Doktor Beckett'ın söylediğini duydun. Retrovirüsün hazır olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | إن سمعت ماقاله الدكتور بيكيت فتعلمين ان الفيروس غير جاهز. |
Doktor Beckett seni iyileştirebilir, ama bizimle gelmen gerek. | Open Subtitles | يستطيع الدكتور بيكيت أن يشفيك لكن يجب أن ترافقينا. |
Herkes Atlantis'te seni özlüyor, ve Doktor Beckett sana yardım edebilecek bir yol buldu, yani bana güvenmen gerek... | Open Subtitles | الجميع مشتاق اليك فى اتلانتيس. توصل الدكتور بيكيت الى طريقة لمساعدتك. |
Ronon Doktor Beckett'in silahsız geleceğini hatırlatmamı istedi. | Open Subtitles | طلب منى رونون أن أذكرك بأن يبقى الدكتور بيكيت أعزل. |
Sen karışmadan Doktor Beckett'ın insanlarımın geri kalanına serumu vermeye yetecek kadar süre. | Open Subtitles | وقت يجعل الدكتور بيكيت يصنع المصل لرجالي دون تدخلات |
Doktor Beckett'tan üsteki herkese tam bir inceleme yapmasını istedim. | Open Subtitles | طلبت من الدكتور (بيكيت) إجراء فحص شامل للعاملين في القاعدة |
Doktor Beckett otopsi yapıyor. | Open Subtitles | الدكتور بيكيت يجرى عملية تشريح. |
Benimle Jumpera gel, Atlantis'e geri döneceğiz, ve Doktor Beckett yeni süper güçlerini saklamanın bir yolunu bile bulabilir... | Open Subtitles | عد معى الى المركبة سنعود الى أتلانتيس... وقد يجد الدكتور بيكيت وسيلة تحافظ بها على قدراتك الجديدة. |
McKay, ben Doktor Beckett. Acil durum neyle ilgili? | Open Subtitles | , (معك الدكتور (بيكيت ما طبيعه هذه الطوارئ ؟ |
Şüpheli tıbbi bir durumla karşılaştık ve Doktor Beckett'ın önerisine göre şehri karantinaya almaya karar verdik. | Open Subtitles | . لدينا حالة طبية مشكوك فيها , (بناء على اقتراح الدكتور (بيكيت . قررنا وضع المدينة في وضع الحجر الصحي |
Bu sıkıntının ne kadar korkutucu olduğunu hayal dahi edemiyorum ama Doktor Beckett, ekibinin geri kalanına erişip onları tedavi etmeye başladı. | Open Subtitles | , لا أستطيع تخيل مدى رعب هذه المحنة . لكن الدكتور (بيكيت) وصل لبقية فريقك وبدأ بمعالجتهم |
Doktor Beckett sana yardım edebileceğini söyledi kendini daha iyi hissetmen daha uzun yaşaman bir şey verebilecek. | Open Subtitles | قال الدكتور (بيكيت) إنه يستطيع أن يساعدك سيعطيك شيئًا يجعل حالتك تتحسّن وستعيشين لفترة أطول |
Doktor Beckett'layım. | Open Subtitles | أتيت مع الدكتور بيكيت. |
Weir geçitten gönderdiğimiz insanları Doktor Beckett'ın tedavi edebileceğini söylüyor. | Open Subtitles | تقول (وير) إنّ الدكتور (بيكيت) سيعالج الأشخاص الذين أرسلتهم؟ |
Buradan çıkınca Doktor Beckett'ı görmeye gidip sana uyuman için bir şeyler yazdırabilirsin. | Open Subtitles | (قد يعطيك الدكتور (بيكيت أقراصًا تساعدك على النوم |
İkamethaneme. Doktor Beckett uyumama yardım etmesi için birkaç hap verdi. | Open Subtitles | أعطاني الدكتور (بيكيت أقراصًا تساعدني على النوم |
Doktor Beckett'ın bana verdiği haplar işe yaramıyor. Revire gidiyorum. | Open Subtitles | أقراص الدكتور (بيكيت) لم تنفعني سأقصد المستوصف |
Doktor Beckett tersini söyleyene kadar ellerini bağlı tutun. | Open Subtitles | لا تفكوا وثاقه قبل أن يأذن لكم الدكتور (بيكيت) |
Buna Doktor Beckett'ın karar vermesini bekleyemez miyiz? | Open Subtitles | ألا يجب أن ننتظر الدكتور (بيكيت) ؟ |
Doktor Beckett hafifletmek için bir şeyler verebilir. | Open Subtitles | سيعطيك الدكتور (بيكيت) مسكنًا للألم |