"الذين قابلتهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • tanıdığım
        
    • tanıştığım
        
    • karşılaştığım
        
    • korkusuz
        
    Bu yüzden ondan ayrıldım, tanıdığım en inatçı adam o. Open Subtitles لهذا السبب تركته انه من أكثر الرجال الذين قابلتهم عنادا
    tanıdığım en iyi insanlarsınız. Open Subtitles كلير أنكى واحده من ألطف الناس الذين قابلتهم
    tanıdığım tüm diğer kadınlardan farklısın. Open Subtitles لذا انت على خلاف كلّ النساء الأخريات الذين قابلتهم.
    Sean Hannity şimdiye kadar tanıştığım en tatlı adamlardan biri. TED شون هانيتي شخص من الأشخاص الرائعين الذين قابلتهم على الأطلاق
    tanıştığım tüm erkekler, ne söylerse söylesinler son cümleleri aynıydı. Open Subtitles كل الرجال الذين قابلتهم لم يريدوا حبى ولكنهم آرادوا جسدى
    Neredeyse karşılaştığım Kriptonluların hepsi soğuk kanlı birer katil çıktı. Open Subtitles تقريباً كل الكريبتونيين الذين قابلتهم تحولوا إلى قتلة بدم بارد
    tanıdığım en sıkı İrlandalılardan biriydi. Open Subtitles كان واحذاً من أصلب الإيرلنديين الذين قابلتهم في حياتي
    Hayatımda tanıdığım en pısırık kadınlardan birisiniz. Open Subtitles أنتِ أحد أكثر الغير محترمين الذين قابلتهم طوال حياتي
    Sen tanıdığım en şanslı, en hünerli ve en korkusuz adamsın. Open Subtitles أنت الأكثر حظا، الأدهى وأكثر الرجال الذين قابلتهم تهورا
    Bugüne kadar tanıdığım en utangaç erkekti. Open Subtitles أعتقد أنه كان أكثر الرجال الذين قابلتهم خجلا0
    Sen tanıdığım en şanslı, en hünerli ve en korkusuz adamsın. Open Subtitles أنت الأكثر حظا، الأدهى وأكثر الرجال الذين قابلتهم تهورا
    Jack Curtin, tanıdığım, en delicesine kıskanç adamdı. Open Subtitles جاك كورتين من أكثر الرجال الغيورين الذين قابلتهم في حياتي
    Heinz tanıdığım en beyefendi insandı. Open Subtitles هاينز كان من الطف الرجال الذين قابلتهم من قبل.
    tanıştığım en zeki insanlardan biri. TED واحد من أذكى الأشخاص الذين قابلتهم على الإطلاق.
    tanıştığım çok az kişi düzgün bir eğitim almıştı. TED بعض الذين قابلتهم في السجن حظوا بتعليم جيد.
    Bu yüzden, yetimhaneleri ziyaret ettim, ve tanıştığım çocuklara yardım etmek için biraz kıyafet, kitap ve biraz para bağışladım. TED لذلك زرت بعض دور الأيتام وتبرعت ببعض الملابس والكتب وقليل من المال لمساعدة الأطفال الذين قابلتهم.
    tanıştığım metanetli iki kişiden bahsetmek istiyorum. TED لذا دعوني أخبركم عن اثنين من أعظم الأشخاص الذين قابلتهم.
    tanıştığım en maço olmayan insanlardı ama beni kurtardılar. TED لقد كانوا أخر الشجعان الذين قابلتهم في حياتي، لكنهم أدخلو البهجة إلى قلبي.
    Başlangıçta, bu platformda karşılaştığım insanlar tam da beklediğim gibi düşmanca davranıyordu. TED في البداية، كان الناس الذين قابلتهم على المنصة عنيفين كما توقعت.
    Siz bugüne değin karşılaştığım en ısrarcı yaratıksınız. Open Subtitles انت اكثر الناس الذين قابلتهم اصرارا, ولكنك حبَوب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more