Ve bu cinayetin, öğrenci topluluğu ile daimi oturma izni olanlar arasındaki kızışmayı artırması endişesi var. | Open Subtitles | وهناك قلق بأن جريمة القتل قد تُصعّد الإحتكاك بين مجتمع الطلبة والمقيمين الدائمين. |
daimi üyelerimizin vetosunu baltalamak istemeyiz. | Open Subtitles | لا نريد تقويض حق الفيتو للأعضاء الدائمين |
Güvenlik Konseyi'nin daimi bir üyesinin "hayır" oyu nedeniyle geçmemiştir. | Open Subtitles | لرفض أحد الأعضاء الدائمين بمجلس الأمن |
Harris taşımacılıkta devamlı müşteriler değerli hediyeler için puan kazanır. | Open Subtitles | حيث المسافرين الدائمين عليها يكسبون نقاط جيدة للبضائع الثمينة |
Harris taşımacılıkta devamlı müşteriler... ..değerli hediyeler için puan kazanır. | Open Subtitles | حيث المسافرين الدائمين عليها يكسبون نقاط جيدة للبضائع الثمينة |
Bu sevimli ortama bakılırsa, bir sürü Düzenli müşteriniz olmalı. | Open Subtitles | لكن يجب أن يكون لديك الكثير من الزبائن الدائمين لأن المكان هنا لطيف |
daimi müşteriler için bile mi? | Open Subtitles | ولا حتى لزبائنهم الدائمين ؟ |
Amma velakin daimi desteğini ve masajını kabul edebilirim. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} لكنّي رغم ذلك سأقبل بدعمك وتدليك ظهري الدائمين. |
Siz de daimi ziyaretçilerimiz olursunuz. | Open Subtitles | -سيكونون ضيوفنا الدائمين |
Tüm devamlı müşterilerin siparişlerini bilirim. Kakaonuzu getiriyorum. | Open Subtitles | أعرف طلبات جميع الزبائن الدائمين سأحضر لك شراب الكاكاو |
-...ekstra ücret öderiz. -Bunu devamlı müşterilerime yapamam. | Open Subtitles | لا يمكنني فعل هذا بزبائني الدائمين |
Sanırım bazı devamlı müşterileri varmış. | Open Subtitles | لديها بعض الزبائن الدائمين كما اعتقد |
Düzenli gelenlerden biri beyefendi. | Open Subtitles | أحد المرتادين الدائمين ، سيدي. |
Andrew. 8 Düzenli müşterimden biriydi. | Open Subtitles | آندرو كان احد الزبائن ال8 الدائمين |