| Hepsi yüksek lisans ve doktora dereceleri için mükemmel yerlerde. | TED | و كلهم حصلوا على الماجستير و الدكتوراة في أماكن ممتازة. |
| Bu ikiyüzlülük beni rahatsız etti, bu yüzden doktora tezimi uluslararası uyuşturucu kontrolü üzerine yazdım. | TED | هذا الرياء بقي يزعجني ولذلك كتبت أطروحة الدكتوراة عن المكافحة الدولية للمخدرات |
| Yıllar sonra start-up'ımı bırakma kararı verdim. Böylece ömrüm boyunca hayalim olan doktora derecemi alabilecektim. | TED | حسنا، بعد سنوات اتخذت القرار الصعب أن أترك شركتي الناشئة لأحقق حلم حياتي بالحصول على شهادة الدكتوراة. |
| doktorasını da genetik üzerine yapmış. | Open Subtitles | بعد أن حصلت على الدكتوراة فى علم الجينات المعدلة |
| O bahçede, nihayet doktoranı aldığın... mezuniyet törenindesin. | Open Subtitles | و الأن على نفس المرج حفل تخرج فيه تتسلمين أخيرا شهادة الدكتوراة خاصتك |
| Yörünge Mekaniği'nde doktora sahibisin. Yani demek istediğim, bu gerçek mi? | Open Subtitles | تملك شهادة الدكتوراة في مجال الميكانيكا المدارية, حقاً؟ |
| doktora tezinizin konusu ilgimi çekti. | Open Subtitles | و أنا متشوق لمعرفة موضوع رسالة الدكتوراة خاصتك |
| doktora tezim için üç yıl seni inceledim. | Open Subtitles | لقد أمضيت 3 سنين في دراستك من أجل الحصول على الدكتوراة |
| doktora tezim için üç yıl seni inceledim. | Open Subtitles | لقد أمضيت 3 سنين في دراستك من أجل الحصول على الدكتوراة |
| Korktuğum zaman ortaya çıkıyor, ancak doktora tezi sunuşumdan beri en kötüsü bu. | Open Subtitles | لقد كانت تخرج عندما أصاب بالفزع، لكن هذه هي الأسوأ منذ عرضي التقديمي لشهادة الدكتوراة |
| Oxford'da okudum. Georgetown'da doktora yaptım. | Open Subtitles | لقد درست بأكسفور ونلت الدكتوراة من جورجتاون |
| Her baş dakkada bir doktora derecesi olduğunu söyleme ihtiyacı hisseden ben değilim. | Open Subtitles | لست أنا الذي يجب أن يذكر بأنك تحصلين على شهادة الدكتوراة كل خمسة دقائق |
| - doktora derecesi olan benim. - Evet ama rozet ve silahı olan benim. | Open Subtitles | أنا من تملك شهادة الدكتوراة نعم, و أنا من لديه الشارة والأسلحة |
| Sadece doktora derecesi olanlarla konuursunuz. | Open Subtitles | أنت تتعاكس مع حاصلة على شهادة الدكتوراة فحسب |
| Cornell'de okudum, ama doktora tezimi bitiremedim. | Open Subtitles | لقد درست في الكورنيل ولكنني لم أتمكن من إكمال إطروحت الدكتوراة |
| - Ve doktoramı alınca, başka bir doktora öğrencisi alacak. Benim işim o kişiye devredilecek. | Open Subtitles | حالما أحصل على شهادة الدكتوراة فإنها سوف تتولى طالباً خريجاً اخر وظيفتي هنا ستنتقل إلى ذلك الشخص |
| Bunu nasıl çevireyim? doktorasını yapmadım. | Open Subtitles | كيف لي أن أترجم هذا أنا لست حاملة لدرجة الدكتوراة |
| Ya lisansüstü yapan hatta doktorasını yapmaya çalışan bir öğrenciyse. | Open Subtitles | ماذا لو أنها طالبة دراسات ربما تعمل على درجة الدكتوراة هناك؟ |
| Allah aşkına gidip doktoranı yap ve bu çöplükte çalışmayı bırak. | Open Subtitles | حباً بالله عودي لحياتك وأنهي درجة الدكتوراة و توقفي عن العمل في مكب النفايات هذا |
| Doktoran yoksa yeteri kadar yapmamışsın demektir. | Open Subtitles | لو لم تكن حصلت على الدكتوراة فأنت لم تفعل ما يكفى |
| Victoria's Secret'ın Duke Üniversitesinden Ekonomi doktorası var ve Columbia Üniversitesi'nde yardımcı profesör. | Open Subtitles | فيكتوريا سيكرت تحمل شهادة الدكتوراة من جامعة دوك. وأستاذ مساعد في جامعة كولمبيا. |
| Evet. Hıristiyan Teknoloji Üniversitesi'nden doğruluk üzerine doktoram var. | Open Subtitles | هذا صحيح ، أحمل شهادة الدكتوراة في العلم الكرستياني |
| Üniversitece kaynakları kesilmiş, doktoralı ve 20 yıllık deneyimi olan dünyaca ünlü bir böcekbilimci sizce bundan sonra ne yapar? | Open Subtitles | ماذا ينبغي على عالم حشرات مشهور يملك شهادة الدكتوراة و 20 سنة من الخبرة أن يفعل في حياته |
| Yerinde sayıp, saçma araştırmalar yapan ve katıldığı konferanslarla övünen sen ve öbür gerzekler doktoranızı zar zor bitiriyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و زملائك الآخرين الذين أنهوا الدكتوراة بصعوبة الذين يقضون الوقت في أبحاث عقيمة و يفتخرون بالمؤتمرات التي يحضرونها |
| Bal arısı sağlığı üzerine doktoramı aldım. | TED | لقد حصلت على الدكتوراة في دراسة صحة نحل العسل |