Şimdi ayağa kalk şu hortumu al ve söylediğim zaman yolu sula. | Open Subtitles | قف، الآن فى التو.ّ التقط هذا الخرطوم وحينما أناديك قُم برش الشارع. |
Önce bir kaç berbat soru ile mi oyalanacağız yoksa direk lastik hortumu mu çıkarır? | Open Subtitles | هل سنبدأ ببعض الأسئلة البغيضة ؟ أم هل سيخرج الخرطوم المطاطى فوراً ؟ |
Hartum'dan daha yeni geldi. O benden daha iyi açıklayabilir. | Open Subtitles | لقد عاد توا من الخرطوم و يمكنه التفسير أفضل منى |
Ayaklanmayı ele alıp Mısırlıların kapasitesini değerlendirmek için Hartum'a gittim. | Open Subtitles | ذهبت الى الخرطوم لتقييم القدرة المصرية على التعامل مع الانتفاضة. |
İnsanlara hortum ve hava tüplerini 10/F'ye getirmek için aşağı inmelerini söyleyin. | Open Subtitles | أخبر الناس بالأسفل أن يحضروا الخرطوم وإسطوانات الهواء إلى الطابق الـ 10. |
Tabii ki gerçek bir hortum kullanılmayacak, uçaklar veya benzeri bir yöntemle ulaştırılacak. | TED | بطبيعة الحال، لن تقوموا باستخدام الخرطوم فعلًا، ستحلقوا بها عاليًا في طائرات أو شيء يشبه ذلك. |
Silahlar Khartoum'a varır varmaz serbest bırakılacaktı. | Open Subtitles | عندما تصل الأسلحة الى الخرطوم , سيتم اطلاق سراحها |
Sen orta kısımdaki hortumu destekle. Ben Çavuş Franks. | Open Subtitles | أنت ساعد في التحكم في الخرطوم في مجموعة الوسط إنني القائد فرانكس |
Pekala Prestorn, sen şu tarafa geçip hortumu hazırla, tamam mı? | Open Subtitles | بريستون, إذهب إلى هناك و جهّز ذلك الخرطوم, حسناً ؟ |
Liz, hortumu hazırla, ona hemen hava vermek istiyorum! | Open Subtitles | ليز،خلي الخرطوم جاهز، اريد ان اهوّيه الآن |
Ben de hortumu uzun süre aynı şekilde tutup... ona baktım. | Open Subtitles | ظللت هكذا لبعض الوقت ظللت أنظر إليها ، وفي النهايه خففت من ضغطي على الخرطوم |
Hartum'dan tüm Mısırlıları boşaltmak dışında hiç bir yetkim yok. | Open Subtitles | ليس لدي أي سلطة خارج اخلاء كل المصريين من الخرطوم. |
Mısır bana karşı, ve bu yüzdem Mısırlılar Hartum'da kalmalı. | Open Subtitles | مصر تعارضنى و لذلك يجب ان يبقى المصريون فى الخرطوم |
Özellikle Hartum'da filo köpeğinin beni ısırması olayı çok iyiydi. | Open Subtitles | خاصه تلك القصه الظريفه عن الكلب الذى عقرنى فى الخرطوم |
Dünya'nın en fakir şehirlerinden biri olan Hartum'da doğdum. | TED | أنا ولدت في إحدى المدن الفقيرة جداً في العالم،في الخرطوم. |
Merdiveni alevlerden çıkar! hortum yanacak! | Open Subtitles | اجلب هذا السلم خارج النيران سوف يحترق الخرطوم |
düzgün bir şekilde dizdim. hortum biraz karışmış. | Open Subtitles | للحصول على ادواتك كل هذا الخرطوم في وضع فوضه, اعتقدت انك تريد.. |
Pekala, sorun nedir uzun hortum? | Open Subtitles | إذن ما المشكلةُ، يا صاحب الخرطوم الطويل؟ |
Khartoum'daki büyükelçilik Clare'in kaçırılmasından haberdardı ama olayın Crawford'a hiç bir bağlantısı yoktu. | Open Subtitles | سفارة الخرطوم على علم بحادثة أختطاف كلير لكن بلا أى رابط لكرافورد |
İlacı tarlaya püskürtüyordum. hortumun ucunu kazara ona döndürmüş olabilirim. | Open Subtitles | كنتُ أرش الحقول ربّما أكون بطريق الخطأ وجّهتُ الخرطوم إليه |
Bütün gün hortumdan su içtim de tuvaletinizi kullanabilir miyim? | Open Subtitles | انا كنت فقط اشرب من ذلك الخرطوم .. طوال اليوم و هل يمكن ان استخدام الحمام ؟ |
Alttaki boruyu da değiştirmek zorunda kaldım, şimdi mükemmel çalışıyor. | Open Subtitles | الخرطوم السفلى كان مقطوعا أيضا وكان على أن أقوم بتغييره |
Şu ana kadar bebek hortuma ulaşamadı. | Open Subtitles | حتى الآن الجرو لا يستطيع الوصول إلى الخرطوم. |
Evin en güzel yanı sanırım, hortumla bile yıkanabilir olması. | Open Subtitles | أعتقد أن الجانب الإيجابي أنه يمكنك تنظيفه كاملاً بواسطة الخرطوم |
hortumlu kırıcı, yer fıstığı öğütücü ezip kıymaya çevirebilecek ürkütücü popo. | Open Subtitles | صاحب الخرطوم المدمر ، قاذف الفول السوداني لَرُبَّمَا حتى أكثر رعب |
Dışarıdaki hortumda bolca suyumuz var istersen! | Open Subtitles | حسن، لدينا الكثير من الماء في الخرطوم بالخارج! |
Su hortumunu kullan, kardeşim. Hatta sana tutarım bile. | Open Subtitles | إستخدم الخرطوم يا أخي يمكنني أن أمسك لك به |