyleri yapmaya devam ettikleri zaman, park yerini kapmak ya da mağaza kuyruğunda, senin sıranın önüne geçmek gibi şeyler dünyayı daha da çirkin bir yer haline getiriyor olurlar. Open Subtitles عندما يَجْعلونَه الناس أسوأ بعَمَل الأشياءِ الخاطئةِ... مثل أَخْذ مكانِ وقوفكَ... أَو يَسِيرُ أمامك في الخَطِّ في محل...
    yanlış odadasın. Open Subtitles أنت في الغرفةِ الخاطئةِ.
    yanlış ülkeyle savaşa girmeden önce, Savunma Bakanı Keller ile konuşmama izin vermelisiniz! Open Subtitles أنت يَجِبُ أَنْ دعني أتكلم مع وزير الدفاع Keller أمامك يَدْخلُ حرب بالبلادِ الخاطئةِ! مهماسَقطَمِنْالسماءِ إنتهى صحيحاً وراء...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more