"الخراب" - Translation from Arabic to Turkish

• yıkım
• mahvetmek
• harabeye
• Damages
• zarar
• mahvetmesine
• Viran
• hasara
• yıkımdan
• harabeler
• harabelerde
• mahvedeceksin
• felakete
• harabenin

Gittiği her yere yıkım götürdü.
. يُلحق به الدمار فى كل مكان يذهب إليه يسبب فيه الخراب

mahvetmek için çok iyi çabalamana rağmen hakikaten iyi bir gün geçiriyorum.
انستطيع التحدث في ما بعد؟ بالرغم من الخراب الموجود

Evde bizim kendi şehirlerimiz harabeye döndü.
في البيت مدننا الخاصة إنهارت إلى الخراب.

Teksas'ın içlerine kadar Orta Batı'daki hava üslerine sızmayı başardılar ve büyük zarar verdiler.
تمكنوا من التسلل الى القواعد في الغرب المتوسط العديد نزلوا في ولاية تكساس، وسببوا الكثير من الخراب

Neden bu kızın hayatımı mahvetmesine izin veriyorum gibi.
مثل لماذا 'م السماح هذه الفتاة الخراب حياتي.

Viran Vadisi'nden geçeceğimizi söyledi.
لقد قال بأنّه علينا أن نعبر مِن خلال وادي الخراب

Karısını işin içine çekerek büyük hasara mı neden olmak istiyorsun?
إذن تريدين أن تتسببي الخراب بسحب زوجته منه؟

ABD'ye halkımı borçlandırarak yaptığı bu yıkımdan kurtarmak amacıyla borcu geri ödemek için ihtiyacım var.
أريد أن تسدد الولايات المتحدة ثمن كلّ الخراب الذي أحدثتموه هنا.

Şimdiyse Pekin'den biraz uzakta olan bu bölgedeki harabeler bir zamanlar Çin'in başkenti olan büyük Xanadu şehrinden geriye kalan tek şey olmuş.
الآن هذه الخراب في الحقول مسافة قصيرة من بكين هذا ماتبقى من اكزانادو المدينة العظيمة العاصمة الصيفية للصين.

Şehrin dışındaki harabelerde. Hadi!
أنه فى الخراب خارج المدينة هيا بنا

Tamam, buna bir son vermen lazım, bu Quintis duyurusuyla birlikte her şeyi mahvedeceksin.
حسنا، عليك أن تتوقف، كنت ستعمل الخراب هذا مع كل "Quintis" التصريحات.

Ve çeviriden emin değilim. yıkım değil de aslında arındırma olabilir.
هذه الترجمة ليست واضحة الخراب في الحقيقة يَكون تنقيةً

Babam havlayıp vakladı çünkü senin ailenin hayvan toplumuna uyguladığı ölüm ve yıkım şekli çok moralini bozdu!
أبي كان ينبح , ويبطبط لأنه كان غاضباً عن طريق الموت و الخراب

Eski hocalarından birisi, yeni öğretisinin tüm ahlâki ve toplumsal dokuyu zayıflatarak yıkım ve karışıklık getireceği konusunda onu uyacaktı.
أحد أساتذته القُدامى حذّره من أنّ مذهبه الجديد سيجلبُ الخراب والتشويش, وسيقوّض كلّ الأخلاق والنسيج الإجتماعيّ.

Bu anı mahvetmek istediğimden değik ama... patlamak üzere misin?
أنا لا أريد أن الخراب لحظة هنا أو أي شيء، ولكن هل أنت وشك أن تنفجر؟

O çılgın gezegenin hayatımı mahvetmek için gelmesine...
قبل أن يعود الكوكب المجنون مره أخرى. لينشر الخراب فى حياتى.

Evimi siz harabeye çevirdiniz ailemi öldürüp,dünyamı yok ettiniz. ve benim endişelerinizi doğrulamamı bekliyorsunuz.
-- جلبت الخراب إلى منزلي، تقتلين عائلتي , تدمّرين عالمي، وأنت تتوقّعي منى التوقف عن القلق!

Baksana, bu bahçe harabeye dönmüş.
بصراحة، هذه الحديقة تسقط الى الخراب.

Köyümüze çok zarar verecek, Eğer serbest dolaşmasına izin verirsek.
و سيوقع الخراب في قريتنا إذا ما تركناه حرا

Bu hâlâ sizin gününüz, ve Ra's Al Ghul'un bunu mahvetmesine izin vermeyeceğim.
هذا هو لا يزال يومك، وأنا لن أسمح رأس الغول الخراب ذلك. أوليفر...

- Viran bir yer.
- لا شئ بها سوى الدمار و الخراب

Böyle bir silah şehirde büyük bir hasara yol açabilir.
سلاح مثل هذا يمكن أن يوقع الخراب في المدينة

Benim halkımdı size el uzatan karşılığında ölümden ve yıkımdan gayri bir şey vermediniz onlara.
إن قومي ساعدوك وإنك في المقابل أنزلت عليهم الخراب والهلاك

Bu harabeler binlerce yıllık.
هذا الخراب بعمر الاّف السنين

İşimi yapmak için çoğunlukla harabelerde çalıştım.
أغلب الذي عملت للبناء في الخراب.

Kes şunu, eşşoğlueşşek, onları mahvedeceksin!
وقفه، الأحمق، أنت كنت gonna الخراب لهم!

"...zalimce bedellerle korkunç bir felakete neden olacak."
لأنها تملك القوه العظمى وستؤدى بكم الى الخراب

Bu harabenin kültür fikrini korumadığı için ondan kurtulmak için cesarete ihtiyacımız var.
في مثل هذا الخراب لن تفلح فكرة الثقافة نحتاج للشجاعة للتخلص منها