Temel şeylerden bahsediyorum -- çorap, iç çamaşırı hatta pijamalarınızdan. | TED | وهنا أقصد القطع الأساسية: جواربك وملابسك الداخلية وحتى ملابس النوم. |
Mesele şu ki hem dış hem de iç görüntüler oldukça doğruydu. | TED | ما في الأمر أنه، كل من الصور الداخلية والخارجية تعتبر حقيقية تماما. |
Karınıza yardım etmek için her şeyi yapıyoruz. İçişleri Bakanını sıkıştırıyoruz. | Open Subtitles | إننا نعمل ما بوسعنا لمساعدة زوجتك وضغطنا على وزير الداخلية الفرنسى |
Dahili sensörler devre dışı, ama gücün kesildiği yerin konumunu belirledim. | Open Subtitles | المجسات الداخلية لا تعمل لكننى حددت الموقع الذي انخفضت به الطاقة |
SEL, özel sürüm. Açılır ay tavanı, içi deri kaplı. | Open Subtitles | إس.إى.إل إصدار محدود، فتحة سقف البطانة الداخلية بالكامل من الجلد |
İçerideki ise hangi videolara odaklandıkları. | TED | وتمثل الدائرة الداخلية أي فيديوهات قاموا بالتركيز عليها |
Çünkü ayakkabı koymayı unutur, bir sürü kirli don alırsın. | Open Subtitles | لم تكن لتأخذ الأحذية, وستأخذ الكثير من الملابس الداخلية المُتّسخة |
Avrupa'daki her 00 acele çağrılmış. - İç işleri Sekreteri de. | Open Subtitles | قد تم استدعاء جميع العملاء في أوروبا . و وزير الداخلية أيضاً |
Hiçbir zaman iç maddeye dokunmuyorlar. Daha ve daha çok ortak evrim. | TED | إنها لا تتطرق للمسائل الداخلية مطلقاً. هناك المزيد والمزيد من مصاحبات التطور. |
Önce deniz vardı, sonra Amerika, Batı, sonra Ay... hippiler, uyuşturucu, iç yolculuk... | Open Subtitles | ..أولا كان لديك البحر، ثم أمريكا، الغرب، القمر ..سيد ليري، المخدرات الرحلة الداخلية |
İç çamaşırlarıyla bir kaplana binmek için oldukça cesur olmak lazım. | Open Subtitles | يجب ان يكون المرء شجاعا جدا ليمتطى نمرا فى ثيابه الداخلية |
Çünkü oturduğum yerden bana genç bir içişleri görevlisi gibi geliyorsun. | Open Subtitles | إنه يبدو أن فأر الشئون الداخلية الصغير قد تعمق ليبني قضية |
İçişleri, şu andan itibaren sizin tüm hareketlerinizi onlara bildirmemi istedi. | Open Subtitles | لقد طلبت مني الشؤون الداخلية بنقل تحركاتك من هنا إلى الخارج |
İçişleri, şu andan itibaren sizin tüm hareketlerinizi onlara bildirmemi istedi. | Open Subtitles | لقد طلبت مني الشؤون الداخلية بنقل تحركاتك من هنا إلى الخارج |
Görünüşe göre beş hafta önceki Dahili raporlarımdan birinde küçük bir hata varmış. | Open Subtitles | يبدو أنه كان هناك خطأ صغير في أحد تقاريري الداخلية منذ 5 أسابيع. |
İş aile içi sorunlar nedeniyle eve askerî inzibatın çağırılmasına kadar varmış. | Open Subtitles | تصاعدت الى درجة ان النواب ذهبوا الى منزله من اجل الاضطرابات الداخلية. |
Bazen içeriden bakıyorum. EgoCentriCity misali. ve içerideki yuvarlakdan. | TED | لذا أحيانًا ما أتأمل من الداخل بأنانية وأنظر للدوائر الداخلية |
Sabahtan akşama kadar don paça ortada dolanıyordu. | TED | وطوال اليوم تتجول .فقط في ملابسها الداخلية |
- İç sorunlardan dolayı mı yoksa? - Bizi sıkıştırdılar. | Open Subtitles | انة شىء متعلق بالشئون الداخلية انهم يتحركون |
İçeriden aldığımız bilgilere göre Joan ağır bir B.D. hastalığı geçiriyor olabilirmiş. | Open Subtitles | المصادر الداخلية تقول أن جون لديها حالة سيئة من مرض البي دي |
Tamam ama pantolon satarak para kazanıyorlar. Mark, bu nedir? | Open Subtitles | حسناً، لكنهم خططوا لربح المال من خلال بيع الملابس الداخلية |
Ve bir sürü şarap gibi kırmızı külot meteliksiz birileri... | Open Subtitles | الكثير من الملابس الداخلية كاللون الأحمر كالنبيذ حطمت شخصا ما |
Ancak, geçem bir yıldır içimdeki kaplumbağa ile de temesa geçtim. | TED | ولكني أيضا، خلال العام الماضي أو نحو ذلك ، شعرت بسلحفاتي الداخلية. |
Fıçının içindeki döküldü ve ben de aynı roket kulesindeki gibi resifi vurdum. | Open Subtitles | إنخفضت الموجة للجهة الداخلية و انا كنت متجه مثل الصاروخ نحو الشعب المرجانية |
Hareket edip de içsel zarar verme diye ilk başta artırmışlardı. | Open Subtitles | لهذا لا تتحرك لكي لا تتسبب في مزيد من الأضرار الداخلية |
Bunu ülkenin dört bir yanındaki tüm yatılı okul kızları için yapabilirim. | Open Subtitles | يمكنني فعل ذلك لأجل كل فتيات المدارس الداخلية في كل أنحاء البلاد |
Sırf bir iç işleri pisliği polis şefi olmaya yaklaştı diye mi? | Open Subtitles | لأن بعض رجال الشئون الداخلية أصبح قريبا من أن يصبح قائد البوليس |