"الذائبة" - Translation from Arabic to Turkish

    • erimiş
        
    • eriyen
        
    • eriyik
        
    Bak cidden erimiş peynir kadar güzel bir şey var mı? Open Subtitles اعني .. حقاً هل هناك شيئ لذيذ مثل الجبنة الذائبة ؟
    Dolabın zemininde bulduğumuz erimiş cam kırıkları vardı ya? Open Subtitles أتذكر شظيات الزجاج الذائبة التي وجدها على أرضية الخزانة؟
    erimiş tereyağı ve akçaağaç şerbeti kulağa hoş gelmiyor mu? Open Subtitles ألا تبدو الزبدة الذائبة و شراب القيقب جيدان؟
    Fakat şimdi pencerelerin açıldığını duyuyorum. Turnaların Himalayaların eriyen karlarının üstünde yüzdüğünü hatırlıyorum. Open Subtitles لكن الآن أستمع إلى النوافذ وهي تُفتح أتذكر الكناري وهي تعوم فوق الثلوج الذائبة من جبال الهملايا
    eriyen kar suları, 6 aylık kış uygularından sonraki ilk içecekleri. Open Subtitles المياه الذائبة تعتبر أول شربة لهم من ستة أشهر
    Gidip şu yeni, pastırmalı ve ekstra mantarlı, erimiş peynirli burgerlerden alacağız. Open Subtitles نحن على وشك أن نخرج و نحصل على ذلك شطيرة ثلاثي اللحم , و الفطر . المزدوج الجبنة السويسرية الذائبة
    Evet, Skandal derken, pastırmalı, duble mantarlı, erimiş peynirli burgerlerden mi bahsediyorsun. Open Subtitles نعم , و بالفضيحة أنت تعني ثلاثية اللحم , مزدوجة الفطر . و الجبنة السويسرية الذائبة
    Ve sonra da gidip, pastırmalı, duble mantarlı, erimiş peynirli burgerlerden alabiliriz. Open Subtitles و بعد ذلك نحصل على ثلاثية اللحم و مزدوجة الفطر . و الجبنة السويسرية الذائبة
    Tabanındaki, erimiş destek ucunu görüyor musun? Open Subtitles لاحظ العلامة الذائبة في الأسفل يبدو كمخلب فراشة
    Benzin bidonunda bulduğumuz erimiş madde vardı ya? Open Subtitles هل تعلمان ماذا وجدنا بالمادة المجهولة الذائبة حول البنزين؟
    erimiş suyun durdurulamaz gücünün etkisiyle harekete geçen milyonlarca ton buz, yoluna çıkan her şeyi yıkıyor. Open Subtitles تشق ملايين الاطنان من الجليد طريقها أسفل التيار تدفعها قوة المياه الذائبة التي لا تقهر
    erimiş suda av ile ilgili mevzu şu onları sadece erimiş suda gözleyebilirsin, bu da ince buz demek. Open Subtitles المميّز في الاصطياد في المياه الذائبة هو أنك لا تستطيع مشاهدتها إلّا في المياه الذائبة، ممّا يعني أن طبقات الجليد رقيقة
    Umarım erimiş çikolata gözlerindir çünkü çok özledim. Open Subtitles أخبرني يا صاحب عيني الشكولاطة الذائبة سأتي إليك مسرعة.
    erimiş Patty* hazır. Pardon, erimiş pantolonlar. Open Subtitles خذي الشطيرة الذائبة تصحيح, السروال الذائب
    Burada rüzgarı hissedemiyorum ama az önce yanımdan geçen bakıcılardan birine havanın nasıl olduğunu sordum ve o da, ılık olduğunu söyledi, sanki erimiş tereyağı gibi. TED لا يمكنني الاستمتاع بالريح، ولكني سألت أحد القائمين بما شعرعند تجربته ذلك، وقالت أنها الأمر يبدو دافئا، مثل الزبدة الذائبة.
    erimiş dolgular. Open Subtitles المطهوة تماماً، والحشوة الذائبة.
    Daktilom şu an berbat bir erimiş hayaller yığınından ibaret. Open Subtitles أصبحت آلتي الطابعة مجرد... كتلة قبيحة من الأحلام الذائبة.
    Kuzey Kutbu'ndaki bu eriyen buz örtüsü 240 kilometre uzunlukta ve 1,000 adet şelalesi var. Open Subtitles تمتد صفيحة الجليد الذائبة هذه، الواقعة ،في القطب الشمالي مسافة 240 كيلومتر يصحبها ألف شلال
    Grönland'daki eriyen buz dağları, yükselen deniz seviyelerine katkısı olan en büyük faktörlerden biri, ki bu olay dünyadaki en düşük rakımlı adaların bazılarını suya gömmeye başladı. TED إن الكتل الجليدية الذائبة في جرينلاند من أكبر العوامل المساهمة في إرتفاع منسوب المياه و الذي بدأ بالفعل بإغراق بعض أخفض الجزر على الأرض.
    Plastikler diğer çöp tabakaları ile sıkışırken yağmur suyu atıklara doğru akar ve atıkların içerdiği suda eriyen bileşikler çözünür. Ayrıca bazıları yüksek oranda toksik içerir. TED حين بقاء هذه المواد البلاستيكية هناك مضغوطة بين طبقات من النفايات الأخرى فإن مياه الأمطار تتدفق من خلالها وتمتص المركبات الذائبة في الماء التي تحتويها وبعضها شديد السُمّية
    eriyen buzul suları karadan, denize akarak deniz suyuyla karışır ve erimeyi hızlandırır. Open Subtitles المياه الذائبة الباردة ، تتدفق من الأرض... مختلطة مع البحر و معجلة من عملية الذوبان...
    eriyik kayalar kömür yataklarını tutuşturarak karbondioksit ve diğer sera gazlarıyla havayı kirletti. Open Subtitles أشعلتُ الصخور الذائبة رواسب الفحم ملوثاً الهواء بثاني أكسيد الكربون و غازات دفيئة أخرى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more