"الخبر السعيد" - Translation from Arabic to Turkish

    • İyi haber
        
    • güzel haber
        
    • güzel haberi
        
    • iyi haber şu
        
    - İyi haber, sonunda Lamonsoff atlayabildi. - Kötü haber ise yüzüme atladı.. Open Subtitles أتعرفون الخبر السعيد أن أخيرا لمنسوف قفز وقد هبط على وجهي في النهاية
    - İyi haber, sonunda Lamonsoff atlayabildi. - Kötü haber ise yüzüme atladı.. Open Subtitles أتعرفون الخبر السعيد أن أخيرا لمنسوف قفز وقد هبط على وجهي في النهاية
    Ama iyi haber şu. Bunu bizzat ben yapacağım. Open Subtitles ولكن الخبر السعيد بأني سأتعامل معك بنفسي، أجل، شخصياً.
    Onu güvenli eve alıp uzaklaştırdılar ama güzel haber banyoyu yarın onun temizlemeyecek olması. Open Subtitles ...وضعوه في منزل امن، لذا لكن الخبر السعيد انه ليس عليه ان يغسل الحمامات غدا
    Yengeme bu güzel haberi vermek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أقدم هذا الخبر السعيد لزوجة أخى
    Normalde isimleri aklımda tutamam, ama iyi haber sizinkileri karıştırmama ihtimalim yüksek. Open Subtitles عادة.. ذاكرتي سيئة فيما يتعلق بالأسماء لكن الخبر السعيد هو ربما كنت قادرا فعلا على ابقاءكم على طريقكم
    Ama kendini toparlamış ve "İyi haber nedir?" diye sormuş. Open Subtitles لكنه تمالك نفسه وقال: "ما هو الخبر السعيد"؟ قال الطبيب:
    İyi haber, Lamonsoff sonunda gerçekten atladı. Kötü haber, suratıma düştü. Open Subtitles أتعرفون الخبر السعيد أن أخيرا لمنسوف قفز وقد هبط على وجهي في النهاية
    Önce iyi haber mi, kötü haber mi? Open Subtitles اذا هل تريدين الخبر السعيد أولا أم السيء ؟
    Pekala, konuşmanın mutlu bitmesini sağlayacak iyi haber neydi? Open Subtitles ماهو الخبر السعيد لكي ننهي هذا الحديث بطريقة سعيدة ؟
    İşte böyle, her zaman önce kötü haber, sonra iyi haber. Open Subtitles ابداي دائما بالخبر السيء ثم الخبر السعيد
    İyi haber şu ki, saldırıdan sonra kurban nörolojik açıdan iyileşmeye devam ediyor. Open Subtitles الخبر السعيد أنها مستمرة في التحسن عصبيا من الهجوم
    İyi haber şu ki bu sürecte yanlız değilsin. Open Subtitles الخبر السعيد أنك لست مضطرًا لمواجهة ذلك بمفردك
    İyi haber şu ki önünde çok parlak bir akademik gelecek var. Open Subtitles الخبر السعيد هو أن لديك مستقبلاً أكاديمياً مبهراً.
    İyi haber; her zaman olduğu gibi haklı çıktım. Open Subtitles الخبر السعيد هو, انى كنت محقه, كعادتى.
    Onu güvenli eve alıp uzaklaştırdılar ama güzel haber banyoyu yarın onun temizlemeyecek olması. Open Subtitles ...وضعوه في منزل امن، لذا لكن الخبر السعيد انه ليس عليه ان يغسل الحمامات غدا
    güzel haberi neden ona vermeyi erteliyoruz? Open Subtitles لماذا نؤجل له الخبر السعيد ؟
    Haydi gidip çocuklara güzel haberi verelim. Open Subtitles حسنا، لنخبرهم الخبر السعيد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more