Daha sonra, eğer bir şey gelirse, bunu aygıt ağından sonik bir Titreşim göndermek için kullanacağım, ...evrendeki birçok şeyi işlemez kılacak bir Titreşim. | Open Subtitles | ,ثانيا, ان قدِم شيء ما سأستعمل هذا لإرسال ذبذبات صوتية عبر تلك الشبكة من الأجهزة, هاته الذبذبات يمكنها تعطيل |
Titreşim yapan buymuş. | Open Subtitles | هذا الذي يحدث الذبذبات |
Bu titreşimler genellikle göremeyeceğimiz kadar belirsiz ve hızlıdır. | TED | وهذه الذبذبات عادة تكون دقيقة جدا وسريعة جدا لنا لنراها |
Yapamayız. Kemik testeresinden çıkan titreşimler, subatanı çökertebilir. | Open Subtitles | لا يُمكننا، الذبذبات الصادرة من منشار العظام سيُحدث إنهيار البالوعة. |
Bu hava titreşimleri de size doğru giderek kulak zarlarınıza ulaşıyor ve kulak zarınızdan gelen titreşimleri beyniniz yorumlayarak onları düşüncelere çeviriyor. | TED | هذه الذبذبات الهوائية تسافر إليك، ثم تُصيب طبلة إذنك، ثم يأخذ عقلك هذه الذبذبات من طبلة أذنك ويحولها إلى أفكار. |
Ve temel fikir, videodaki titreşimleri nesnelerle etkileşebileceğimiz bir şekilde yakalamamız ve nasıl tepki vereceklerini görmemizle ilgili. | TED | والفكرة الاساسية هي إننا سنستخدم الذبذبات في فيديو لتصوير أشياء بطريقة تجعلنا نتفاعل معها ولنرى كيف تتفاعل معنا |
- Nasıl yani? Newton'ın gücü üretmek için ihtiyacı olan Titreşim tahrip edicidir. | Open Subtitles | موجات الذبذبات التي سيحتاجها (نيوتن) لإحداث الكثافة... |
Titreşim yüzünden! | Open Subtitles | انها الذبذبات |
- Maalesef psişik titreşimler sempatik gelmiyor. | Open Subtitles | اخشى ان الذبذبات الروحانية غير متعاطفة. |
Küçük titreşimler potansiyel enerji içerir. | Open Subtitles | الذبذبات الصغيرة تحتوي على طاقة كامنة |
Ha? Yani üzerinde yoğunlaştığım titreşimler bunlar. | Open Subtitles | تلك هي الذبذبات التي تتبعتها |
Olmaz, titreşimler siloyu titretir, devrilir. | Open Subtitles | -كلاّ، الذبذبات ستهزّ الصومعة وستسقط . |
Ben etrafındaki bu titreşimleri sezmeyi öğrenip her şeyi değil de sadece seçtiğin şeyi çınlatabileceğine inanıyorum. | Open Subtitles | أظن أنه يمكنكِ الشعور بهذه الذبذبات حولك و تتذبذبي معهم فبالتالي لن يهتز كل شيئ فقط ما تختارينه |
Ben etrafındaki bu titreşimleri sezmeyi öğrenip her şeyi değil de sadece seçtiğin şeyi çınlatabileceğine inanıyorum. | Open Subtitles | أظن أنه يمكنكِ الشعور بهذه الذبذبات حولك و تتذبذبي معهم فبالتالي لن يهتز كل شيئ فقط ما تختارينه |
Sudaki seri titreşimleri fark etti ve bunun nedenini araştırıyor. | Open Subtitles | لقد التقطت الذبذبات السريعة في الماء |
Camdan titreşimleri topluyor. | Open Subtitles | -يلتطق الذبذبات من على الزجاج . |