"الذنوب" - Translation from Arabic to Turkish

    • günah
        
    • günahlar
        
    • günahları
        
    • günahların
        
    • günahlardan
        
    • günaha
        
    • günahtan
        
    • günahı
        
    • günahlarımı
        
    • günahlarını
        
    • günahkar
        
    • suçluluk
        
    • günahlarından
        
    • Günahlarımızdan
        
    Haftada bir günah çıkarıyor olabilirsin, ama Büro günahları affetmez. Open Subtitles ربما تقوم بالأعتراف مرة بالأسبوع ولكن مكتبنا لا يغفر الذنوب
    Merhametine sığınarak, değişeceğime bir daha günah işlemeyeceğime yemin ederim. Open Subtitles انا انحل برحمتك من أن أذنب مرة أخرى وان أقترب لطريق الذنوب مرة أخرى
    günah çıkarma, kitaplardan veya filmlerden... çok daha iyiydi, çünkü günahlar gerçekti. Open Subtitles الأعتراف كان أفضل من أى كتاب ممكن أن نحصل عليه أو أى فيلم ممكن أن نراه لأن الذنوب كانت حقيقية
    Söyle bakalım bir günde ne günahlar işledin oğlum? Open Subtitles ومـا الذنوب التي إرتكبتهـا في يوم، يا بُني؟
    Çünkü bu benim kanımdır, günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır. Open Subtitles فهذا دمي، للعهد الجديد والذي سيراق لمغفرة الذنوب
    Gölün dibinde gizlenmiş şeylerden kaçmayı çalışarak günahlardan kurtulamazsın. Open Subtitles ليس عندما تكون الذنوب التي تحاولين الهروب منها مختبئة تحت البحيرة
    Tanrının affedemeyeceği hiçbir günah yoktur hele bir adam senin gibi içtenlikle, yaptıklarından pişmanlık duyduktan sonra, Tanrı mutlaka bağışlayacaktır. Open Subtitles كل الذنوب يغفرها الله عندما نندم عليها ندماً صادقاً كندمك
    Nasıl bu kadar küstah olabilirsin İnsanoğlu hergün günah işlerken? Open Subtitles كيف تجرؤين على أن تكوني واثقة بينما البشر يرتكبون الذنوب كل يوم؟
    Tabiki, günah Bekçileri... iki yüz yıldır yoklardı, değil mi? Open Subtitles بالطبع اكل الذنوب لم يكن موجود لقرنين، أليس كذلك؟
    Cehennemin dibinde, şeytanın laneti, çığlık ve uğultular ölümden sonraki çekilen korkunç acılar, onların işledikleri günahlar için... Open Subtitles الشياطين يلعنون ويعوون ويصرخون يعاني الشياطين من العقوبات السيئة بسبب الذنوب التي ارتكبوها
    Bunu bana kimin yaptığını bulduğumda işleyeceğim günahlar, burasını bir moloz yığınına çevirebilir. Open Subtitles و عندما أكتشف من فعل ذلك بى فإن الذنوب التى أنوى أن أرتكبها فيه قد تحول هذا المكان إلى ما يشبه الجحيم بعينه
    Ama bu günahlar hayatım boyunca sırtımda olsa bile görevimi yapmak zorundayım. Open Subtitles لكن حتى لو كانت تلك الذنوب ترهق حياتي بالكامل علي أن أنجز مهمتي
    İnanılır gibi değil! Peder, biliyorum ki bu günahları çıkarmak gerek ama çok güzeldiler! Open Subtitles أبتي، أعلم أن هذه الذنوب يجب أن نعترف بها
    Bütün günahları benimle öbür dünyaya götürüyorum. Open Subtitles أنا سَآخذُ كُلّ الذنوب إلى العالمِ الآخرِ.
    Kutsal Ruha, kutsal Katholic Kilisesine azizlere, günahların affına bedenin dirilişine, ve ebedi ruha inanırım. Open Subtitles اؤمن بالمسيحية وبالكنيسة الكاثوليكية إرتكاب الذنوب , مغفرة الذنوب إحياء الموتى والحياة الأبدية , آمين
    Eski günahların çok uzun gölgeleri vardır, bayan. Open Subtitles الذنوب القديمة تلقى بظلال طويلة يا سيدتى
    Açgözlülük en acınası günahlardan birisidir, ama bana göre, günahsız birisin. Open Subtitles الطمع هو واحد من تلك الخطايا مثيرة للشفقة، والتي، إذا كان من شأنه أن تصل إلى لي، كان غير الذنوب بعد الآن.
    "günaha karşı bir çare olarak ve zinadan sakınmak için buyurulmuştur." Open Subtitles هو أُقيم للحماية من الذنوب ومن الوقوع في الزنا
    günahtan söz etmişken, Binbaşı hiç bir katilden söz etti mi? Open Subtitles بالحديث عن الذنوب, هل سبق وتحدّث معك الميجور عن قاتل ؟
    "Yeni fark ettim ki akıl çağı yedi yaşına girince başlıyor, ve ondan sonra insan ve Tanrı'ya karşı her türlü günahı işleme yetisine sahip olacaksın. TED أنا قد أدركت أن سن العقل يبدأ عندما تصل الى السابعة، ومن ثم تكون قادرا على ارتكاب أي وجميع الذنوب ضد الله والانسان "، وقال بيل" ثم ماذا؟ "وبعد ذلك قلت
    Geçmiş günahlarımı affettirmeye çalışıyorum. Open Subtitles أحاول التعويض عن تلك الذنوب التي اقترفتها
    "Onun gözyaşları senin günahlarını yıkasın ve seni baştan yaratsın." Open Subtitles ودموعه تغسل الذنوب وتنتهي مرة أخرى المعمدان.
    Şuanda, ben yalnız tanrının günahkar bir kulu olarak günah çıkarıyorum. Open Subtitles في تلك اللحظة, لستُ سوى رجل عادي تقتله الذنوب وأكفر عنها للسماء
    Ben ruhunda biriken bütün suçluluk duygunum, öldürdüğün ilk kediden beri tüm hayatındaki. Open Subtitles أنا كُل الذنوب المُتراكمَة في روحِك طوالَ حياتِك، منذُ أن قتلتَ قِطَتكَ الأولى
    Kilisenin vekaletinde ve Tanrının yardımıyla ve kalbimin en derinlerden seni tüm günahlarından arındırıyorum. Open Subtitles وبالنيابة عن الكنيسة وبرحمة الرب ومن اعماق قلبي انا امنحك الغفران عن كل الذنوب
    Amacımız kutsaldı. Günahlarımızdan bağışlanmıştık. Open Subtitles لقد كانت قضيتنا مقدسة وقد تم تخليصنا من الذنوب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more