Bt mısır, mısır bitini öldürecek böcek zehrini kendisi yaratır. | TED | الذرة المعدلة عبارة عن ذرة تنتج مبيدا داخليا لمكافحة الحشرات. |
Kenya'daki çiftliklerin çoğunda mısır ve sebze birlikte yetişir, bu da çoğu ailenin kendi çiftliklerinden beslenmesi anlamına gelir. | TED | تزرع الذرة والخضروات في معظم حقول كينيا ما يعني أن معظم العائلات يمكنها إطعام انفسها من حقولهم التي يمتلكونها |
mısır çabucak tüm dünyadaki en ucuz hayvan yemlerinden biri hâline geldi. | TED | الذرة سرعان ما أصبحت واحدة من أرخص الأعلاف الحيوانية في كل العالم. |
Bu yavaşlama etkisi atom ve foton arasındaki momentum alışverişinden kaynaklanır. | TED | هذا التباطؤ ناتج عن تغيير في الزخم الحركي بين الذرة والفوتون. |
Geçtiğimiz yıllarda gördük ki, mısırı etanole çevirmek kötü bir deney oldu. | TED | لقد شهدنا مؤخراً أن تحويل الذرة إلى إيثانول وهي مجرد تجربة سيئة. |
Aynı şey mısır, fasulye ya da tarla bitkileri için söylenebilir. | TED | الموضوع مشابه إذا تكلمنا عن الذرة أو الحبوب أو حقول المحاصيل. |
İddiaya girerim bu mısır için bir milyon dolar alacağız. | Open Subtitles | أراهن بإننا سنحصل على مليون دولار مقابل كُل هذه الذرة. |
Bugünden itibaren, kurban edeceğimiz tek şey mısır olacak... senin sayende. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً، الشيء الوحيد الذي سنضحي به هو الذرة.. بفضلكِ |
Hastalığa dirençli mısır ve pamuğun melez soylarını geliştirmesiyle ünlü. | Open Subtitles | انه مشهور بتطويره لسلالات هجينة من الذرة والقطن المقاومة للامراض |
- Elbette eminim. 50 metre sonra mısır tarlasından sağa dön. | Open Subtitles | بالطبع , بعد خمسة عشر متراً نتجه يميناً إلى حقل الذرة |
Beslenme düzeni çocukluğundan beri aynı en sevdiği şey mısır gevreği. | Open Subtitles | لم يتغير نظامه الغذائي منذ طفولته طعامه المفضل هو رقائق الذرة |
Ceplerimi şişe su ve mısır ekmeği ile doldurduğumu bilmiyorlar bile! | Open Subtitles | لا يعرفون حتّى أن جيوبي ملأى بقناني الماء و خبز الذرة |
mısır ekmeği, lahana salatası, patates püresi, peynirli makarna iyi pişmiş fasulye veya tayland yemeği ile beraber geliyor. | Open Subtitles | تأتي مع خبز الذرة , سلطة الكرنب بطاطا حلوة مهروسة , أربعة معكرونة بالجبنة , فول محمص أو بامية |
Geçen gün birinin yanından geçtim ve yüzlerce mısır koçanı gördüm. | Open Subtitles | كنت اسافر بجوارها في أحد الايام ورأيت مئات الذرة , المئات |
mısır için şöyle derler "Temmuzun 4'üne kadar diz boyu olur." | Open Subtitles | حسناً، ماذا يقولون عن الذرة ساقها عالية في الرابع من جويلية؟ |
Splenda çekerek ve dersleri asarak geçen uzun bir günden sonra, bildiği tek yolla acısını dindiriyor mısır nişastası tüttürerek. | Open Subtitles | وبعد يوم طويل من شخير سبليندا و عدم حضور الصفوف هي تقتل الألم بالطريقة الوحيدة التي تعرفها تدخين نشا الذرة |
Çok fazla endişe etmiyorum bu konuda. mısır şurubuyla kendimi yavaşça öldürüyorum. | Open Subtitles | حسناً, لن أكن لأقلق عليها كثيراً إني أقتل نفسي ببطئ بعصير الذرة |
Yani diyorsunuz ki en büyük 11 atom bilim adamimiz, | Open Subtitles | اذا فانت تقول بان علمائنا ال 11 في الذرة النووية |
Bizim hapımız yok ve mısırı pişiremeyiz, öyle değil mi? | Open Subtitles | ألا يمكن أن نملِك الحبوب ، و نطهى الذرة ؟ |
Benim alanım atomun içinde küçük bir nokta olan atomik çekirdek. | TED | مجال اختصاصي هي نواة الذرة، وهي النقطة متناهية الصغر داخل الذرة. |
mısırdan yaratılmış yeni bir insan ırkı doğdu. | TED | تمّ إنشاء عرقٍ جديدٍ من البشر قوامه الذرة. |
atomu birazcık daha düşünelim. | TED | دعونا نعتبر الذرة لمزيد من الوقت. إنها تحتوي على البروتونات والنيوترونات والإلكترونات. |
Ama birkaç ay önce korkutucu bir şey şu oldu; Bt mısır ve her türlü genetiği değiştirilmiş mısırın kullanılmasının illegal olduğu Meksika'da, yabani mısırlarda da Bt mısır genleri bulundu. | TED | ولكن الشيء الأكثر إنذارا هو ماحدث قبل شهرين في المكسيك ، حيث أن الذرة المعدلة وأي شئ معدل جينيا يعتبر غير قانوني ، وجدوا جينات الذرة المعدلة في نبتات الذرة البرية. |
Buna rağmen yediğimiz tüm mısırlar genetik olarak bir şekilde değiştiriliyor. | TED | وللاسف معظم الذرة التي نتغذى عليها تصنع بنفس الطريقة |
Fancy Corn'un sağlıklı bir yiyecek olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل ما تريد قوله لي أن هذه الذرة طعام صحي؟ |
Tavuk mısırla besleniyor, sonra eti kıyma olarak çekiliyor ve şişirmek ve yapışık tutmak için daha fazla mısır ürününe bulanıyor, ve sonra mısır yağında kızartılıyor. | TED | يأكل الدجاج الذرة، وينمو لحمه ويتم خلطه بالمزيد من منتجات الذرة ليضيفها بالجملة، ثم يتم قليها بزيت الذرة. |
Fasulye de, mısıra sağlıklı büyümesi için gereken besini verir. | Open Subtitles | فول يعطي الذرة والمواد الغذائية أنها تحتاج لتنمو بصحة جيدة. |
Umarım Kızılderililer'e mısır takası için silah verdikleri ve daha sonrasında Kızılderililer'in onları vurup mısırları geri aldığı zamanıda gösterir. | Open Subtitles | آمل أنهم يروننا مشهد مقايضة البنادق مع الهنود مقابل الذرة ثم الهنود أطلقوا النار عليهم واستعادوا الذرة |
Bu yüzden, hayatını Maury izleyerek... ve mısırlı kek yiyerek geçiren birisinden... psikolojik değerlendirmeler alacak değilim. | Open Subtitles | ليس علي أن أجري تقيماتي النفسيه من الشخص الذي يوزع حياته مابين الفرجة على الناس وتناول كعك الذرة |
atom bu katedral büyüklüğünde olsaydı çekirdek bu toz zerreciğinin büyüklüğünde olurdu. | Open Subtitles | إن كانت الذرة بحجم هذه الكاتدرائية ستكون نواتها بحجم هباءة من الغبار |
Bu stringlerin bir atomdan milyarlarca milyarlarca kez daha küçük olduğunu önermekle, teorinin kötü huylarından biri erdeme dönüştü. | Open Subtitles | كانت مائة بليون بليون مرة أصغر من الذرة, واحد من ملازمى النظرية |