Yani on yıllar süren davalardan ve 140 yıllık deneyimden sonra, şimdi elimizde hâlâ bu var. | TED | وبعد عقود من الدعاوي القضائية وخبرة اصبح مداها اليوم 140 عاماً مازال لدينا مشكلة |
Birdenbire servet sahibi olan, 3 TV kanalı sahibi, borçlardan ve davalardan kaçmak için Başbakan olan bir adam. | Open Subtitles | رجل يصبح ثريا فجأة و يملك قنوات تلفزيونية ثم يصبح رئيس المجلس ليتجنب دفع أموال الدعاوي |
İnsanların size kaç Dava açacağını hayal bile edemiyorum ve hayal gücüm iyidir. | Open Subtitles | لا أستطيع حتى تخيل الدعاوي المدنية التي سيرفعها الناس ضدك، رغم خيالي الخصب |
Bugün buraya yalancılar, davalar ve kahkahalar hakkında konuşmaya geldim. | TED | قدمتُ اليوم لأتحدث عن الكذّابين، الدعاوي القضائية، والضحك. |
Çünkü paranın yanı sıra tazminat davası, suçun tespiti demektir. | Open Subtitles | لأن الدعاوي القضائية بالإضافة إلى المال هم عن تخصيص العبء |
Bu ülkede kaç tane yanlış tedavi davası açılıyor biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم كم عدد الدعاوي السيئة الموجودة بهذه البلدة؟ |
Sadece şu anki soruşturmadan gelecek davalardan. | Open Subtitles | فقط الدعاوي الصادرة من هذا التحقيق الجاري |
Bu kan davası, davalardan dolayı çok fazla para ödenmesine neden oluyordu, değil mi? | Open Subtitles | العداوة تكلّف الجميع الكثير من المال بسبب الدعاوي القضائية، أليس كذلك؟ -أجل؟ |
Pekala Kaptan, bu sadece standart bir resmi feragatname Gezegen Ekspres'i beklenmedik durumlarda davalardan korumak için. | Open Subtitles | حسناً، حضرة الربّان. هذه مجرد وثيقة قانونية معتادة تحمي "بلانيت إكسبريس" من الدعاوي القضائية في حال العقبات غير المتوقعة. |
Evet, ama eğer bu bebek doğarsa, bu Dava için fazlası demek. | Open Subtitles | نعم ، ولكن هذا يعني المزيد من الدعاوي في حال ولادة الطفل |
Dava masraflarını ödemeye gücüm de kalmadı artık. Hakim de biliyor. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أستمر بدفع فواتير الدعاوي القضائية، والقاضي يعلم بذلك |
Çocuk doğduktan sonra, birkaç tane Dava açmış... nafaka ve velayet sorunları. | Open Subtitles | بعد أن أنجبت الطفل، رفعت مجموعة من الدعاوي متعلقة بمسائل الدعم والحضانة. |
Bilirsin işte, istediğini yaptırıyordu, ...babası da mali çıkmaz içinde, ...ayrıca davalar ve sendika ile problemleri vardı. | Open Subtitles | ولقد تعوّدت إدخال نفسها ووالدها في هذه المآزق الماليّة، مع الدعاوي القضائيّة ومشاكل النقابات وكلّ تلكَ الأشياء |
Bu davalar yüzünden kilise beş parasız kalıyor. | Open Subtitles | الكنيسة ستفلس مع كَم الدعاوي القضائية عليها |
İlerideki tüm davalar için neden bu adama genel af vereyim ki? | Open Subtitles | الآن، لمَ بحق الجحيم امنح هذا الرجل عفوًا كامل من جميع الدعاوي القضائية المستقبلية؟ |
-Merhaba. Ronny bizimle çalışmayı düşünüyor. Ama tazminat davaları departmanımızla ilgili kafasında hâlâ bazı soru işaretleri var. | Open Subtitles | ربما يمكنك الإجابة عن أسئلته حول قسم الدعاوي القضائية |
tazminat davaları departmanımızla ilgili öğrenmek istediğin nedir' | Open Subtitles | إذن, ماهي أسئلتك حول قسم الدعاوي القضائية؟ ليس لدي أية أسئلة كانت تلك ذريعة |
Bunun anlamsız olduğunu biliyorum. -Bu adam, bir tazminat davası uzmanı. | Open Subtitles | هذا الرجل هو سيد الدعاوي القضائيه |
Bu ülkede kaç tane yanlış tedavi davası açılıyor biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم كم عدد الدعاوي السيئة الموجودة بهذه البلدة؟ |