"الدموع" - Translation from Arabic to Turkish

    • gözyaşı
        
    • gözyaşlarını
        
    • yaşları
        
    • gözyaşlarının
        
    • yaşlar
        
    • gözyaşlarına
        
    • gözyaşlarım
        
    • yaşlarla
        
    • gözyaşının
        
    • yaşı
        
    • ağlamak
        
    • gözyaşını
        
    • ağlıyorsun
        
    • gözyaşlarımı
        
    • gözyaşlarıyla
        
    Fakat gözyaşı ve korkunun sahip olmadığım seçenekler olduğunu söyledim kendi kendime. TED ولكن ظللت اخبر نفسي ان الخوف و الدموع خياران لم احظى بهما
    Bu işe yarar. Yaramak zorunda. Hemen gözyaşı dökmeye başladım. Open Subtitles سيفلح ذلك، لا بد أن يفلح، ذرفت بعض الدموع بسرعة
    Fakat üzüntü bize sadece gözyaşı havuzu ve bir kutu kağıt mendil verebilir. Open Subtitles لكنَ الأسف لن يجلب لنا شيئاً غير بحر من الدموع وعلبة من الكلينكس
    Birbirlerinden soğumuş aile bireyleri hakkında konuşurlarken insanların gözyaşlarını gördüm. TED رأيت الدموع تبلل عيون الناس وهم يتحدثون عن أفراد عائلتهم على أنهم مغرورين.
    Daha önce yangın gibi gözüken göz yaşları, şimdi daha anlamlıydı. TED الدموع التي كنت أشعر أنها بدون سبب من قبل أصبحت الآن مفهومة.
    Şimdi dökülen gözyaşlarının hiçbir anlamı yok! Yaşlandığında bunu anlayacaksın! Open Subtitles إراقت الدموع الان لا تفيد شيئا ستدرك الان انك قد كبرت في السن
    Kazanacağız, çünkü bizim gözümüzdeki yaşlar aslında kalbimizden gelen yaşlardır. TED سننتصر لأن الدموع تخرج ليس من عيوننا بل من قلوبنا
    Dillere destan bir düğün olacak. Krallıkta gözyaşlarına boğulmayan kimse kalmayacak. Open Subtitles سيكون زفافاً هائلاً، لن تفارق الدموع عيناً واحدة في المملكة بأسرها
    gözyaşı bombasının dumanları dağıldığında... 31 mahkûm ve dokuz rehine ölmüştü. Open Subtitles وعندما زال الغاز مسيل الدموع. واحدٌ وثلاثون سجيناً وتسعة رهائن قُتلوا.
    Şiddetle karşılık verince canavar korku ve gözyaşı içinde kaçtı. Open Subtitles وقد حاربته بعنف بعدها ركض الوحش بعيدا مع الدموع والخوف
    Sevgili çocuğum, merhametin noksanlığı, gözyaşı fazlalığı kadar kaba olabilir. Open Subtitles عزيزتي, إنعدام الرحمة قد يكون بنفس وقاحة الدموع المبالغ بها
    Tek yapman gereken annenin ölümünden bahsedip gözyaşı dökmek ve kanser kozunu oynayıp o kıymetli hayatına geri dönmek oldu. Open Subtitles ما تحتّم عليك إلّا أن تزرفي بعض الدموع عن جنازة أمك ولعب بطاقة السرطان، وفجأة تعود رتابتك الغالية لسيرتها الأولى.
    Yeni gözyaşı üretmek için "lakrimal" bezleri vardır ve eski gözyaşını akıtmak için "lacrimal punktum" denilen özel kanalları. TED لديها خلايا دمعية لإفراز دموع جديدة وقنوات خاصة تدعى النقاط الدمعية لإبعاد الدموع القديمة.
    Bu refleks gözyaşı salgısı bazal salgıdan farklıdır. TED هذه الدموع اللا ارادية مختلفة عن الدموع الأساسية التي تعتادها أيريس.
    Erkekler ve kadınlar iş yerinde gözyaşı akıttıklarında cezalandırılırlar. TED يُعاقب كل من الرجال والنساء في العمل عندما يذرفون الدموع.
    Şu gözyaşlarını da silme. Böyle görünmen gerekiyor. Open Subtitles ولا تمحي هذه الدموع من المفترض أن تبدين بهذه الهيئة
    Göğsünün gürültüyle şiştiğini ve göz bağının altından akan gözyaşlarını gördüğümde zar zor konuşabildim. Open Subtitles بالكاد اتحدث عندما أرى صدره يتنهد ويصدر صوتا ونهر من الدموع ينزل من تحت عصابة عينيه
    Ama maalesef, yerçekimi olmadan göz yaşları dökülmüyor. TED لكن مع الأسف، بدون جاذبية، الدموع لا تنهمر.
    Çünkü gözyaşlarının baban için hiçbir önemi yok. Open Subtitles إنسيه. لأن أبّاك لن يفهمّ معنى هذة الدموع
    Biz kazanacağız çünkü gözlerimizden akan yaşlar aslında yüreklerimizden geliyor. TED سنفوز لأن الدموع التي تأتي على عيوننا تأتي من قلوبنا.
    Tüm bunlar çok fazlaydı, ve kontrolümü kaybederek, gözyaşlarına boğuldum, ve canım eşim Jayant' a sordum. TED مقهورة بسبب فداحة الامر و الاحساس التام بقلة الحيلة ذرفت الكثير من الدموع وسألت زوجي العزيز، جيانت
    gözyaşlarım gazeteleri okuyup o saçmalıklara inanan geri zekalılar için. Open Subtitles ذرفت الدموع لكل هؤلاء الحمقى الذين قرؤوا الصحف وصدقوا ذلك
    Ve gözlerimde yaşlarla buradaki herkesin, bizim bir kez daha güçlü bir ülke olma hakkımızı tanıdığını görüyorum. Open Subtitles و عيوني تملأها الدموع أرى أن كل شخص هنا قد أدرك حقنا لأن نصبح مره أخرى أمه قويه
    Ama bilimadamları, gözyaşının nasıl yararlı olduğuna dair hala kesin bilgilere sahip değiller. TED ولكن مازال العلماء غير متأكدين كيف ولماذا تكون الدموع نفسها مفيدة على وجه الدقة.
    En solda ölü çocuğunu tutan bir kadın çığlık atıyor. Gözleri göz yaşı biçiminde yüzünden akıyor ve başı bebeğininkini yansıtmak için anormal bir şekilde geriye eğilmiş. TED في أقصى اليسار تُطلق امرأة تحمل طفلها الميِّت صرخة، تنزلق عيناها أسفل وجهها في شكل الدموع وينحني رأسها إلى الوراء على نحو غير طبيعي لتعكس رأس طفلها.
    Hadi, artık ağlamak yok. Daha büyük ve daha iyi şeyler olacak. Open Subtitles تعال لا مزيد من الدموع نحن إلى أشياء أكبر وأفضل
    ağlıyorsun. Open Subtitles -أنتِ تذرفين الدموع .
    Bir zamanlar sahip olduğu cazibe... artık midemi bulandırıyordu, gözyaşlarımı akıtıyordu. Open Subtitles و التي كان لها سحرها في يوم ما الآن تشعرني بالتقزز انها تستجلب الدموع من عيني
    Bir gün eşim işten geldi ve dürüst bir konuşma yapabilmek için gözyaşlarıyla, cesaretini topladı TED حتى عادت ذات يوم زوجتي من عملها وتشجعت وقالت لي الحقيقة .. بين كثير من الدموع حيث كانت صريحة للغاية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more