"Bir adama, nişan ve evlilik gibi şeyleri düşündürtmek istiyorsanız o zaman standartlarınızı yüksek tutmalısınız." | Open Subtitles | لو اردت من الرجل ان ينوي الخطبة والزواج يجب ان تبقي معاييرك مرتفعة |
Ya bu nişan töreninde verebilirdim ya da Perşembe günü bikini partisinde. | Open Subtitles | حفلة الخطبة الليلة و الثلاثاء حفلة البيكيني |
Düğünündeki konuşma için bir söz arıyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث معك فيما يخص الخطبة في زواجك |
O gün verdiği konuşmayı duymalıydın. | Open Subtitles | كان يجب أن تسمعي الخطبة التي ألقتها يومها |
Önümüzdeki Pazar Vaaz verme görevi bana düştü. | Open Subtitles | سأتشرّف بإلقاء الخطبة يوم الأحد المقبل |
Ama iki kere nişanı bozman - hiç böyle şey duymadım. | Open Subtitles | لقد ألغيتي الخطبة مرتين لا أحد يفعل شيء كهذا |
- Şey bu geceki nişan partisine bir davetiye alacağını sanmıyorum hele de ilk seferinde işleri Emily'yle olan kaçamağınızın bozduğunu düşününce. | Open Subtitles | لـاـ أعتقد أنك ستتلقي دعوة، لحفل الخطبة الليلة. خاصة، أن ماكان بينكم، |
Anne tarafımın, baba tarafımın, dedemin, hatta boşanmış babamın karşısında sen bana nişan yüzüğü taktın. | Open Subtitles | امام جوانب أمهاتنا و أباؤنا و أجددانا بما فيهم أبي المطلق تبادلنا خواتم الخطبة |
Bu akşam nişan duyurusunu yapmadan önce bilmenizi gerektiğini düşündüğüm bir mevzu vardı. | Open Subtitles | جئت لأنّ ثمّة شيء أشعر بأنه يجب أن تعرفيه قبل إعلان الخطبة مساء اليوم |
Bu geceki konuşma beni çok geriyor. | Open Subtitles | أشعر بالرهبة لأني سألقي تلك الخطبة الليلة |
konuşma 5 dakika içinde başlıyor, Simpson. Kendini asmayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | ستلقي الخطبة بعد خمس دقائق، ألن تشنق نفسك؟ |
konuşma için teşekkür ederim, Karl. Ama bunu yapamam. Bana baksana. | Open Subtitles | شكراً على الخطبة ولكن لا أستطيع إلقاءها، انظر إليّ |
Belki senin için bir şeyler bulabilirim. konuşmayı kim verdi? | Open Subtitles | ربما يمكنني تعقبه لك، هل تعرفين من ألقى تلك الخطبة ؟ |
Yıllar boyunca pek çok erkek bu konuşmayı dinledi. | Open Subtitles | كثير من الرجال سمعوا هذه الخطبة عبر السنين |
O konuşmayı duymak istemiyordur herhalde. | Open Subtitles | ربما لم ترغب بسماع هذه الخطبة هل فكرت بهذا ؟ |
Önümüzdeki pazar Vaaz verme onurunu bana bahşettiler. | Open Subtitles | سأتشرّف بإلقاء الخطبة يوم الأحد المقبل |
- İçkiyi bırakman lazım. - Vaaz faslını geçelim lütfen. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن الشرب - أعفني من هذه الخطبة - |
Önce nişanı bozdular, şimdi de oğlumu dövüyorlar! | Open Subtitles | فى البداية تم الغاء الخطبة والآن يريدون تحطيم ابنى ــ النجدة |
nişanı bozacağım çünkü benim için doğru değil. | Open Subtitles | سوف أفسخ الخطبة لأنها ليست بالأمر الصائب لي. |
Kendi ölümünden kısa süre önce verdiği son vaazı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر الخطبة الأخيرة التى سمعتها من والدى قبل وفاته |
Vaaza bayıldım. | Open Subtitles | أعجبتني الخطبة. |
Claire Riesen ve William Whele'in nişanını bildirmek benim için onurdur. | Open Subtitles | انه لمن دواعي سروري اعلان الخطبة بين طلير رايسون و ووليام ويل |
Onlar hazırlıklı gelmişler, nişanın bugün yapılmasını istiyorlar! | Open Subtitles | جاءوا مستعدين، يريدون إتمام الخطبة اليوم! |
Randevuya çık, nişanlan, evlen, bebek doğur. | Open Subtitles | المواعدة ثم الخطبة ثم الزواج ثم الإنجاب |
Konsantre olmama yardımcı oluyor. Konuşmam üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | هذا يساعدني على التركيز إنني أعمل على تجهيز الخطبة |
Konuşmanın geri kalanını yapmazsan iyi bir insan olamam değil mi? | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أكون رجلا جيدا حتى تكمل لى الخطبة, أليس كذلك؟ |