"الذهاب إلى المدرسة" - Translation from Arabic to Turkish

    • okula gitmek
        
    • okula gitmeyi
        
    • okula gidebilir
        
    • okula gitmekten
        
    • okula gitmenin
        
    • okula gitmeden
        
    • okula gidememişti
        
    • okula gidemiyorum
        
    • okula gidebilirsin
        
    • okula gidip
        
    • okula gitme
        
    eğer okula gitmek istiyorsak U dönüşü yapmamız gerekmiyor mu? Open Subtitles إذا أردنا الذهاب إلى المدرسة فيجب علينا الدوران للخلف، صحيح؟
    Oku... okula gitmek zorunda olduğum için şimdiden çalışmaya başlamalıymışım. Open Subtitles قال أنّ عليّ الدراسة بجهد أكبر لأن عليّ الذهاب إلى المدرسة
    Önemli bir kişi olmak istiyorum. Bu sebeple okula gitmek istiyorum. Open Subtitles ، أحب أن أكون شيئاً ما في العالم لذلك أريد الذهاب إلى المدرسة
    Bu genç kadın aynı zamanda okula gitmeyi de diliyordu. TED هذه الشابة تمنت كذلك الذهاب إلى المدرسة
    Hala okula gidebilir. Open Subtitles مازال لديه فرصة يمكنه الذهاب إلى المدرسة
    Amerika'da zorbalık yüzünden iki yüz binden fazla öğrencinin okula gitmekten korktuğunu biliyor musun? Open Subtitles أكثر من مائتى ألف طالب يخشون الذهاب إلى المدرسة بسبب التنمر؟ ألا يهمك الأمر؟
    okula gitmek istiyorum. Onu arkadaşlarının önünden almalıyım. Open Subtitles أريد الذهاب إلى المدرسة اقبض علية أمام زملاؤه
    Özel okula gitmek zorunda kalacaklar ki çok pahalıya mâl olur. Open Subtitles عليهم الذهاب إلى المدرسة الخاصة يكون باهض الثمن
    Hergün okula gitmek için iki otobüse binmem gerekiyordu. Open Subtitles فهل كانت حافلة الذهاب إلى المدرسة بهذا السوء؟
    Ve sabahta kendi başına okula gitmek zorunda kalıyor. Open Subtitles وفي الصباح ، إذا لم تكُن تريد الذهاب إلى المدرسة فهي تعود وحدها
    Çin taşrasında okula gitmek için her sabah uzun bir yürüyüş yaparak, yol üzerindeki bir veya iki mağaradan geçmek gerekebilir. Open Subtitles في القرى الصينية الذهاب إلى المدرسة هو عمل شاق يتطلب المرور خلال كهف أو كهفان
    okula gitmek istemiyor ve aniden, meteorlardan korkuyor. Open Subtitles ولا يريد الذهاب إلى المدرسة وفجأة أصبح يخاف من الشهب
    okula gitmek istemiyorsan tatlım, gitmek zorunda değilsin. Open Subtitles إذا لم تكونى تريدين الذهاب إلى المدرسة فليس عليكِ الذهاب يا عزيزتى
    Niye o eve girdiğin niye okula gitmek istemediğin niye kapını kilitlediğin hakkında. Open Subtitles عن سبب اقتحامك لذلك المنزل ولماذا لاتود الذهاب إلى المدرسة ولماذا تقفل باب غرفتك
    Ama ben okula gitmeyi sürdürürsem artık hiç okuyamayız. Open Subtitles ولكن إذا إستمريت فى الذهاب إلى المدرسة لن نتمكن من القراءة بعد الآن
    Ben de okula gidebilir miyim? Open Subtitles أيمكنني الذهاب إلى المدرسة أيضاً؟
    Kızlar okula gitmekten alıkonuldu, TED منعت الفتيات من الذهاب إلى المدرسة.
    Sen okula gitmenin gerekli olduğunu kabul edersin... ve biz de her akşam yaptığımız gibi okumaya... devam ederiz. Open Subtitles أنت توافقين على ضرورة الذهاب إلى المدرسة وسنواظب على القراءة كما سبق .... كل ليلة
    okula gitmeden önce benimle görüştü. Open Subtitles نعم، وأنا أعلم. وقال انه جاء لرؤيتي قبل الذهاب إلى المدرسة.
    Bir keresinde giyebileceği büyüklükte bir pantolon bulamadığı için okula gidememişti. Open Subtitles ذات مره لم يتمكن من الذهاب إلى المدرسة لأنه وجد أن كل سراويله قد ضاقت ولم يجد ما يرتديه
    Neden artık okula gidemiyorum? Open Subtitles لماذا لا استطيع الذهاب إلى المدرسة بعد الآن؟
    Ben koşabiliyorum, ve artık sen de okula gidebilirsin. TED أستطيع العدو والآن يمكنك الذهاب إلى المدرسة.
    okula gidip iyi notlar almak. Open Subtitles يتمثل في الذهاب إلى المدرسة و نيل علامات جيّدة
    Geçen yıl A.B. 'yi ziyaret ediyordum, Musu gibi onun da okula gitme şansı olmamıştı. TED في السنة الماضية زرت إي بي، وكمثل موسو، فقد حظي إي بي بفرصة الذهاب إلى المدرسة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more