Ipliklerin Resmi dedigim bu resimleri yaptim, ve bunlara isim olarak yapiminda kullandigim ip miktarini verdim. | TED | اخذت هذه الصورة و دعوتها صورة الخيط ، وأسميتها حسب مقدار الخيوط التي استعملتها لتمثيل كل صورة. |
Sen sihirbazı seyrederken aslında ipleri çeken o sevimli masum olur. | Open Subtitles | بينما تشاهد الساحر، تلك المساعدة البريئة هي من تتحكّم بكل الخيوط |
İpler görünmez. Peruğun altında kalacak. | Open Subtitles | ولن ترى الخيوط ، ستكون مخفية تحت الشعر المستعار |
Elimizde ipuçları var ve bütün tiryakileri temin ederim ki.. | Open Subtitles | ،لدينا عدداً من الخيوط ،ودعوني أطمئن كل المدخنين |
Zamanla, bu minik iplikler sıvının içinde katmanlaşıyor ve yüzeyde bir tabaka oluşturuyorlar. | TED | مع مرور الوقت، هذه الخيوط الدقيقة تشكل من السائل طبقات وتنتج حصيرة على السطح. |
Polis ve sigorta şirketi için bırakmamız gereken ipuçlarını da unutma. | Open Subtitles | لا تنسى الخيوط التى سنتركها للشرطة وشركة التأمين |
Ben baş soruşturmacıyım. Bir ipucunu izliyordum. Beni buraya getirdi. | Open Subtitles | انا المحقق الرئيسى فيها و كنت اتبع احدى الخيوط التى قادتنى الى هنا |
Hey, daha bitmedi. Git sicim getir, bunları bağlamamız lazım, haydi! | Open Subtitles | لم ننته بعد,إذهب و أحضر الخيوط يجب وضعها على حمالة ,هيا |
Hım, o bana sadece çorabın dikiş yerini ayarlamamda yardım ediyordu, ve senin açından, biraz garip gözükmüş olmalı. | Open Subtitles | تقصدين هذا كان يساعدني على ضبط الخيوط في جوربي و ربما بدا لكِ الأمر غريب من زاويتك |
Yok canım, sadece ip gerdim ama yine de sağ ol. | Open Subtitles | لا قمت فقط بتوصيل الخيوط لكن أشكرك على أي حال |
D.J kızın gözlerine ip sıktı, ve kız tamamen çılgına dönüp eve gitti. | Open Subtitles | دانيال الصغير رش عليها تلك الخيوط السخيفة على عينيها ومن ثم ارتعبت وذهبت الى المنزل |
Biraz ip buldum ve bir çengelle bir ağırlık bağladım. | Open Subtitles | وجدت بعض الخيوط وقمت بصنع خطاف و ثقل للغوص |
Sen sihirbazı seyrederken aslında ipleri çeken o sevimli masum olur. | Open Subtitles | بينما تشاهد الساحر، تلك المساعدة البريئة هي من تتحكّم بكل الخيوط |
Eğer ipleri düğümün tabanından çekerseniz, düğümün kendini ayakkabıya paralel olarak aşağıya yönlendirecek. | TED | وإذا سحبنا الخيوط في قاعدة هذه الربطة، ستجد بأن العقدة توجه نفسها مع المحور الطولي للحذاء. |
Sanki ipler senin elindeyken o sıcak kabinde sıkışmışım gibi. | Open Subtitles | كاننى مازلت عالق معك فى هذا الكشك الحار طوال الصيف نسحب الخيوط |
Çünkü o adam yok artık. İpler senin elinde değil. | Open Subtitles | لأن هذا الرجل قد أختفي لا يمكنكِ التلاعب بهذه الخيوط مجدداً |
Bu ipuçları bu davada kayda değer kırılmalara rehberlik etti bile. | Open Subtitles | هذه الخيوط أدّت فعلاً الى اكتشافاتٍ هامةٍ في القضيه |
Bu iplikler nesiller boyu kimono için iplik üreten makinelerle makineler ile aynı makinede üretildi. | TED | صُنعت هذه الخيوط في نفس الآلات التي كانت تصنع خيوط الكيمونو لأجيال. |
Havadaki füze için, önceki ipuçlarını izlememiz gerekiyor | Open Subtitles | بوجود هذا الصاروخ في الجو لابد أن نتتبع الخيوط الرئيسية فقط. |
Dedektiflerin birden fazla ipucunu izlediği söyleniyor. | Open Subtitles | والمُحققون قالوا أنهم سيتبعوا الكثير من الخيوط |
Çoğu balıkçı tüy, post, sicim kabuklar falan kullanır. | Open Subtitles | معظم من يصيدون بالسنانير يستخدمون الريش أو الفراء، الخيوط المجدولة، أو القطع القشرية. |
Bu iyi. Çünkü o yattıktan sonra dikiş dikebilirim. | Open Subtitles | هذا عظيم ,لأننى أحب أن أحيك بعض الخيوط قليلاً |
Biraz uğraşıp, sana bir yerlerden birkaç yeni tel bulabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني محاولة الحصول علي بعض الخيوط الجديدة من مكان ما. |
Fosil örümcekler bile ağ örebilir bu fosil örümceği üzerindeki lif memeciği izlerinden görebileceğimiz gibi. | TED | حتى أُحفورات العناكب تستطيع عمل الخيوط كما يمكننا ان نرى من مظهر عضو الغزل في احفورة العنكبوت هذه |
Ve tıpkı bir kemanın telleri gibi, farklı motiflerle titreşerek farklı müzikal notalar üretebilirler. | TED | بالضبط شبه الخيوط الموجودة على الكمان يمكنها الاهتزاز في قوالب مختلفة منتجةً نوتات موسيقية مختلفة |
Onun svitşörtüne ait iplikleri Lana'nın odasına taşımışsın. | Open Subtitles | وقمت بنقل بنقل الخيوط من قميصها إلى سريرها |
Aynı örümcek tarafından üretilen lifler hayret verecek kadar farklı dizilime sahip olabilir. | TED | الخيوط التي تنتج من قبل عنكبوت واحد يوجد بِها وبشكل كبير تسلسلات متكررة مختلفة |
Şerif kumaş dükkanına gittim, yün ipliği ve yün iğnesi aldım. | Open Subtitles | شريف ذهبت لمحل القماش فأخضرت بعض الخيوط و بعض إبر الحياكة |