Bağımsızlıklarını aldıktan sonra bazı Avrupa ülkeleri eski birimlere döndü. | TED | رجعت بعض الدول الأوروبية للنظام القديم فور حصولها على الاستقلال. |
Bu arada, hikaye çeşitli Avrupa ülkelerinde tercüme edilip yayınlandı ve kesinlikle yayınlanmaya devam edecek. | TED | على فكرة، هذه القصّة تمّت ترجمتها ونشرها في مختلف أنحاء الدول الأوروبية وبالتأكيد سنواصل القيام بذلك. |
Kapsayıcı küreselleşme 2008'de yenilikçi yönetim üzerine birçok Avrupa ülkesinin liderinin katıldığı bir konferansta yeniden canlandı. | TED | فكرة العولمة الشاملة تلك تم إحياؤها في العام 2008 في مؤتمر عن الحكم التقدمي شمل عدداً من قادة الدول الأوروبية. |
Ve bütün Avrupa Fransa'yı izliyor! | Open Subtitles | و فرنسا هي الأساس في الدول الأوروبية, اليس كذلك؟ |
Avrupa devletlerini gelişip dünyanın geri kalanının önüne geçiren, her şeyden önce seri imalat teknolojisiydi. | Open Subtitles | الانتاج واسع النطاق الذي ميّز الدول الأوروبية عن بقية العالم، ويفسّر نموّ إمبراطورية عمّا سواها |
Ukrayna'nın diğer Avrupa ülkeleriyle paylaşacak büyük bir kültürü var. | Open Subtitles | أوكرانيا لديها الكثير لتشاركه ثقافياً مع الدول الأوروبية الأُخرى. |
Mahsulün tadını aldıktan sonra mısır kısa bir süre sonra Atlantik'i geçecek ve çeşitli iklimlerde yetişme kabiliyeti onu birçok Avrupa ülkesinde popüler bir tahıl yapacaktı. | TED | وعندما استساغوا مذاقها، عبرت المحيط الأطلسي بسرعة، حيث قدرتها على النمو في مناخات متنوعة جعلت منها مزروعًا شعبيًا في كثير من الدول الأوروبية. |
NATO bizi bütün Avrupa ülkeleri ile ve ABD ile bir araya getirdi." | Open Subtitles | هي وضع الأساس لحلف الناتو وتقريب الدول الأوروبية "إلى بعضها البعض وإلى الولايات المتحدة |
Bir ülke zenginleştikçe, marketlerde ve restoronlarda talep fazlası ürün bulundurmak için daha çok yatırım yapar ve gördüğünüz gibi çoğu Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri nüfuslarının besinsel ihtiyaçlarının %150-200 ü kadar yukarısında kalıyorlar | TED | عندما تصبح الدولة أكثر ثراءً، تستثمر أكثر فأكثر في الحصول على المزيد والمزيد من الفائض في محلاتها ومطاعمها، وكما ترون، أغلب الدول الأوروبية ودول أمريكا الشمالية تقع بين 150 و 200 بالمئة من الاحتياجات الغذائية لسكانها. |
Fiat, Starbucks ve Apple'ın Avrupa'daki bazı hükumetlerden aldığı vergi avantajı gibi bunların hepsi bir vergi muamelesi formunda olabilir. | TED | والذي يأخذ شكلاً خاصاً من المعاملات الضريبية على غرار الفوائد الضريبية التي حصلت عليها بعض الشركات مثل Apple, Fiat, starbucks من بعض حكومات الدول الأوروبية |
Harold'la birlikte bir süre Avrupa'yı gezeceğiz. | Open Subtitles | (هارولد) وأنا سنقوم بزيارة بعض الدول الأوروبية: |