Olabilecek iki şeyden biri kaçıranlar, seni tanıyor ya da tanımıyorlar. | Open Subtitles | أحد الأمرين لقد حصل هُنا، أما الخاطفين يعرفونك أو لا يعرفونك. |
Durum odasındaki görüşmenin kaydı kaçıranlar tarafından az önce yayınlandı. | Open Subtitles | لدينا تسجيل من غرفة العمليات أطلقه الخاطفين قبل وقت قصير |
Birimleriniz bu bölgeleri çevreleyecek ve kaçıranların yerlerini tesbit edilecek. | Open Subtitles | ستغطي الوحدات الخاصة بك هذه المناطق. وتثليث الخاطفين هنا. صيح؟ |
Babamın beni kaçıranlardan kurtaramayacağını anladığımda, başka bir ittifak bulmam gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | عندما ادركت ان ابي لن ينقذني من الخاطفين علمت بان علي عمل تحالف آخر |
Sadece, yeni buzdolaplarının faturasının kızı kaçıran kişilerle fidye görüşmelerinin bitmesinden iki gün sonrası olması. | Open Subtitles | إنه فقط تلك الفاتورة للثلاجة الجديدة كانت مؤرخة بعد يومين من فشل المفاوضات مع الخاطفين |
Gazze'de bir keresinde İngiliz gazeteci Alan Johnston'un kaçırılması sırasında bir Amerikan dergisi benden Gazze'de adam kaçıranlarla bir buluşma ayarlamamı istedi ve ben de ayarladım. | TED | في يوم من الأيام في غزة، خلال عملية اختطاف الصحفي البريطاني آلان جونستون، طلبت مني مجلة أمريكية بترتيب لقاء مع الخاطفين في غزة، وهذا ما فعلته. |
Michael, eğer fidyeciler elçi olmadan ortaya çıkarlarsa ne olur? | Open Subtitles | مايكل ، ماذا سيحدث إذا ظهر الخاطفين بدون السفير ؟ |
fidyecilerin onu içeride canlı tuttuğunu düşünüyoruz. Bu yüzden dikkatli olun. | Open Subtitles | نملك الكثير من الأسباب للإعتقاد بأنّ الخاطفين أبقوها على قيد الحياة، لذا، توخوا الحذر |
Kızımı kaçıranlar nasıl insanlardır? | Open Subtitles | أى نوع من الناس الرهيبة يجب أن تكون هذة الخاطفين هناك شر فى العالم , سيد فوستر |
Nikki'yi kaçıranlar o sandığı daha önce de kullanmış olabilir. | Open Subtitles | أنا أفكر أن الخاطفين إستعملوا ذلك الصندوق من قبل |
Adam kaçıranlar takım hâlinde çalışır. Sen de mi işin içindesin? | Open Subtitles | الخاطفين يعملون بجماعات هل أنت متعلق بهذا ؟ |
Çocuğu kaçıranlar yaşadığını kanıtlamak için kulağını gönderdiler. | Open Subtitles | أرسل الخاطفين ظهر الأذن كدليل على الحياة. |
Sahte anahtarı oluşturduk. Amita kızı kaçıranların bilgisayarına sessizce ping atan, transparan bir iz sürücü kodu yazıyor. | Open Subtitles | تقوم أميتا ببناء متتبع شفاف من شأنه أن يتتبع كمبيوتر الخاطفين بخفاء |
Büyük ihtimalle defterin, kaçıranların eline düşmemesini sağlamak için öldürmüştür. | Open Subtitles | من المحتمل أنه فعل ذلك ليحمي المذكرة لأن لا تقع في أيدي الخاطفين |
- Efendim kaçıranların sizinle bizzat iletişime geçeceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | سيدي نعتقد أن الخاطفين سيتصلوا بك مباشرة |
Sadece kaçıranlardan değil, kurbanlardan da bahsediyorum dahi çocuk. | Open Subtitles | ليس الخاطفين فقط ايها العبقري انا اقصد الضحايا ايضا |
Fotoğraftaki şahısın, onu kaçıranlardan biri olma ihtimali çok yüksek. | Open Subtitles | نظراً للوقت الذي التقطت به الصورة نحن متأكدين تماماً بأنه أحد الخاطفين |
kaçıranlardan biri ya da bir aile üyesi hastaysa niye paraya ihtiyaç duydukları anlaşılır. | Open Subtitles | إذا كان أحد الخاطفين أو كان أحد أفراد الأسرة مريضا هذا من شأنه أن يفسر لماذا يحتاجون الى المال |
O hiçbir şey yapmamıştı! kaçıran kişinin yoldaşına ne yaptığını gördü. Bakalım şimdi hayatını kurtarmak için ne söyleyecek? | Open Subtitles | إنها ترى ما يفعله الخاطفين في رفقائها الأن سنرى مالذي ستقوله لإنقاذ حياتها |
Böylece kaçıran kişi soruşturma hakkında bilgi sahibi olacaktı. | Open Subtitles | على الصفحة الرئيسة للصحف او على التلفاز لذا هؤلاء الخاطفين سيعلموا شيئ عن تحقيقنا |
Cep telefonlarımızı aldılar ve adam kaçıranlarla o alanda röportajı yaptık. | TED | أخذوا هواتفنا المحمولة وقمنا بإجراء المقابلة مع الخاطفين في الخارج في ذلك الحقل. |
fidyeciler normalde, polisten kolayca kurtulmak için kalabalık yerleri tercih eder. | Open Subtitles | عادة الخاطفين يختارون مكاناً مزدحماً حيث سيكون من السهل التخلص من الشرطة |
Gizli bir polis kaynağına göre fidyecilerin bir organizasyonun üyesi oldukları mali olarak iyi durumda, sert disipline sahip ve neredeyse yabancı oldukları kesin. | Open Subtitles | مصدر للشرطة مجهول قال بأن الخاطفين قد يكونون تنظيماً راسخاً ذو تمويل ممتاز وتدريب عالٍ |
Tüm çocuk kaçırma dosyalarıyla karşılaştırıyorlar. | Open Subtitles | وقسم إطلاق السراح المشروط ، إنّهم يبحثون في أيّ مع الخاطفين يشابه توقيعه هذا الإختطاف |
Elimizde plaka yok ama Kono çocuğu kaçıranları görmüş. | Open Subtitles | لم نحصل على لوحة السيارة،لكن كونو رات بوضوح الخاطفين. |
Bunlar, fidyeci gibi değil de ordu gibi hareket ediyor. | Open Subtitles | لقد تصرّف هؤلاء الرجال كالعسكريين بدلاً من الخاطفين |