"الخصوص" - Translation from Arabic to Turkish

    • Özellikle
        
    • özel
        
    • konu
        
    • ilgili
        
    • konuyla
        
    • konuyu
        
    • konuda
        
    • özellikle de
        
    • var mı
        
    Özellikle bunun güvenli bir yuvaya ihtiyaci var. O bir anne. Open Subtitles هذه علي وجه الخصوص تحتاج مثل هذا المأوى الآمن، لأنها أم.
    Söylentiye göre Özellikle bir Wraith ile bir ittifak kurmuşsunuz. Open Subtitles يُقال بأنّكم شكّلتم تحالفاً مع شبح واحد على وجه الخصوص
    Neden o problemi çözmesi için Özellikle J.J Powell'ı istediniz? Open Subtitles لماذا تريد جي جي على وجه الخصوص لحل هذه المشكلة؟
    özel bir şey yok. Belki biraz formda kalmak için. Open Subtitles لا شيء على وجه الخصوص ربما لأجل القليل من الانسجام
    - Susan,bu konu hakkında bu kadar mükemmel olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles سوزان لا أستطيع أن أصدق كم أنك رائعة بهذا الخصوص
    Ama keşfettim ki, koşmakla ilgili güzel şey şu; bu etkinlik sırasında sürekli acayip birşeyler oluyor. TED ولكن الامر الجميل في هذا الخصوص .. انني اكتشفت ان هناك امرٌ عجيب يحدث في هذا النشاط طيلة الوقت
    Evet, sanırım bu konuyla ilgili konuşmak istediğin şeyler vardır. Open Subtitles نعم، ظَننتُ أنهُ سيكون لديكِ شيءٍ تقولينهُ بهذا الخصوص
    Özellikle hatırlıyorum ki değerlendirilmesi gerektiğini düşündüğüm başka bir çok insan vardı. Open Subtitles على وجه الخصوص أتذكر أن هنالك الكثير ممن رأيت أخذهم بعين الإعتبار
    Özellikle de, zor bir konu olan yaşam - iş dengesinde değişiklik yapmaya karar verdim. TED على وجه الخصوص , قررت أني أود محاولة معالجة المسألة الشائكة التوازن بين الحياه و العمل.
    Özellikle örgüt bileşenlerinin... ...bütünsel davranışını oluşturacak şekilde etkileşmeleri hakkında. TED وعلى وجه الخصوص ، كيف ان الاجزاء البسيطة للمنظمات تتفاعل لخلق سلوك المنظمة بأكملها.
    En yüksek öncelik, ekranda görüyorsunuz, insanları, Özellikle çocukları günde bir kere yıkamaktır. TED و الأولوية الكبرى, تشاهدون على الشاشة, هي اغتسال الناس مرة باليوم, الأطفال على وجه الخصوص
    Ancak Özellikle ikisi beni cezbediyor. TED في المقابل، هناك تعريفان على وجه الخصوص يأسراني.
    Yine de, bir istihbarat teşkilatıyla paylaşmak isteyeceğim birşeyim de yok. Özellikle de yabancı bir istihbarat teşkilatıyla. TED حتى الآن، وليس لدي أي شيء أود على وجه الخصوص ارغب في مشاركته مع وكالة الاستخبارات وخصوصا وكالة الاستخبارات الخارجية.
    Çünkü bu özel parça, aynı zamanda yumruk heykelinin içinde olduğu parçaydı. Open Subtitles لأنّ هذه القطعة الفنيّة على وجه الخصوص حدث أن بداخلها قبضة برونزيّة.
    Konumuza dönersek, bu tekniklerin demokrasilere ve özel olarak da kanunlara uygulanmasının iki anlamlı nedeni var. TED لذلك هناك سبيين جيديين للاعتقاد بأن هذا النوع من التكنيك قابل للتطبيق للديمقراطيه ككل وللقانون على الخصوص
    Ama lig zaten bu konu hakkında kararını verdi. Open Subtitles بالطبع، لكن الاتحاد أعطى حكمه بهذا الخصوص
    1870 ve 1872'de Prickly Pear Çayı'yla ilgili emsal teşkil davaları oldu. TED وحدث هناك قضايا في هذا الخصوص في عام 1870 و 1872 وكلتيهما تخصان جدول بريكلي بير كريك
    Birleşmiş Milletler konuyla alakalı olağanüstü bir toplantı düzenledi. Open Subtitles وقد عقد مجلس الأمن الدولي جلسةً طارئةً بهذا الخصوص
    Bu konuda konuşmak istemiyor ve ben ne zaman konuyu açsam... Open Subtitles لا يريد الحديث حول ذلك وفي كل مره أفاتحه بهذا الخصوص
    Bu konuda endişen olmasın. Onu kurtarmaya tam zamanında geldim. Open Subtitles لا تقلقي بهذا الخصوص أتيت في الوقت المناسب لكي أنقذه
    Bu açıdan onaylayabileceğin, tüm türler arasında geçerli kalıplaşmış yargılar var mı? TED هل يوجد تعميمات يمكنك تأكيدها في هذا الخصوص التي هي صالحة لكل الفصائل؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more