Sadece bana yanlarında büyüdüğüm yalancı politikacıları hatırlatıyorsun. | Open Subtitles | أنت تذكرني بالسياسيين المزيفيين الذين ترعرعت من حولهم |
Birlikte büyüdüğüm çocukların bir dizi fotoğrafını çektim. | Open Subtitles | أخذت سلسلة من الصور للاولاد الذين ترعرعت معهم. |
Birlikte büyüdüğüm çocuklar eskiden saç spreyi kutularından pürmüz yaparlardı. | Open Subtitles | حسنا.. اؤلئك الاطفال الذين ترعرعت معهم كانوا يصنعون مشاعل لهب من قناني رذاذ الشعر |
Birlikte büyüdüğüm, en sonunda suça karışan insanlar için başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | للأشخاص الذين ترعرعت معهم الذين إنتهى بهم المطاف متورطين في الجرائم لم يكن هناك شيء آخر يمكنهم فعله |
Birlikte büyüdüğüm, en sonunda suça karışan insanlar için başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | للأشخاص الذين ترعرعت معهم الذين إنتهى بهم المطاف متورطين في الجرائم لم يكن هناك شيء آخر يمكنهم فعله |