Daha önce mümkün olmayan bir şekilde, bilim devrimleri, Protestan Reformu ve anayasal demokrasilerin mümkün olduğunu gördük. | TED | رأينا الثورات العلمية، والاصلاح الديني البروتستانتي، الديمقراطيات الدستورية صارت ممكنة حيث لم تكن ممكنا من قبل. |
Hem de acilen var. Çünkü siyaset bilimcilerin söylediği gibi sağlıklı demokrasilerin sağlıklı kamu alanlarına ihtiyacı var. | TED | ونحن في أمس الحاجة إليها لأن العلماء السياسيين يخبروننا أن الديمقراطيات الصحية تحتاج إلى فضاءات عامة صحية. |
Bu küçük toprak parçasında dünyadaki tüm demokrasilerin temelini oluşturacak bir şey büyüyordu. | Open Subtitles | ،على تلك التربة الهزيلة ثمّة ما كان ينمو وقد انتقل إلى جميع الديمقراطيات في العالم |
Demokrasinin işi refahı meydana getirmek için birçok kişinin katılmını arttırmaktır yoksa paranın bir yerde biriktirilmesi için bazı kişilere olanak verilmesi değildir. | TED | عمل الديمقراطيات هو من أجل تعظيم شمل العديد لخلق الرخاء لا لتمكين قلة من جمع المال. |
Bu çaba ve yatırım gerektirir ki bu da neden tüm refahı yüksek kapitalist demokrasilerinin, orta sınıfın büyük yatırımları ve dayandıkları altyapı ile nitelendirmesi ile ilgilidir. | TED | بل يتطلب مجهودا واستثمارا ولهذا السبب تعد كل الديمقراطيات الرأسمالية المزدهرة الرفيعة متميزة باستثمارات هائلة في الطبقة المتوسطة والبنية التحتية حيث تعتمد عليها |
İnanması zor olsa da demokrasilerin en büyük problemi hiçbir zaman oy sistemi veya kurumlarla ilgili olmadı. | Open Subtitles | أكبر المشاكل التي واجهت الديمقراطيات المأمولة ، لم تتعلق بأنظمة التصويت والمؤسسات ،رغم صعوبة تفعيلها بالشكل الصحيح |
Ve bu demokrasilerin bir araya gelmesi ve birey hakları ve özgürlükler hakkında herkese ders verme tarzları -- bu sizin sinirinize dokunuyor. | TED | والطريقة التي تجمع وتربط بها هذه الديمقراطيات الجميع في ما يخص حقوق الفرد والحريات -- تشعرك بالانزعاج. |