Bütün gereken sıkı çalışma, bir parça yetenek ve bir milyarderin biricik kızıyla evlenmek. | Open Subtitles | كل ما تتطلبه هو العمل الدؤوب وقليل من الموهبة الطبيعية والزواج من ابنة وحيدة لبليونير |
Ve haklı da, çünkü İki Elmas Ödülünün olduğu yerde alçak gönüllülük, doğruluk ve sıkı çalışma vardır. | Open Subtitles | فقط إذا كنت شركتنا على مستوى جائزة الماستين وهذا سبب جيد لان جائزة الماستين تدل على التواضع و الكرامة و العمل الدؤوب |
Amerika halkı adına, sıkı çalışmanızı ne kadar takdir ettiğimi belirtmek isterim. | Open Subtitles | أردت أن أخبركم، نيابة عن الشعب الأمريكي كم نقدر عملكم الدؤوب |
İşindeki inatçı kovalaman evliliğine mal olmuş bile. | Open Subtitles | سعيك الدؤوب في العمل بالفِعل كلفكَ زواجك |
Belki de o inatçı, gazeteci kuşkunla takip etmen gereken haber oradadır. | Open Subtitles | ربما تلك قصة عليك تتبعها مع تلك الصحفية الدؤوب المجنونة خاصتكم |
Şu anda burada olabilmemin sebebi onların yorulmadan çalışmaları ve kendilerini adamalarıdır. | Open Subtitles | عملهم الدؤوب و تفانيهم هم سبب وقوفى هنا الان |
Amacımız uğruna yorulmadan çalışmaya devam etti düşene kadar. | Open Subtitles | وواصلت عملها الدؤوب لقضيتنا، حتى انهيارها. |
Yorulmak bilmez işimiz belli ki bir Yahudi tarafından baltalanmaya başladı. | Open Subtitles | من الواضح أن عملنا الدؤوب قد قوّض بسبب هذا اليهودي. |
Bu doğal yeteneğimizle ya da eski tarz sıkı çalışmanızla oldu. | Open Subtitles | إمّا بالموهبة الطبيعية، أو بالعمل الدؤوب على النهج القديم، لكن اليوم... |
Hayır. Herkes kadar sıkı çalışıyor, hatta birçoğundan daha sıkı. | Open Subtitles | لا,بل أنه يواصل العمل الدؤوب كما نحن وأكثر. |
Azmi ve sıkı çalışmayı ben öğrettim ona. | Open Subtitles | .قمت بتدريسه العمل الدؤوب و العزم |
Sizler ve sıkı çalışmalarınız olmasaydı bir araya gelemezdi. | Open Subtitles | لم تكون لتأتي لولاكم و عملكم الدؤوب |
Bu güzel bir haber. sıkı çalışmanız için teşekkür ederim. | Open Subtitles | يسرني سماع ذلك شكراً على عملكم الدؤوب |
Tüm ekip bir savaş hâliymişcesine sıkı çalışıyordu. | Open Subtitles | انكب الطاقم بأكمله على العمل الجماعي الدؤوب{\pos(191,240)} |
Hazırlık ve sıkı çalışma. | Open Subtitles | ! الاستعداد ، والعمل الدؤوب ! |
Monica bana hep seni hatırlatırdı. Çalışkan, motive, inatçı. | Open Subtitles | كانت ( مونكا ) تذكرني بكثير منك في العمل الدؤوب ، لديها الحافز و الصلابة ، |
Ve bir daha adamlarımla görüşmek istediğinizde onları tehdit etmek yerine yorulmadan çalıştıkları için teşekkür etmelisiniz. | Open Subtitles | و... في المرة القادمة حين ترغب في التعامل مع رجالي. فليكن هذا لكي تشكرهم على عملهم الدؤوب... |
Yorulmak nedir bilmeyen kardeşim eski şerif Eli Thompson sayesinde bu alçakça yapılan Schroeder suikastinin ardında güvenlik polisi tarafından çok tanınan Philadelphia'dan D'Alessio kardeşlerin olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | بفضل العمل الدؤوب لأخي، المأمور السابق (إيلاي تومسون)، علمنا |