Elimizde onu tutmaya yetecek kadar kanıt yoktu. | Open Subtitles | لم يكَنَ لدينا الدليلُ الكافيُ لإحتِجازه. |
Faili meçhul davadaki tek kanıt o. | Open Subtitles | هو الدليلُ الوحيدُ في a حالة باردة. نعم. |
Amerika'da, buna ikinci derece kanıt diyorlar. | Open Subtitles | إنََّ ذلكـ ما يسمى بـ " الدليلُ الظرفي " في الولايات المتحدة الأمريكيّة |
Bu Rose davasının kanıt numarası. | Open Subtitles | ذلك الدليلُ العدد لحالةِ روز. |
kanıt apaçık ortada. | Open Subtitles | الدليلُ موجود هناك. |
kanıt, suya yazılı durumda. | Open Subtitles | الدليلُ مكتوبٌ في الماء. |