"الدائمة" - Translation from Arabic to Turkish

• daimi
• kalıcı
• Sonsuz
• sonsuza
• sürekli
• devamlı

daimi Komite'yi doğru yolun bu olduğuna ikna etmem yedi yılımı aldı.
لقد إستغرقت 7 سنوات لأقنع اللجنة الدائمة أن هذا هو التصرف الصحيح

Duyma kaybı değerlendirmesi ses geçirmez bir odada daimi bir dizi ekipman eşliğinde, bir odyolog tarafından yapılıyor.
إن اختبار فقدان السمع يتطلب في العادة كشفًا عند اختصاصي السمع في غرفة عازلة للصوت، مع الكثير من المعدات الدائمة.

Vekil Hollanda sarayının daimi elçiliğine.
في السفارة الدائمة لبلاط ريجنت في هولندا

40 yaşındaki bir kalıcı Bitkisel Yaşam Durumu hastasının bu bilinçsizlikten yaşama dönme şansı çok az ile hiç arasındadır.
فرصة المريض الذي يعمر 40 عام في مريض يصاب بحالة الخمول الدائمة لسيستعيد وعيه هي قليل جدا جدا الى لاشئ

ve sizde öylece bırakırsanız onu... Yoksa ölümsüz ruhunuz cehennemin Sonsuz ateşinde sonsuza dek kavrulacaktır!
وإلا ستحترق روحكم الخالدة فى نيران جهنم الدائمة

Çoğumuz açık planlı ofislerde çalışıyoruz, duvarlar yok ve sürekli olarak iş arkadaşlarımızın gürültüsüne ve bakışlarına maruz bırakılıyoruz.
معظم الشركات يكون مكان عملها مفتوحاً، بدون جدران، حيث نكون عرضة للضوضاء الدائمة و حشرية الزملاء.

Erkeklerin beyinleri, dijital olarak şunlara göre yeniden döşeniyor: değişime, yeniliğe, heyecana ve devamlı uyarılmışlığa.
أدمغة الأولاد تتم إعادة ربطها رقميا بطريقة جديدة بالكامل من أجل التغيير والتجديد والإثارة والاستثارة الدائمة.

Diş minesinde fluoroz var daimi dişlerinde renk bozukluğu.
لديها فلور على المينا تغير لون اسنانها الدائمة

En daimi zincirleme reaksiyonlar, bu anlarda bu eylemlerle bu kararlarla ortaya çıkar ve hepsinin de kaynağında sevgi vardır.
و سلسلة من ردود الافعال الدائمة المستمرة التي بدأت بفعل تلك اللحظات و الافعال

Yalnızlığın daimi dostum olmadığını söylersem, yalan söylemiş olurum.
سأكون كاذبة اذا قلت انها لم تكن رفيقتي الدائمة

Açtığınızda, daimi Komite'de şikâyet edenler olacak, ama onları idare ederim.
عندما تفعل، سيكون هناك أشخاص معترضون من اللجنة الدائمة لكن سوف أتفاهم معهم.

İlgili Sayın Başkan, Feng'in daimi kurula bağı var ve şu anda Çinliler ile aramız açılıyor...
بلى سيدي الرئيس له علاقة، فانج له علاقات مع اللجنة الدائمة و نحن حالياً فيمواجهةمع الصين،إقتصادية..

Bu kadar uzun kalırsanız, bu benim daimi elemanlarımından daha fazla kalacaksınız.
إذا استمريت طوال هذه الفترة ، هذا سيكون أطول أكثر من معظم تعييناتى الدائمة

daimi emirler, hiçbir gemi istasyonu terk etmemektedir.
الأوامر الدائمة هي عدم مغادرة أي سفينة للمحطة

Sadık bir aşığınızın daimi desteğini hissetmenin size yardımcı olacağını düşünürseniz evlilik için elimi size uzatmama izin vermekle beni çok onurlandırırsınız...
لو كنتِ تشعرين بأن المساندة الدائمة ... من مُحب مُخلص ... ستكـون بمثابة عون لكِ ... سأكون في غاية الشرف إذا أذنتِ لي

Ben, geçici bir sorun yaratıp kalıcı sorununu çözmenden bahsediyorum.
أتحدث عن خلق مشكلة مؤقتة تسمح لك بشطف المشكلة الدائمة

Psikolojik kaynaklara baktığınızda, bunlar pişmanlığı tanımlayan dört kalıcı bileşenlerdir.
حسناً إن نظرتم إلى هذا التفسير النفسى، سترون أن هذه ال4 مكونات الدائمة التى تحدد مفهوم الندم.

Konuşmak istemeyebilirler, ancak her gününü o kalıcı anılarla geçiren biriyle bağ kurmak güzel.
قد لا يفضلون التحدث، ولكنه من اللطيف أن تتواصل مع شخص يعيش كل يوم بتلك الذكريات الدائمة.

Sonsuz saygı ve sevgi ile, Hal Moore.
بالاحترام والمودّة الدائمة , هال مور.

Hatırlarsan... Senin sonsuza dek mutluluğunda yardım ettim.
إذا كنت تتذكر أنا ساعدتك في السعادة الدائمة

Birincisi: sürekli takım çalışması çılgınlığını durdurun.
أولاً : أوقفوا هذا الهوس حيال حلقات العمل الجماعية الدائمة.

Ve devamlı sana ihtiyacım olduğunda orada olamamanla.
وقدرتك الدائمة على عدم التواجد عندما أحتاجك