"الدلائل" - Translation from Arabic to Turkish

    • ipucu
        
    • İpuçlarını
        
    • kanıtları
        
    • kanıtı
        
    • delilleri
        
    • kanıtlara
        
    • delil
        
    • işaretler
        
    • kanıtların
        
    • belirtilere
        
    • deliller
        
    • belirtiler
        
    • incelemede
        
    • delillerin
        
    • kanıt
        
    Bak şimdi, sen Ballon malikanesine dön ve biraz daha ipucu ara. Open Subtitles أنظر .. إرجع إلى منزل بالون .و إبحث عن مزيد من الدلائل
    Sonu gelmeyen ipucu ve çıkarımlar listesini, Lestrade ve gazetecilere papağan gibi tekrarlamak. Open Subtitles قائمة لا تنتهى من الدلائل و الآستنتاجات لكى ارددها كالببغاء للصحفيين ول ليستراد ؟
    Parçalı, geçici görüntüleri bir araya getiriyordum, bilinçli olarak ipuçlarını inceliyor, hiçbir şey görmeyene dek, dağınık dürbünün içerisinde bir mantık arıyordum. TED جمعت صورا مبعثرة ، صورا عابرة، حللت الدلائل بوعي بحثت عن بعض المنطق في مشهدي المتداعي حتى لم أعد أرى شيئا أبداً.
    - Şimdi bütün kanıtları gördüğümüze göre - Bekle! İtiraz ediyorum. Open Subtitles الأن و بعد ان رأينا كل الدلائل انتظر,انا اعتراض
    Bunun kesinlikle pek çok kanıtı var. TED هناك بالتأكيد دليلاً على ذلك، الكثير من الدلائل.
    Bak, konuştuğumuz şeylerin delilleri bu dosyada. Open Subtitles أنظري ، هذا الملف مع جميع الدلائل الرئيسية التي كنا نتحدث عنها
    Denemeler kişinin kendine ait bir tez bulmasını ve bu tezi ispatlamak için kanıtlara dayalı bir sav öne sürmesini gerektirir. TED ان كتابة المقال تستلزم كتابة فرضيات واطروحات الفرد الشخصية، ثم القيام بتجارب قائمة على الدلائل لاثبات تلك الفرضيات.
    Araştırmacılarımızın ellerinde birkaç delil var ve çok yakında bir şüpheliyi gözaltına alacağımızı ümit ediyoruz. Open Subtitles .. محققينا ، لديهم بعض الدلائل .. ونأمل أن يكون لدينا مشتبه به في الحبي قريباً
    Ve tüm işaretler en yüksek doğurganlık için bu geceyi gösteriyormuş. Open Subtitles وتشير كل الدلائل إلى أن أقصى خصوبة ستكون هذه الليلة تحديداً
    Ne çeşit ipucu olduğu dair bir ipucu verir misin? Open Subtitles هل يمكنك اعطائي دليل عن الدلائل التي نبحث عنها؟
    Belki de mesajların içinde gönderene dair bir ipucu vardır. Open Subtitles ربما هناك بعض الدلائل في الرسائل عمن أرسلها
    Bu davadaki her ipucu tekrar Narkotik bölümüne dönüyor. Her biri! Open Subtitles كل الدلائل في هذه القضيه تشير الي قسم مكافحة المخدرات كل دليل واحــد يشير لذلك
    Ama Scotland Yard da aynı ipuçlarını görmedi mi? Open Subtitles ولكن, ألم ترى اسكوتلانديارد نفس هذه الدلائل ؟
    Gerçek ipuçlarını üst katlarda gerçek odaları olan insanlara vermen gerekiyor sanıyordum. Open Subtitles أعتقد أنه كان من المفترض بك أن تمرري الدلائل لشخص مركز عمله فوق الأرض
    - Şimdi bütün kanıtları gördüğümüze göre - Bekle! İtiraz ediyorum. Open Subtitles الأن و بعد ان رأينا كل الدلائل انتظر,انا اعتراض
    Gerçeği değiştirip kanıtları gizlemek, mesleğimdeki ünümü zedelerdi. Open Subtitles عندما تشوه الواقع و تخفى الدلائل , تؤذينى أكثر مما قد تؤذينى سمعتى المشوهه
    Onun avukatı olarak en ufak kanıtı bile kullanabilirim. Open Subtitles كونى محاميا لها, يجعلنى استخدم اى ثغرة فى الدلائل
    Tüm delilleri bulmak nasıl bu kadar kolay oldu bilmiyorum. Open Subtitles فلم أصدِّق كم كان الأمر سهلًا للعثور على كلّ تلك الدلائل.
    Aleyhindeki kanıtlara karşın polis onu neden serbest bıraktı? Open Subtitles لماذا الشرطةَ أطلقت سراحه فجأة بكل الدلائل التى كانت ضدّه ؟
    Davamla ilgili kanıtların delil zincirinde bir sorun çıktığını söyledi. Open Subtitles وأخبرني أن هناك اختراق حدث بالغرفة التي يحتجزون بها الدلائل المتعلقة بقضيتي
    Bütün işaretler şiddetli kalp krizi olduğunu gösteriyor. Open Subtitles كل الدلائل تشير إلى أنه كان التاجية واسعة النطاق.
    Ama baktığınızda, Audrey Strange'i suçlayan kanıtların da sahte olabileceği hemen görülebiliyor. Open Subtitles عندما تراها مرة اخرى فستجد ان كل الدلائل اصبحت ضد اودرى سترينج وقد تكون كلها مزورة
    Bütün bu kötü belirtilere rağmen yarının daha iyi olacağına inanıyorlar. Open Subtitles يؤمنون رغمَ كلّ العقباتِ و الدلائل أنّ الغدَ سيكون أفضلَ من اليوم.
    Ama cevaplanması gereken sorular var. - deliller onunla birlikte mezara gidebilir. Open Subtitles ولكن هناك اسئلة لابد من الحصول عليها حول وفاتها الدلائل قد تدفن معها
    Eski belirtiler kuantum tünellemenin burada rol oynayabileceğini gösteriyor. TED الدلائل الأولية تشير إلى أن نفق الكم قد يلعب دوراً في هذا الأمر.
    Olay yerindeki ön incelemede yüksek miktarda güç ve şiddet tespit edildi. Open Subtitles الدلائل الأولية بموقع الجريمة... توضح وقوع قدراً لا بأس به من القوة الجسدية والعنف.
    Ayrıca geleceğin, şimdiki delillerin muhtemelen ispatlayabildiğinden daha iyi olacağına inanırlar. Open Subtitles ويصدقون بأن المستقبل سيكون أفضل من الدلائل التي في الحاضر وأنها قد يكون لها تبرير
    Pek çok felsefem var, ama bu, içinde bulunduğumuz durumda, yani çok sayıda kanıt olduğu durumlar için olanı. Open Subtitles لا لدي الكثير منها لا أنا اتكلم عن التي لها علاقة للأن, عند التعامل مع كميات كبيرة من الدلائل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more