soğuk kanlı bir bilimciyim ve bu müze için antropolojik bir araştırma yazıyorum. | Open Subtitles | أنا مجرد عالمة ... في ذوي الدم البارد وأكتب دراسة انثروبولوجية لهذا المتحف |
soğuk kanlı olduklarından aylarca beslenmeden hareketsiz kalabilirler. | Open Subtitles | كونها من ذوات الدم البارد بإمكانها الصمود لأشهر بدون طعام |
Bildiğin üzere kertenkeleler soğuk kanlı hayvanlardır sıcaklığı hissedemezler. | Open Subtitles | كما تعلم فإن السحالي من الحيوانات ذات الدم البارد التي تفتقر للقدرة على الإحساس بدرجة حرارة الطقس |
Bu parazit hayatının yarısını soğukkanlı sivrisinekte diğer yarısını da sıcakkanlı insan üzerinde geçiriyor. | TED | فهو يعيش نصف حياته داخل جسم البعوضة ذات الدم البارد والنصف الآخر داخل جسم الإنسان ذي الدم الحامي |
soğukkanlı bir hayvan. | Open Subtitles | تخيلي ، مخلوق من ذوات الدم البارد كالسمك |
O piç kuruları kalbini çaldı di mi ? | Open Subtitles | المريض اللعين ذو الدم البارد , صحيح ؟ |
O piç kuruları kalbini çaldı di mi ? | Open Subtitles | المريض اللعين ذو الدم البارد , صحيح ؟ |
Buzdan bir delta oluşturuyor ve tıpkı soğukkanlı bir canavarın damarlarındaki kan gibi akıyor. | Open Subtitles | يسلك الماء طريقه عبر دلتا الجليد كالدماء الجارية عبر عروق ،وحشٍ من ذوات الدم البارد |
soğuk kanlı olduğundan... vücudunu ısıtmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | ،إنها من ذوات الدم البارد فهذه الوسيلة الوحيدة لرفع درجة حرارة جسمها |
Ama bana göre kocam, zalimlerin zalimi gerçek bir gaddar ve soğuk kanlı olduğu kadar, dehşet verici bir adamdı. | Open Subtitles | مستبد حقيقي و هذا الرجل دو الدم البارد الى حد الرعب. |
Ekim yeri soğuk kanlı katiller tarafından korunuyor. | Open Subtitles | تتم الزراعه بواسطه القتله ذو الدم البارد |
Jason'ın intikamı alınana kadar rahat etmeyeceğiz, ve soğuk kanlı katili elektrikli sandalyeye oturup kızaracak. | Open Subtitles | نهدأ حتي يتم الإنتقام من قاتل "جايسون" ولا مفر من ذهاب قاتله ذو الدم البارد إلى الكرسي الكهربائي |
Amfibi objeleri "soğuk kanlı" diye etiketlemedik mi? | Open Subtitles | هل أعترضت (البرمائيات) علي تسميتها بـ (ذات الدم البارد)؟ |
Gecenin ısısı, bu soğukkanlı minikler için çok uygun ve daha az tehlike var. | Open Subtitles | درجات الحرارة في الليل هي الأكثر أماناً لأجسام ذوات الدم البارد الصغيرة جدا وهناك عدد أقل من التهديدات |
O bunu yapabilecek kadar soğukkanlı biri değil. Bunu o adam yapmadı. | Open Subtitles | إنه ليس من ذوى الدم البارد هذا الشخص لم يفعلها |
Bu soğukkanlı canlıların balina, yunus ve sümsük kuşları kadar enerjiye ihtiyacı yoktur. | Open Subtitles | لكن لأنهم من ذواتي الدم البارد فليس لديهم الاحتياجات العالية من الطاقة للحيتان والدلافين والأطيش |
Buzdan bir delta oluşturuyor ve tıpkı soğukkanlı bir canavarın damarlarındaki kan gibi akıyor. | Open Subtitles | يسلك الماء طريقه عبر دلتا الجليد كالدماء الجارية عبر عروق ،وحشٍ من ذوات الدم البارد |