Hepatik damarında tıkanma tespit ettik karaciğere giden kan akımını kısıtlıyordu. | Open Subtitles | وجدنا إنسداد في وريدها الكبدي يقيد تدفق الدم إلى وريدها الكبدي |
Beynine giden kan akışını kestim. Eğer konuşmazsan otuz saniye içinde ölmüş olacaksın. | Open Subtitles | لقد قمتُ بإيقاف سريان الدم إلى مخك ستموت في خلال ثلاثين ثانية لو لم تتكلم |
Bu da beynine giden kan miktarını düşürecek ve yırtılma riskini azaltacak. | Open Subtitles | وهو مايوقف مجرى الدم إلى الدماغ ويقلل من خطر التمزق |
Sanırım doymuş yağlar, penisine olan kan akışını engellemeye başladı . | Open Subtitles | أعتقد أنه مليء بالدهون وهذا يعيق وصول الدم إلى عضوه الذكري |
Bir hayatı kurtarmak, hücrelere ve hayati organlara kan akışını sağlamak. | Open Subtitles | لحفظ الحياة، للحصول على تدفق الدم إلى خلايا والأجهزة الحيوية في الجسم. |
Tekrar kapanıyorlar; ki bu da kalbinize giden kan akışını kısıtlıyor ve su toplanmasına sebep oluyor. | Open Subtitles | فهي تنغلق مما يمنع تدفّق الدم إلى قلبك و هذا هو سبب تجمّع السوائل لديك |
Bu, eline ve ön koluna giden kan akışını kesecek. | Open Subtitles | سيقطع هذا تدفق الدم إلى يدك وساعدك. |
Beynine giden kan kısıtlı durumda. | Open Subtitles | نتيجة عدم وصول الدم إلى المخ. |
Beyne giden kan akışını arttırıyor. | Open Subtitles | تزيد من تدفق الدم إلى المخ |
30 dakikadır koluna kan akışını engelliyor. | Open Subtitles | و عرقلت تدفق الدم إلى ذراعه لمدة 30 دقيقة، |