Savaş başlığı kırılırsa havayla temas edip karışımı ateşler bu da sözde eritilmiş kayaya sarılan zırhı paramparça eder. | Open Subtitles | حسناً , عندما يتحطم الرأس الحربي الأتصال مع الهواء سيشعل الخليط ينبغي أن نفكك الدرع ونحتمي من الصخور المنصهره |
Sha ve Rachel yeteneklerinin ve tecrübelerinin karışımı yüzünden değil, onların sayesinde bu harika fikirle çıkageldiler. | TED | أتى شا ورايتشل بهذه الفكرة الفريدة من نوعها ليس على الرغم من بل بسبب الخليط الإنتقائي لمهاراتهم وخبراتهم. |
Bu karışımın istediğiniz maddeyi kopya edebileceğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | ونعتقد أنّ هذا الخليط سيكون المركّب الذي تبحث عنه |
Çoksert, kauçuk bir ıspatulayla kenarları sıyırırken, hamur karışımıyla yumurta akını çırpın. | Open Subtitles | اخلط بياض البيض مع باقي الخليط مع تنظيف الأطراف بملعقة مطاطية قاسية |
Fırını önceden 350 derecede ısıt 9x13'Iük kek kalıbına biraz un serp sonra hamuru kek kalıbına dök. | Open Subtitles | سخن الفرن لدرجة حرارة 350 إدهن الدقيق بمقلاة الكيك مقاس 9 في 13 ثم صب الخليط في المقلاة وأنتبه أن لا تنسكب |
İkinci seçenek, karantinada verdikleri karışımdan veririz. | Open Subtitles | والخيار الثاني: نعطيها ذلك الخليط الذي قد تأخذه في الحجر الصحي |
Böyle ayinlerde kutunun içine kendi resmini koyman gerekir, değil mi? | Open Subtitles | طقوسكهذه، يجب أن تضع صورتك في هذا الخليط ، صحيح؟ |
Bu karmakarışık olaylar içinde, garip bir mantık fark ettim. | Open Subtitles | في هذا الخليط من الأحداث جاهدت بشكل عشوائي لمعرفة أكثر الأسباب منطقية |
karışıma kulak atınca çok daha güçIü büyüler yapmak mümkündür. | Open Subtitles | هناك الكثير من التعاويذ التى تعمل جيدا بوجود أذن فى الخليط |
O zaman neden brujo'dan... o karışımı istedin ve neden Boston'a götürüyorsun? | Open Subtitles | اذا لماذا لم تسأل الروجو ليعطيك الخليط لكي نجلبه إلى بوسطن؟ |
Bir çeşit insan ve yunus karışımı. | Open Subtitles | نوعاً ما من الخليط بين الإنسان والدولفين. |
Florida'da hem satanist hem de yamyam karışımı olan kimseyi bulamadım. | Open Subtitles | اذن انا لا اجد اي مرصى في فلوريدا الذين يملكون الخليط الرائع لكونهم عبدة شيطان و أكلي لحوم البشر |
Sadece dozajı kaçırır, karışımı doğru ayarlamazsanız. | Open Subtitles | فقط اذا كانت الجرعة خاطئه يجب ان تجعل الخليط سليم |
Burada gördüğüm tek karışım odadaki bütün elbiselerde olan pamuk/polyester karışımı. | Open Subtitles | عزيزتي, الخليط الوحيد الذي أراه هو خليط القطن والبوليستر في كل فستان في الغرفة |
Bu çakıllar karışımın olmazsa olmazı. | Open Subtitles | هذا النوع من الحصي لابد ان يكون داخل الخليط |
Bu jelatinimsi karışımın içinde kabarcık izleri oluşurdu. Kabarcık yok. | Open Subtitles | آثار فقاعة تشكّل في ذلك الخليط الهلامي لا فقاعات |
hamur her üzümün arasında eşit miktarda kabarıyor. | TED | يرتفع الخليط بنفس النسبة بين كل حبات الزبيب. |
Ben içeri giriyorum, başımda şapka, başka bir şey yok benim alet şöyle diyor, "hamuru karıştırmanın başka yolu yok". | Open Subtitles | ثم آتي أنا مُرتديا قبعة طباخ ولا شيئ غيرها... قائلالها: هذه ليست طريقة صحيحة لعجن الخليط ، دعيني أحاول... |
- hazır karışımdan iyi. | Open Subtitles | هذا أفضل من الخليط |
Demek istediğim, Molly ile aramızdaki şeyi seviyorum. Bir de işin içine çocuk meselesi girerse her şey değişir. | Open Subtitles | ما اقصده اني احب حقا وضعي ومولي حاليا اذا اضفنا طفلا الى الخليط سيغير كل شيء |
Bu karmakarışık olaylar içinde, garip bir mantık farkettim. | Open Subtitles | في هذا الخليط من الأحداث جاهدت بشكل عشوائي لمعرفة أكثر الأسباب منطقية |
Bu karışıma bir de kız eklendiğinde hiç şansı yoktu, değil mi? | Open Subtitles | و حينما أضفتم الفتاة الى ذلك الخليط لم يكن لديها أدنى فرصة أليس كذلك؟ |
Kimyasal karışım, titreşirken temiz ve renksiz hemen önünde labaratuar sehpasında kuruluydu. | Open Subtitles | كان الخليط الكيميائى أمامه على الطاولة نقياً وبلا لون يبنما كان يهتز |
Böyle melezlikler kabilelerde pek saygı görmez! | Open Subtitles | هذا الخليط لم يحترموه |