| Bu delikanlı bir gün birinci sınıf bir adli tabip olacak. | Open Subtitles | ذلك الشاب سيكون طبيبا شرعيا من الدرجة الأولى في أحد الأيام. |
| birinci sınıf bir hoca olacağım. | Open Subtitles | أنا سوف اكون معلّم من الدرجة الأولى في بيت ريفي ذواق |
| İçerisi de birinci sınıf değildi. | Open Subtitles | بالمقابل لم تكن غرفة من الدرجة الأولى في الداخل لي أيضاً |
| Şunlar birinci sınıf yolcular dışarıda yolculuk yapıyorlar ve 1500 Dolar ödüyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء كانوا في الدرجة الأولى في الأعلى ، دفعوا 1500 دولار |
| Lady Horbury'nin hizmetçisi, uçuşun başında birinci sınıf kompartmandan ayrıldı ve biliyoruz ki Madame Giselle, inmemize az bir süre kalana kadar öldürülmedi. | Open Subtitles | "خادمة السيدة "هوربري تركت مقصورة الدرجة الأولى في بداية الرحلة و نحن نعرف أن "جيزيل" قتلت قبل هبوطنا بقليل |
| Amerika'da birinci sınıf bir muhasebeci ne kadar kazanıyor? | Open Subtitles | ما الأجر الذي يتلقاه محاسب من الدرجة الأولى في (أميركا)؟ |
| Bakın, onları yakalamamıza yardım edin, biz de sizi adil bir yargılama ve birinci sınıf bir balık ziyafeti için New York'a davet edelim.. | Open Subtitles | إذا ساعدتنا في الإمساك به سندعوك للحضور إلى (نيويورك) من أجل محاكمة صادقة في الدرجة الأولى في فندق بحري |
| Aksi hâlde neden diğerleri dururken, Patrick Jane beni lüks bir eve davet etti ve elime birinci sınıf bir İskoç viskisi verdi? | Open Subtitles | لمَ سيدعوني (باتريك جاين) من بين جميع الناس إلى منزل خيالي ويضع كأس من الويسكي من الدرجة الأولى في يدي إذا لم يكن يعلم؟ |
| Uçakta birinci sınıf yolculuk yap. | Open Subtitles | ركوب الدرجة الأولى في الطائرة |