"الذين يودون" - Translation from Arabic to Turkish

    • isteyen
        
    Yani hayatımızda hiç böyle insanlar olmadı, biliyorsun. Bize yardım etmek isteyen. Open Subtitles لم يكن لدينا ابدا اشخاص مثلهم كما تعلم الذين يودون تقديم المساعدة
    Ve bu tabiki varsayımların en büyüğü olan iş iştir, ve hayırseverlik dünyada değişiklik yapmak isteyen insanların aracıdır varsayımının üstesinden geliyor. TED وهذا بالطبع يرمز لأكبر فرضية فيهم أن التجارة تجارة وأن العمل الإنساني هو ناقلة الناس الذين يودون تغيير العالم
    Fakat atmosferin ötesindeki astronomik kaynaklara bakmak isteyen gökbilimciler için nispeten zorlayıcı. TED و لكنه يشكل تحدياً نسبياً للفلكيين الذين يودون النظر عبر الجو للمصادر الفلكية
    Bütün bunlardan sıkıldım! Biraz eğlenmek isteyen avcılar. ...ve adamlarla başka bir kamp kuracağım. Open Subtitles لقد سأمت من ذلك ، سوف ابني مخيماً جديداً للصيادين وللاشخاص الذين يودون الحصول على المرح
    Bütün bunlardan sıkıldım! Biraz eğlenmek isteyen avcılar. ...ve adamlarla başka bir kamp kuracağım. Open Subtitles لقد سأمت من ذلك ، سوف ابني مخيماً جديداً للصيادين وللاشخاص الذين يودون الحصول على المرح
    Sana bir şey yapmak isteyen çocuklardan biri olmasın da. Open Subtitles من الأفضّّـل ألاّ يكون من أؤلئك الصبيـّة الذين يودون فعل أشياء شيطانيـّة معكِ
    Wilson bir reform okuluna döndüğü için eğitim almak isteyen çocukların acı çekmesi sence mantıklı mı? Open Subtitles وأنظري لما حولوها اقصد , هل هذا شيء معقول اولائك الأولاد الذين يودون التحصيل العلمي يجب عليهم أن يعانوا
    Bir şeyler yapmak isteyen bir alay aptal. Open Subtitles حفنة من البلهاء الذين يودون أن يقوموا بفعل اي شئ في هذا العالم
    Ulaşılmaz olana ulaşmak isteyen yabancılarla karşı karşıyayız. Open Subtitles لذا، إننا نتعامل مع أجانب، دخلاء الذين يودون إختراق شيء متعذر بلوغه.
    Dersinize katılmak isteyen öğrenciler tarafından yazılmış 30 sayfalık senaryolar. Open Subtitles إنها نصوص مؤلفة من ثلاثين صفحة لكل نص مقدمة من قبل الطلاب الذين يودون حضور صفك
    Bizi incitmek isteyen çok kötü insanlar var. Open Subtitles هُنالك بعض الأشخاص السيِئين الذين يودون أذِيتِنا
    Hava Milli Muhafız'daki tipler uçuş değerlerini sürdürmek isteyen eski Hava Kuvvetleri pilotları. Open Subtitles أن رياضو الحرس الوطني الجوي هم مجرد .طيارين سابقين الذين يودون الحفاظ على تقيماتهم
    "Çin, bizi bölmek isteyen uzaylılara artık güvenmiyor." Open Subtitles لم تعد الصين تثق بالفضائيين الذين يودون تقسيمنا
    JD: Umudum, bu teknolojiyi sorumlu bir şekilde kullanmak isteyen bir çok kişinin ve paydaşlarımızın görüşlerini paylaşabilmek. TED ج د: حسنٌ، آمل أن نتمكن من عرض آراء العديد من الأشخاص وأصحاب الشأن الذين يودون التوصل إلى طريقة يمكننا فيها استخدام هذه التقنية بشكل مسؤول.
    Bir de kıyamet sonrası güvenlik güçlerinin kontrolünü nasıl koruyacaklarını bilmek isteyen teknoloji milyarderleri vardı ya, onlara ne söylediğimi biliyor musunuz? TED آه.. وأباطرة التكنولوجيا أولئك الذين يودون أن يعرفوا كيفية إحكام السيطرة على قواتهم الأمنية بعد نهاية العالم، أتدرون ماذا قلت لهم؟
    Bu değişiklikler, sadece mesajları sansürlemek isteyen insanları etkilemiyor. TED بل كذلك الذين يودون بعث رسائل
    Ölümden sonraki yaşamım için biriktirdiklerimi benden almak, bunları benden çalmak isteyen çok kişi var. Open Subtitles هناك الكتثيرون الذين يودون سلبه منى... أخذين منى ما قد... جمعته لحياتى الآخرة...
    Belki barda birkaç tek atmak isteyen, hödük gibi davranıp karaokede kötü şarkı söylemek isteyen başka kişiler de vardır. Open Subtitles ربما هناك بعض الأشخاص الآخرين على البار الذين يودون ان يتناولو بعض الشراب, أنت تعرف, تتصرف مثل الأحمق وغناء الكاريوكي سيء.
    Bence Leydi Ambrosia çocuklarından kurtulmak isteyen anne ve babaları bulmak için Shuster'ı kullanıyor... ..ama yapamazlar çünkü her iki ebeveynin de onayı gerekiyor. Open Subtitles " أعتقد أن سيدة الطعام الشهي تستخدم " شوستر لتحديد الأمهات والآباء الذين يودون التخلص من أطفالهم
    Bu algoritmalar, benimle çıkmak isteyen ama sonunda felaket randevulara dönüşen bir erkek yığını ile doluydu. TED تلك النظم الخوارزمية تتوفر على أعداد هائلة من الرجال الذين يودون ملاقاتي و الكثير من المواعدات-- التي تبين أنها فعلا لقاءات سخيفة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more